Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs’ta umuda doğru - Ahmet GÖKSAN

15 Kasım 2022 Salı

Türkiye’nin yarım asrı aşan bir süredir Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü için uğraş verdiği yadsınamaz bir gerçektir. Bu dönemde yönetime gelen siyasi partiler kendi politikalarına koşut dünya politikalarında ortalıklara atılan tek yanlı çözüm önerileri ile de boğuşmaktadırlar. Bu nedenle çözümsüzlük adeta çözüme dönüşmüştür. Bir süreliğine karşımızdaki unsurun önceki lideri olan Glafkos Klerides, “Çözümsüzlük çözümdür” söylemini Türk liderliğinin üstüne atarak çaba harcadıklarını anılarında ayrıntılı olarak anlatmaktadır.

1956-1959 yılları arasında iki toplum arasında yaşanan çatışmalardan sonra masaya oturularak çözüm arayışları başlatıldı. 19 Şubat 1959 tarihinde Zürih’te yapılan müzakerelerden sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması kabul ediliyordu. Adı geçen cumhuriyette uygulanacak kurallar her iki tarafın onayı alınmadan imzalanıyordu. Buna koşut karşımızdaki unsurun anayasa değişikliği önerisi ile Türklere verilen hakların fazla olduğu savı ile kurulan bu yapı dinamitlenmiş oluyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de ömrü bu nedenle kısa olmuştur.

ATEŞKES

Türkler adı geçen cumhuriyetten dışlanmaları sonrasında kendi öz yönetimlerini kurdular. Bir anlamda bakanlık görevine koşut olarak atanan kişilerin bu sıfatlarını kullanmadıklarını özellikle belirtmek gerekiyor. Kıbrıs Türklerinin komite olarak kurdukları yapı bir süre sonra Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi olarak yola çıkıldı. Kısa süre sonra geçici sözcüğü çıkarılarak Kıbrıs Türk Yönetimi yapısı altında Türklerin idari işlemleri çözülüyordu. Aynı şekilde Ankara ve Londra’da temsilciliklerin açılışları bu dönemde yapılıyordu. 

Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş ile garanti ve ittifak antlaşmalarının tanıdığı hakkını kullanarak “Adada bozulan devlet yapısını yeniden kurmak” için müdahale ediyordu. İki aşamalı olarak gerçekleşen Barış Harekâtı’nın birincisi 20 Temmuz 1974 tarihinde ikincisi de 14 Ağustos 1974 tarihinde gerçekleşen “Ayşe’nin tatile çıkması” ile günümüzdeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırları da belirlenmiş oluyordu. Gelinen bu noktada ateşkesin sağlanması ile sivil yönetime geçiş çalışmaları da başlatılıyordu.

KURULUŞ

Cenevre’de tarafların katıldığı toplantılar sonrasında adada iki otonom yönetimin kurulması karar altına alınıyordu. Kıbrıs Türkleri daha fazla zaman yitirmeden kendi otonom yönetimlerini kurmalarına karşın karşımızdaki unsur BM tarafından alınan kararı uygulamadı. Şu sıralarda sıklıkla konuşulan çözüm modelinin gerçekleşmesi için Kıbrıs Türkleri 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kurduklarını dünyaya duyuruyorlardı. 

Günümüzde de çok tartışılan federasyon kurulması konusuna da sıcak bakmayan karşımızdaki unsur Kıbrıs Türklerine başka seçenek bırakmadığı için 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduklarını dost düşman herkese duyuruyorlardı. 

Yaşanan çatışma dönemi dahil olmak üzere Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman yönetmemiş olan karşımızdaki unsur, ortak hükümet döneminde dahi Kıbrıs Türklerinin ambargolar altında ezilmesi için uluslararası kuruluşları kullandılar. Bu nedenle kurmuş olduğumuz cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatmak azim ve kararlılığımızın olduğunu yinelemek istiyoruz.

Nice 39 yıllara...

AHMET GÖKSAN

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları