Olaylar Ve Görüşler

İstanbul ulaşımının yönetim sorunu - Prof. Dr. Güngör EVREN

19 Ekim 2022 Çarşamba

Ulaşım, İstanbul’un sorunlarının başında geliyor. Bu nedenle sistemin etkin ve verimli yönetimi yaşamsal önem taşımaktadır. Aksi halde yollarda geçen süreler uzar, bu durumdan ekonomi, sosyal yaşam olumsuz etkilenir. Ayrıca enerji, trafik kazası, hava ve su kirlenmesi sorunları ağırlaşarak sürer. 

Ulaşım sistemi karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu ve bunların yolları, terminalleri, otoparkları, özel arabaları, taksileri, otobüsleri, raylı sistemleri yani tüm bileşenleri ile bir bütündür. Ancak bu bilinçle doğru bir yönetim sağlanabilir. Dolayısıyla uygun çözüm, yerel yönetimle organik bağı olan, sistemin bileşenlerini birbirleriyle uyumlu olarak yönlendirmek üzere bütününden sorumlu tek otorite tarafından yönetimdir.

UYGUN MODEL

Geçmişte İstanbul ulaşımının yönetimi konusunda yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. 1987 yılında İBB’nin istemiyle İTÜ’de kapsamlı bir çalışma yapılmıştı. Varılan sonuç, yukarıda tanımlandığı gibi tek elden yönetimdir. Böyle bir yönetimin gereği olan organizasyon şeması da belirlenmişti.

2002 yılında 14-16 Mart tarihlerinde İstanbul Valiliği ve İBB’nin girişimi ve İstanbul’un altı üniversitesinin, ilgili kuruluş uzmanlarının ve STK temsilcilerin katılımı ile İstanbul 1. Kentiçi Ulaşım Şûrası düzenlendi. Başkanlığını yapmış olduğum “Ulaşım Sistemi Koordinasyon ve Yönetimi” konusu, doğru yönetim olmazsa diğer konuların ve çabaların çözüm için yeterli olamayacağı anlayışıyla öne çıktı.

MEVCUT DURUM

Yürürlükteki yönetim modelinde ulaşım kararları UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) tarafından alınmaktadır. Amaca uygun nitelikte olmayan bu organın yapısı, son dönemde değiştirilerek belediye temsilcilerinin azınlıkta kalması sağlanmıştır. Bu değişiklik sonrasında karar süreci, belediyeyi etkisiz kılmaya yönelik siyasal çekişmeye dönüşmüştür. Oysa esas olan ulaşım bileşenlerinin uyumunu gözeten doğru çözümlerin bulunması için yerel yönetime yardımcı olunmasıdır. 

Etkin bir yönetimi engelleyen başka gelişmeler de vardır. Örneğin hükümet tarafında yapılan raylı sistemler (Marmaray ve U olarak) üzerinden senin raylı sistemin benim raylı sistemim gibi yanlış bir yaklaşımla raylı sistem ağının bütünlük içinde yönetimine aykırı bir tavır sergilenmektedir. Oysa büyük kentlerin ulaşımı büyük kaynak gerektiren yatırımlarına, özellikle raylı sistemlerine, merkezi yönetimin destek olması dünyada yaygındır. Bu yatırımlar da ulaşım sisteminin bir parçası olarak yerel yönetimler tarafından işletilmektedir. 

Öte yandan nüfus yoğunluğunu artıracak (hele de yeni kentler kurulması yönündeki) merkezi yönetimin plan dışı girişimleri, diğer sakıncaları yanında, ulaşım açısından çok ciddi sorunlar yaratacak niteliktedir.

YAPILMASI GEREKEN

Kentlerin ulaşımının sorumlusu yerel yönetimler olduğuna göre, yönetim yetkisine sahip olmaları gerekir. Kent ulaşımı kesinlikle planlara dayalı uzun erimli politikalarla, yerel yönetimle işbirliği içinde, yetki karmaşası yaratacak çok başlılığa olanak vermeyen, tek otorite tarafından yönetilmelidir. Ulaşım yönetimi asla günlük politikaların konusu yapılmamalıdır. Aksi durumda zarar görenlerin kent yaşamı ve kentte yaşayanlar olacağı unutulmamalıdır.

PROF. DR. GÜNGÖR EVREN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları