Olaylar Ve Görüşler

Mevlüde Genç’in ardından - Onur ÖYMEN

04 Kasım 2022 Cuma

29 Mayıs 1993 günü Almanya’nın Solingen kentindeki evlerine dört aşırı sağcı Alman gencinin benzin dökerek yaptıkları kundaklama eyleminde iki kızı, iki torunu ve bir yeğeni ölen ve oğlu Bekir Genç ağır yaralanan Mevlüde Genç geçen hafta sonunda yaşamını yitirdi. 

O tarihlerde Almanya’nın başkenti olan Bonn’da Türkiye büyükelçisi olarak görev yapıyordum. Alman hükümetinden, bu canice saldırının sorumlularının bir an önce yakalanıp cezalandırılmalarını ve yabancı düşmanlığının önlenmesini istedik. 

DOSTLUĞUN SİMGESİ

Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın cenazesine TBMM’yi temsilen bir heyet, Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weisecker ile Alman siyaset adamları, eyalet yetkilileri ve çok sayıda Türk ve Alman vatandaşı katıldılar. Irkçı terörü kınayan konuşmalar yapıldı. Alman basını Başbakan Helmut Kohl’ün törene katılmamasını eleştirdi.

Mevlüde Genç büyük acısını yaşarken televizyonlara yaptığı konuşmalarda, Türklerin ve Almanların kin ve nefret duygularına kapılmamalarını, sevgi, barış ve dostluk içinde yaşamalarını tavsiye eden mesajlar veriyordu. 

Mevlüde Genç’in bu mesajları vicdan ve sağduyu sahibi olan Almanları derinden etkiledi. Mevlüde Genç, yılın annesi seçildi. Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel’in eşi Ursula Kinkel, Mevlüde Genç’i eşimle birlikte ziyaret etti, yabancı düşmanlığına karşı CURA adıyla bir dernek kurdu ve Türkler ile Almanlar arasındaki dostluğu desteklemek için çalışmalar yaptı. Türk-Alman Dostluk Derneği çocukların küçük yaşlarından itibaren barış ve dostluk içinde yaşamalarını teşvik etmek için Türk-Alman ortak anaokulları kurdu. 

Bu saldırı, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra giderek yoğunlaşan ve neo-Nazi veya Dazlaklar olarak adlandırılan ırkçı saldırganların işledikleri nefret suçunun ilki değildi, maalesef sonuncusu da olmayacaktı. 23 Kasım 1992’de Mölln’deki kundaklama eyleminden sonra Hamburg’da büyük bir protesto mitingi düzenlenmişti. Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel’le beraber orada birer konuşma yaparak bu saldırıyı lanetlemiş, Türkler ve Almanlar tarafından düzenlenen protesto yürüyüşüne birlikte katılmıştık.

SOSYAL BİR HASTALIK

Neo-Naziler bu tepkilerden ders almış mıydı? Maalesef almamışlardı. Mölln ve Solingen’deki kundaklama eylemlerinden kısa bir süre sonra Türk-Alman Dostluk Derneği’nin desteğiyle Siegburg’da inşa edilmiş olan çocuk yuvası bir gece neo-Naziler tarafından kundaklandı. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı sosyal bir hastalık gibi Alman toplumunun bir bölümünü ve başka Avrupa ülkelerini sarmıştı. Son yıllarda Almanya’nın yanı sıra Fransa, Hollanda, Avusturya, İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinde de aşırı sağ partiler yükselişe geçtiler. 

İnsanlık adına utanç verici bu gelişmeler, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler ve diğer yabancılar arasında huzursuzluk ve kaygı yaratmaya devam ediyor. Irkçılıkla ve yabancı düşmanlığıyla mücadelenin parlamentoların, siyasi partilerin ve hükümetlerin öncelikli görevleri arasında daha fazla yer alması zorunlu hale geldi. İnsan haklarını savunan örgütlere de bu alanda görev düşüyor. Onların da Mevlüde Genç’in uyarıları doğrultusunda bu konuları daha çok gündeme getirmeleri gerekiyor.

ONUR ÖYMEN

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları