Olaylar Ve Görüşler

Flaubert, M.Bovary Değildir - Mucize ÖZÜNAL

06 Ocak 2021 Çarşamba

Bir roman kahramanı olarak Emma Bovary; avuntusuz, tekdüzeliğin, yavanlığın, boğuculuğun, çıkışsızlığın içinde bir yaşam sürmektedir. Kocası sevgiden, aşktan, zarafetten yoksun duyarsız bir adamdır. Ortak yaşamları içinde hiçbir şey olmaz.

Boş umutlar, hayal kırıklıkları içindeki Emma'nın iç hayatı hakkında kocasının hiçbir fikri yoktur. Gündelik hayatları bir hiçtir, ama bu hiçlik sarsıntısaldır. Sıradanlığın aptalca huzurlu dünyasına çekilmişlerdir. Ortak bir dünyaları yoktur.

Emma'nın da kendine ait bir dünyası yoktur. Olsa belki kendisi olmaya, yalnızlığın içinde kendini çoğaltmaya cesaret edebilecektir. İki taraf da somut durumun gerçekliğini kavramaktan uzaktır. Sahte dünyalarının içindedirler.

Bu sahtelik hayatın olanaklarını görmelerine engeldir. Emma'nın kafasında kurduğu ideal hayat fikri de bu dünyanın kısıtlı sınırları içindedir. Onun özlemleri yerine gelse de bu sıradanlık aşılamayacaktır. Gerçek durumdan 'aptalca' habersizdirler. Kendilerini kuşatan gerçekliğin yerine, yanılsamaların, alışkanlıkların, savsözlerle dürtülerin başat olduğu ağdalı görüntüler dünyası içinde, yosunlara çamurlara kök salmış olarak salınıp durmaktadırlar.

Bunun ayırdında olmadıklarından, bundan kurtulmak için gerekli içsel özgürlüğün, mücadelenin onurundan yoksundurlar. Bu halleriyle 'İnsanlığın aptallığının' özneleri durumundadırlar.

Kaderleri haline gelen ataletin sürekliliği içindeki gizil gücü, onları mahkum eden bu saydam zarı yırtabilecek şeyi görmekten, hatta görmeye cesaret etmekten kaçmaktadırlar.

M. Bovary cesaretsizliği, M.Bovarylerden oluşan toplumsal varlıklarınkine de koşuttur. İnsanın ve toplumların tarihselliğinde, zıtların çelişik birlikteliği ile ortaya çıkan koşullardaki fırsatı görüp algılayacak, bu algıyla eyleme geçebilecek güç, sıradanlığın içinde çalkalanıp duran toplumdadır genelde.Toplumsal yanılsama ancak atalete tutsak edilmiş bireylerin bilinç sıçramasıyla sarsılabilecektir. Bu süreçte bireyle toplum iç içedir.

Bütün kamusallığın, kurumların işlevlerini yitirerek sahteleştiği dönemlerde ortaya çıkan tarihdışılık, çaresizliğin çaresinde aşılabilir. Toplumun, bireyin özgüveninde umut ilkesi yatar.

M. Bovary inin dünyası yargı gücü -başta eğitimsizlik olmak üzere bir çok biçimde- esir edilmiş insanlarla dolu toplumların dünyasıdır.

Flaubert bir kadının dünyasında bunu gösterir. Sıradanlığın durumudur bu. Ataletin çaresizliği; eylemin, cesaretin, atılganlığın yokluğundan doğan bu durum, kadınlığın değil insanlığın durumudur. E. Auerbach deyişi ile 'İnsanın aptallığının durumu!'

Flaubert bunu dille yazınla yapabilecek yaratıcı yansıtmayı zekice kurguladığı için Emma Bovary değildir.

MUCİZE ÖZÜNAL
YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları