Olaylar Ve Görüşler

Ortalama toplumsal aklımız - Sevgi ÖZKAN

23 Eylül 2022 Cuma

“Merak etme”, “Bir şey olmaz” ve “Allah korusun” türü teminat ve temennilerin insanlarda bilgiye dayalı önlem, dikkat, sorumluluk ve de düşünme gücünün yerini aldığı bir toplumda yaşıyoruz. Böyle bir toplumda akla gelmeyen olaylara kurban gitmenin kader gibi algılanması da normal sayılıyor. İnsana akıl ve sorumluluk yüklendiği kabulüne rağmen yaygın bilgisizlik ve sorumsuzluktan doğan bir tablo, her alanda karşımıza çıkmakta. 

Geçmiş yıllarda gazete haberi olarak yayımlanan bir araştırmada son iki üç yılda yaşanan ve kader olarak yorumlanan faciaların en inanılmaz örnekleri yer almıştı. Bu örnekler her alanda bilgi, dikkat ve sorumluluğun daha çok devreye girmesinin gerekliliğini ortaya koyuyordu.

FACİA ZEMİNİ

Yaygın bilgi eksikliği ve sorumsuzluklar zinciriyle oluşan olaylar, bireylerin kendisi dışında bir sorumlu arama alışkanlığına dayalı mazeret kültürüne dönüşerek herkesin kendi vicdanında aklanmasına yol açıyor. Bu nedenle bireyi, kendisinin çeşitli zaman ve yerlerde sorumsuzluk ortamına yaptığı katkının dürüst bir analizini yapmakla sorumlu tutan yurttaşlık kültürünün, geliştirilmesi önem kazanıyor.

Kurallara uymama alışkanlığıyla hata yapmayı marifet sayanlardan oluşan ortalama toplum aklı, sonuçta her yeri potansiyel bir facia zeminine dönüştürüyor. Özellikle trafikte kurallara uyulmamasının hata yerine artı bir bireysel beceri sayıldığı düzende hak hukuk kültürüne dayalı demokrasi de o kadar var olabiliyor.

Hiçbir olay tek başına kaza veya kader değil, toplumların ortalama aklı gelişmişliğinin göstergesi olduğundan, insana saygıyı, bilgiyi, toplumsal yaşamın kurallarına uymayı da önemsemek, dert edinmek gerekiyor.

KADER ALGISI

Bireysel sorumluluk, her şeyden önce “Kimse kurala uymuyorsa ben de uymam” zihniyetini kırmakla başlıyor. “Kader böyleymiş” algısıyla, yaz kış, her yıl aynı tanımlamalarla duyurulan kaza haberlerinin “kader” diye nitelenip geçilmesi, her yıl, her mevsim tekrarlanan ve asla önlenemeyen bir akılsal ataletin dışa vurumu gibi oluyor.

“Haber” diye geçtiğimiz “kader” diye algıladığımız görünür/görünmez kazaların değişmeyen mevsimsel dağılımı, aslında çok şey anlatıyor. Zira çocuklarımız, insanlarımız hep aynı bilgi ve dikkat eksikliğiyle ve göz göre göre oluşan çoğu da önlenebilir kazalara kurban gidiyorlar.

Bu durumda özellikle başta rol modeli olarak yönetimde etkili olanların, devleti idare edenlerin yasalara olduğu kadar kendi yapıp ettiklerine de dikkat etmeleri çok önem kazanıyor. Bu gerçekleşmeden, “doğru” davranışların “hatalı” olanlardan daha etkili olacağı bir topluma dönüşmek şimdilik mümkün görünmüyor. Böyle bir toplumda da kimsenin maddi manevi güvenliği söz konusu olamaz. 

SEVGİ ÖZKAN

SOSYOLOG/YÖRET VAKFI YK ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları