Olaylar Ve Görüşler

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı - Suna TÜRKOĞLU

30 Eylül 2022 Cuma

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenlemekte olup hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza yargılaması sonucu verilecek mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının belirli koşullarla ertelenmesini ifade etmektedir. 231. maddeye 2006 yılında eklenen 12. fıkra ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edebilme olanağı sağlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi 23.9.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 20.7.2022 tarihli, Esas no: 2021/121, Karar no: 2022/88 sayılı kararı ile anılan 12. fıkra hükmünü, anayasanın 40. maddesine aykırı bularak iptal etmiştir.

ADİL YARGILANMA HAKKI

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının özellikle ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının yanı sıra, daha birçok temel hak ve özgürlüğe müdahale oluşturduğunu ve bu müdahalenin hak ihlaline neden olduğunu tespit eden Anayasa Mahkemesi, bu kararlara yönelik itiraz kanun yolunu, etkili başvuru hakkı bağlamında incelemiştir.

İki dereceli yargılanma, etkili başvuru yolu ve adil yargılanma haklarını engelleyen bir hüküm olduğu ve itiraz kanun yolunun bu haliyle anayasaya aykırılık oluşturduğu iddiasıyla yapılan başvuruyu haklı bulan ve incelemeye alan Anayasa Mahkemesi, Türk yargısında oldukça geniş bir uygulaması olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz; kanun yoluna başvurma olanağının tanınmasını, uygulamadaki ciddi farklılıklar nedeniyle yeterli bulmamış ve gerçek anlamda etkili bir kanun yolu olmadığı sonucuna varmıştır.

ETKİLİ KANUN YOLU

Diğer bir anlatımla Anayasa Mahkemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı daha etkili bir kanun yolunun olması gerektiğini belirterek itiraz kanun yolu hakkında iptal kararı vermiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ilk zamanlarda yalnızca şekil şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında sınırlı bir inceleme yapılması yönünde, daha sonra ise şekil şartlarının yanı sıra maddi yönden de inceleme yapılması gerektiği şeklinde kararlar vermesi ancak bazı Yargıtay dairelerinin esas incelemesi yapılamayacağına ilişkin kararlarının bulunmasını Anayasa Mahkemesi, “itirazlarda incelemenin kapsamına ilişkin yerleşmiş bir uygulamanın olmadığı” şeklinde nitelendirmiş ve “etkili olmama” durumunu bu şekilde açıklamıştır.

Kanunda öngörülen bir kanun yolunu etkili bir kanun yolu olarak görmeyen yüksek mahkeme, olanla yetinmeyip, anayasa karşısında olması gerekene işaret etmiştir.

SUNA TÜRKOĞLU

EMEKLİ DANIŞTAY ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları