Olaylar Ve Görüşler

Öğretmenlerin büyük sınavı - Erdal ATICI

02 Kasım 2022 Çarşamba

Ülkemizde uygulanan uyutucu ve ezberci eğitimin temel amacı, içinde bulunduğu politik, ekonomik, toplumsal düzeni eleştiremeyen, düşünmeyen, sorgulamayan, ne söylenirse yapan insanlar yetiştirmektir. Oysa eğitim, kendi ayakları üstünde durabilen, hak ve ödevlerini bilen, üreten, ürettiği kadar tüketen, çevre duyarlılığı olan, kurda kuşa saygılı insanlar yetiştirmelidir. Özetle eğitim, kul yetiştirmeyi değil, yurttaş yetiştirmeyi amaç edinmelidir.

Kurulu ve çarpık düzenden beslenenler, özgürleştirici eğitime karşı çıkarlar; onlar isterler ki düzen hep böyle sürsün! Kendi çocukları nitelikli özel okullara, halkın çocukları imam hatibe gitsin... Bu nedenledir ki suya sabuna dokunmayan öğretmeni ve sendikayı severler. Yurttaş yetiştirmeye çalışan öğretmeni halkın gözünde değersizleştirmek için çaba gösterirler. Onları ekonomik yönden sıkıştırıp küçücük çıkarların kulu kölesi haline getirmek isterler...

SENDİKAL MÜCADELE

Bugünlerde, öğretmenler ve öğretmen sendikaları çok büyük sınav veriyor. Öğretmenlere ve öğretmen sendikalarına sorulmadan, eğitime taraf olan kurumların onayı alınmadan, çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) gereği 19 Kasım’da yapılacak olan sınavın iptal edilmesi için mücadele ediyorlar.

Yapılan sormacalara göre öğretmenlerin tamamına yakını yapılacak bu sınava karşı. En son, 12 öğretmen sendikası bu sınavın iptal edilmesi için birlikte hareket etmeyi kararlaştırdı. 2 Kasım’a kadar çeşitli uyarı eylemleri sonuç vermezse, 2 Kasım’da boykota gidilmesi, imzalanan sözleşmede yer aldı.

Öğretmenlerin ve sendikaların asıl sınavı, ÖMK’ye karşı yapılacak olan 2 Kasım boykotudur... Bu boykotun başarısı, öğretmene ve velilere amacın iyi anlatılmasına bağlıdır. Bu süreçte sendikalar, eğitim tarihimizdeki başarılı öğretmen boykotlarında izlenen yolu iyi değerlendirmelidir.

İKİ BÜYÜK BOYKOT

Eğitim tarihinin iki büyük sendikası TÖS ve TÖBDER yalnızca öğretmenler arasında değil, halkın katında da çok saygı duyulan sendikalardı. Öğrencilerine derslerinde hak, hukuk, demokrasi, anayasa öğreten o Cumhuriyet öğretmenleri, kendi hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak için üretimden gelen örgütlü güçlerini kullanıyorlardı. 

TÖS, mesleğin onurunu korumak için, öğretmenlerin taleplerine kulak tıkayan iktidara karşı; 15-18 Aralık 1969’da tüm öğretmenleri dört günlük boykota (genel greve) çağırmış; TÖS’ün üye sayısı 65 bin olmasına karşın boykota 109 bin öğretmen katılmıştır. O tarihte Türkiye’de öğretmen sayısı 120 bin civarındaydı!

TÖS Genel Merkezi’nin bu boykota katılım için yaptığı “Bütün Öğretmenler Boykota!” adlı çağrı, bugün de geçerliliğini yitirmemiştir: “...Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim, yıllardır çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır...”

Diğer büyük bir boykot ise TÖBDER’in 24 Aralık 1979’da Kahramanmaraş katliamını ve faşist saldırıları protesto etmek amacıyla düzenlediği bir günlük boykottu. Boykota, Türkiye’de çalışan öğretmenlerin yüzde 60’ı katılmıştır. Yine 1980 sonrası öğretmen yürüyüşlerinin, mitinglerinin, boykotlarının, 2 Kasım boykotu öncesi bir daha gözden geçirilmesinde büyük yarar vardır.

ERDAL ATICI

KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları