Olaylar Ve Görüşler

Sıra, Demokratik Kitle Örgütlerine Geldi! - L. Nihal KIZIL

30 Aralık 2020 Çarşamba

Kabul edilen bu 43 maddeli torba yasanın başlığına bakınca teröre ve silahlanmaya karşı bir içerik bekleniyordu. Ancak maddeler incelenince başlıkla ilgili 5-6 madde vardı. Buna karşılık Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kitle imha silahlarının ve finansmanın önlenmesi hakkındaki yaptırım kararlarının uygulanması kapsamında erk sahiplerinin ve yakınlarının edindikleri mal varlıklarının kaynağının ve edinim şekillerinin sorgulanması beklenirken hiç de öyle olmadığı görüldü.

İlgisiz bir biçimde dernek, vakıf vb. STÖ ve DKÖ’leri kısıtlayıcı maddeler konulmuştu yasaya. Örgütlenmeyi kısıtlayacak ve örgütlenme özgürlüğünü yok edecek maddeler konulması, örgütlerin kimliksizleştirip dönüştürülmek ya da yok edilmek istenilmesi ilk kez görülen bir durum değildi. Ülkemizin tarihindeki 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 gibi baskılarla dolu, demokrasinin zayıflatıldığı ya da askıya alındığı karanlık dönemlerde toplumun sesinin kısılması hep uygulanagelmiş bir yöntemdi. Yüzlerce dernek, sendika baskı altına alınmış, kapatılmıştı.

YANITSIZ SORULAR

Çünkü baskıcıların en korktuğu şeydir demokratik bir ortamda, özgürleşmiş, düşünen, sorgulayan, hak arayan, konuşan insanlar. Çünkü en korktukları şeydir örgütlü toplum! Bu yüzden zorbaların iktidarlarını devam ettirebilmeleri için demokratik kitle örgütlerinin bölünmesi, yalnızlaştırılması ve tek tek avlanması gerekir. Peki, ya sivil veya demokratik olmayan başka yapılanmalar, başka örgütler?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan’a İslami örgütlere bir baskı uygulanmayacağı sözü verdiği yer aldı basında. Aynı söz tüm örgütlere verilmiş midir? Verilse bile bir hukuk devletinde yasalara göre mi yoksa bakanın sözlerine göre mi uygulamalar olacaktır? Dernekleri denetleme mekanizmaları yasalarda varken ve sürekli denetlendiği halde ÇYDD gibi tüm çalışmaları açık, şeffaf bir derneğin yöneticileri bile bilgisayarlarına Emniyet’te yuvalanmış FETÖ yapılanması tarafından uydurulmuş dosyalar konularak sahte delillerle yıllarca yargılanmadı mı?

O zamanlar bu hukuksuz uygulamalara aldatılan ya da aldananlarca göz yumulmadı mı?

DERS ALINMIYOR

Bu ülkede Ergenekon gibi düzmece davalarla sivil asker, birçok insanın özgürlüğü, sağlığı ve hatta yaşamı elinden alınmadı mı? Yaşananlardan hiç ders çıkarılmadığı görülüyor. Yeni yasa ile belli çetelerin bile değil, doğrudan bir kişinin kararına bağlı olacak bir örgütün kaderi. Oysa örgütlenme özgürlüğü herkes için her dönemde gereklidir. Özgürlükler, kişiye, gruba, örgüte göre, siyasi veya dini görüş, renk, ırk, cinsiyete göre kullanılacak olursa bir hukuk devletinden bahsedilemez zaten. 

Yasadan etkilenecek toplumun, emek veren ve üreten gönüllü  kesimin, örgütlerin görüşlerinin hiçbir değeri kalmadığını izliyoruz. Aslında bugünlerin geleceği, baroların bölünmek istenmesi, TTB’nin hedef gösterilmesi sırasında belliydi.

KABUL EDİLEMEZ

O günden bu yana hızla gelinen noktada baskı altına alınma sırası STÖ ve DKÖ’lerde artık. Çıkarılan yasaya göre herhangi bir dernek yöneticisi hakkında bile dernek faaliyetleri kapsamında terör soruşturması açılsa tüm yönetim kurulu görevden alınabilecek, kayyım atanabilecek, mal varlığına el konulabilecek. Üstelik Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın tek kişi olarak verebilecekleri kararla. Yani ya benim yanımda veya benim istediğim gibi olursun ya da yok olursun mantığı. Oysa adı üstünde -resmi veya askeri- herhangi bir güç odağından bağımsız olmalı, sivil olmalı örgütler.

Unutulmamalı ki STÖ ve DKÖ’ler demokrasinin olmazsa olmazıdır ve demokrasi, sivil toplumdan beslenir. Örgütlenme, örgütlenerek ortak düşüncelerini ifade edebilme, kamuoyu oluşturabilme, baskı grubu olabilme demokratik bir haktır. STÖ’ler, görüşleri doğrultusunda topluma katkı sunma, sorunların çözümüne destek olma görevlerini ancak demokratik özgürlük  ortamlarında yapabilir. Tek bir kişinin karar verdiği suç ve tek bir kişinin kestiği, uyguladığı ceza, adlı adınca ancak faşist yönetimlerde görülür.

BU ANTİDEMOKRATİK BASKI YASASI KABUL EDİLEMEZ!

L. NİHAL KIZIL 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları