Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Rüştü Onur'u Özlemle Anıyoruz - İbrahim TIĞ
3
Ağustos 1920 yılında Devrek’te doğan Rüştü Onur’u ölümünün 78.yıldönümünde
özlemle anıyoruz.
Rüştü Onur’u, dostu, şair-yazar, Salah
Birsel şöyle anlatıyordu:
“Uzunca boyluydu. Esmer, yağız bir yüzü
vardı. Sevgisine hiçbir sınır çizmemişti. Onu bol bol dağıtıyordu. Aklı fikri
dünyanın öbür sokaklarında, öbür şehirlerindeydi. Sessizdi. Kendi içinde yaşar
kimseyi kırmak istemezdi. Ölümü de dünyadakileri fazla tedirgin etmemek
isteğinden doğmuş olmalıdır. Şiirleriyle Tanrı’yı tedirgin ettiğine inanır,
kendini bağışlaması için Tanrı’ya yalvarırdı.”
Bilindiği gibi 22 yaşında yaşama veda
eden Rüştü Onur’u, edebiyat dünyamıza Salah Birsel kazandırmıştır. Şöyle ki,
onun şiir ve mektuplarının yanı sıra ardından yazılanları ölümünden sonra 1956
yılında Rüştü Onur adlı bir kitapta
toplayarak ona karşı vefa borcunu ödedi.
Şiirleri, Garip şiiriyle Cahit Sıtkı
arasında yer alan Rüştü Onur, büyük umutlarla yerelden merkeze uzanma yolunda
çaba göstermiştir.
Rüştü Onur, Salah Birsel’e yazdığı bir
mektubunda şöyle diyor:
“Güvendiğim
bütün dağlara kar yağdı. Ve ben bütün şiirlerimi mahrumiyet içinde yazdığım
halde onlardan neden saadet kokuyor? Saadeti ömrümde bir kez bile tatmış
değilim” Ancak, “Memnuniyet” şiirinde de yine kendisi yanıtlıyor sorusunu:
“Benden
zarar gelmez / Kovanındaki arıya / yuvasındaki kuşa; / Ben kendi halimde
yaşarım / Şapkamın altında. / Sebepsiz gülüşüm caddelerde / Memnuniyetimden; /
Ve bu çılgınlık delicesine / İçimden
geliyor / Dilsiz değilim susamam, / Öyle ölüler gibi / Bu güzel dünya ortasında.”
Sait Faik’in “Her şey bir insanı sevmekle
başlar.” dediği gibi, Rüştü Onur
da insanlara karşı büyük bir sevgi besler.
Bunu şiir ve mektuplarında görmek
mümkündür:
“Ve bütün bu
insanların / Derdi bana düşüyor / Akşam olunca…”
Bir başkası:
“Ben insanları düşünüyorum / Ve dünyayı./ O insanlar ki/ Böyle her akşamüstü, /
Şarkı söyler ve şiir yazarlar/ Ölüme dair”
Rüştü Onur şiirlerinde “yalnızlık” temasını
da sıkça işlemiştir. İnsan ve doğa sevgisinin canlılığı yanı sıra içinde
biriktirdiği yalnızlık olgusunu da şiirlerinde yansıtan Onur da bu kavram
zamanla özleme dönüşür:
“Bütün tanıdığım insanlar / Susarak bana
bakıyor/ Her pencereden sen uzanıyorsun/ Her odada annem/ Ve her sokaktan
kardeşim geliyor”
Rüştü Onur’un yalnızlığına Garip akımı
çerçevesinde bakılırsa “garip olma, garip kalma gibi bir yalnızlık”tır bu.
Hayalleriyle birleşir, bazen de aile özlemine dönüşür. Bu bakımdan da Cahit
Sıtkı yalnızlığını anıştırır. Şair, Cahit Sıtkı Tarancı’ya ithaf ettiği
“Hülasa” şiirinde yalnızlığını son dizelerde vurgulayarak bu savumızı doğrular:
“Ben ölsem be anacığım /Nem var ki sana kalacak./ Ceketimi kasap
alacak,/Pardösömü bakkal/ Borcuma mahsuben.,/Ya aşklarım şiirlerim ne olacak
/Ya sen ele güne karşı /Nasıl bakacaksın insan yüzüne./Hülasa anacığım/Ne
ambarda darım/Ne evde karım var./Çıplak doğurdun beni/ Çıplak gideceğim”
Rüştü Onur’un şiirlerinde Allah, çocuk,
şehir gibi kavramlar da yoğundur. Bunları “benimsin” diyerek içselleştirir.
“Sen aziz şehrim,/Uykusuz yaşadığımı bilmelisin./Bütün işçilerin Saçak altında uyuduğu bir saatte,/Ben mızıka çalarak geçiyorum sokaktan.”, “Nasibin dalda çocuk/Uzan uzan dallara/Nasibi yolda çocuk/Düş düş yollara.”, “Beklenilen rahmet ve bahar,/Gelecektir nasıl olsa/Şükret Allah’a çocuğum/Mademki günler kısa.” şiirlerinde olduğu gibi.
Rüştü Onur’dayaşadığı şehirden bitimsiz
bir gitme/kaçma isteği vardır. Bu istek bazen bir gemi bazen de bir trenledir.
Bu durumu içinde bulunduğu hastalığına, hastalığının getirdiği bir ruh haline,
zaman zaman işsiz kalışına bağlamak da mümkündür: “Beni kaçır kaptan,/ Bu küçük
şehirden./ Çımacı olurum gemine/ Hattâ kürek çekmek de gelir elimden/ Akıntıya
karşı.”
“Paramın çıkışacağı kadar / Bir bilet
alsam./ Ve kimseler bilmeden / Kaçacağımı bu küçük şehirden/ Atlasam trene”
Rüştü Onur’un şiirlerinde ölüm teması da
egemendir. Salah Birsel’e yazdığı bir mektubunda şöyle diyor:
“…Bugün çok sevdiğim dünyaya
doyamıyacağım gibi geliyor bana. Daha koklamadığım çiçekler var, tadamadığım
meyvalar, havasını teneffüs edemediğim, insanlarıyla omuz omuza gezemediğim
şehirler. Ve nihayet yazamadığım şiirler. Ben ölecek adam değilim Sâlah. Fakat
bilinmez ki, mukadderat.”
“Ellerime Ayaklarıma Veda” adlı şiirinde
ise:
“Öleceğim vakti bekliyorum, Bilinmez
hangi gün hangi saat./ Kim bilir belki öldüm / Bir şeyin farkına varmadan./ Ama
henüz veda etmedim/ Ellerime ayaklarıma” diyerek ölüme kapılarını açmak istemez.ama
da “Şair Leyla Sokağı” adlı şiiriyle de kendini teselli eder:
“Ölüm içimde/ Ölüm dışımda/ Ölüm talihsiz
aşımda/ Ölüm kuru başımda / Teselli benim
gözyaşımda”
Şair
Ahmet Özer’in Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’yu değerlendirdiği şu
satırları da tarihe not düşmek istiyorum: “Bu çocuklar bir mucizeyi
gerçekleştirdi.Bu mucize küçücük bir dünyadan kendilerine yakın bulduğu
insanlarla diyaloglar kurarak Garip şiirinin güçlü sesi olmalarıdır. Şair
olduklarını ispat etmek için verdikleri çaba da takdire şayandır”
Yazımı, Rüştü Onur’un ölümü üzerine dostu Behçet Necatigil’in yazdığı şu
dizelerle bitiriyorum:
“Bir şair yaşamıştı Zonguldak’ta
Adı Rüştü Onur’du
Bilseydi hatırlanacağını
Ölümünden sonra
Memnun olurdu”
İBRAHİM TIĞ
RÜŞTÜ ONUR SANAT VE KÜLTÜR DERNEĞİ BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı