Türkiye, 150 yıldır devam eden bir Aydınlanma sürecinin içindedir ve bu sürecin kritik bir evresini yaşamaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi, kökleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne, Kuvayı Milliye’ye ve Mustafa Kemal Atatürk’e uzanan bu Aydınlanma mücadelesinin merkezinde yer almaktadır.

CHP, kurucusu ve ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran ve gerçekleştirdiği devrimlerle çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni biçimlendiren partidir.

ORTANIN SOLU VE DEMOKRATİK SOL

İkinci Dünya Savaşı sonrasında tek parti olmanın tüm olanaklarına karşın CHP, 1950’de iktidarı seçimle devretti. 14 Ocak 1959’da CHP’nin 14. kurultayında ilan edilen “İlk Hedefler Beyannamesi”, 1961 Anayasası’nın temelini oluşturdu. CHP, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’in önderliğinde sola açılarak kendisini 1960’larda “ortanın solu”nda, 1970’lerde “demokratik sol” kavramıyla tanımladı. 

1961 Anayasası ile yükselen solun önü önce 12 Mart askeri müdahalesi, ardından 12 Eylül darbesi ile kesildi. CHP de bu süreçte kapatıldı. Erdal İnönü, Deniz Baykal, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Altan Öymen’in liderliği CHP’nin 1992’de yeniden açılmasında, solun birleşmesinde ve yeniden umut haline gelmesinde tarihi bir rol oynadı.

22 Mayıs 2010’da yapılan 33. olağan kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu, arkasında büyük bir örgüt desteğiyle CHP’nin 7. genel başkanı oldu. Bu dönemde başlayan Gezi hareketi, iktidarın uyguladığı kutuplaşma, ötekileştirme ve çoğunlukçu baskı düzenine karşı toplumsal bir direnişti.

ÖNDERLİK ROLÜ

15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi devlete yerleştirilen örgütün ülkeyi tamamen ele geçirme hamlesiydi. Siyasi iktidar ise 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnen parlamentoyu 20 Temmuz tarihinde olağanüstü hal ilan ederek devre dışı bıraktı. CHP bu süreci “sivil darbe” olarak tanımladı. Bu tabloya karşı CHP’nin önderlik ettiği “Demokrasi İttifakı” 2017 referandumundan itibaren giderek genişledi ve 2019 yerel seçimlerinde büyük bir başarı sağlayarak toplumda korkuyu ve kaygıyı yendi. 

2023 seçimlerinde ortaya çıkan sonuç, birlik ve beraberlik ihtiyacını hayati bir gündem olarak önümüze koydu. Zira küresel güç dengelerinin yeniden belirlendiği, çevremizin terör örgütleri ve askeri yığınaklarla kuşatıldığı bir dönemde siyasi iktidar, yabancı askerlerin Türkiye’ye gelmesine izin veren tezkereyi çıkararak bağımsızlığımızı büyük bir tehlikeye attı.

ULUS BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK

Diğer yandan Cumhuriyetle sağladığımız büyük toplumsal uzlaşımız dağılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Siyasi iktidarın bilinçli olarak yarattığı bölünmüş toplum, ekonomik yıkım, gelir adaletsizliği ve mafya-tarikat düzeni en önemli milli güç unsurlarımızı zayıflatmaktadır.

Cumhuriyetimizin ve CHP’nin ikinci yüzyılının başında, CHP’nin tarihi görevi partinin ve ulusun birliğini sağlamaktır. Bu yolda umutsuzluk yoktur, yalnız inanç ve kararlılık vardır.

NESLİHAN HANCIOĞLU

CHP GENEL SEKRETERİ