Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dünya Tiyatro Günü’nün Ardından - Gürol TONBUL
Antik Yunan filozofu Sokrates, “Üstünde düşünülmeyen bir hayat yaşamaya değmez” demiş.
Her açıdan sürüklendiğimiz, günlük hayatın sorunlarına yetişemediğimiz bir ortamda “azıcık aşım, kaygısız başım” demekten kurtulup, durup düşünmek, hayatın nasıl olması gerektiği üzerine kafa yormak zor mu geliyor?
Oysa tiyatro, bu girdaptan kurtulması için sunulmuş insanoğluna. Derler ki antik Yunan dünyasında Prometheus’un, tanrılardan ateşi çalmasıyla başlamış her şey. O ateşi söndürmemek için tiyatroların seyirci ile dolması, oyuncu ve seyircinin günlük hayatı, geleceği inşa etmesi gerek. Doğruyu yanlıştan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden, gerçeği yalandan, güzeli çirkinden ayırt edebilmek için ihtiyacımız var tiyatroya.
Öyle ama bu salgın denilen illet ortaya çıktığından beri tiyatro salonları kapalı. Seyirci, oyunun büyülü dünyasına; oyuncu, seyircinin alkışına hasret. Ve hasret daha da süreceğe benziyor.
ÖYLEYSE NE YAPMALI?
Yıllar önce, tiyatro yine sorunlarla
boğuşurken, Fransız tiyatrocu A. M. Julien, bir düş kurdu ve düşlediği tiyatro
buluşmasını gerçekleştirmek
için önemli bir adım attı. 1954 yılının 27 Mart günü
deneysel çalışmalarını sahneleyecek yabancı ve ulusal topluluklara açık bir
festival başladı. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, 1948 yılında kurulduktan kısa
bir süre sonra başlayan bu festivale katılan topluluklar ve bu toplulukların
iletişimi, sorunlarını tartışmaları
o kadar arttı ki enstitü, aldığı
bir kararla 1961 yılında, 27 Mart’ı Dünya Tiyatro Günü ilan etti.
O günden
sonra da her 27 Mart günü, ülkenin sanat ve tiyatro insanlarınca bir bildiri
kaleme alındı. Amaç, insanın var olduğu günden bugüne, yarını inşa eden tiyatro sanatına dikkat çekmek,
tiyatro sanatının içinde bulunduğu sorunları yetkililere, kitlelere anlatmak,
tiyatroya hiç gidememiş insanlara ücretsiz oyunlar oynamak, gerekirse
bulundukları alanlara tiyatroyu götürmekti.
TİYATRONUN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ
İlk bildiriyi kaleme alan Fransız tiyatro adamı Jean Cocteau, fikir ayrılıklarının yaşandığı, çatışmaların olduğu bir dünyada, tiyatronun önyargıları silen, birleştirici, değiştirici gücüne dikkat çekmiş, “Tekil ile çoğulun, öznel ile nesnel olanın, bilinç ile bilinçaltının birbirleriyle derinden kaynaştığı bir alandır tiyatro ve tiyatro yoluyla, kişilerin ve fikirlerin birbirlerine uzak ve yabancı kalması engellenir” vurgusunu yapmıştı.
CUMHURİYET SANATÇILARI
2021 Ulusal Tiyatro Bildirisi’nde, 2019 yılının 27 Martı’ndan bu yana, küresel salgın nedeniyle seyircisiyle buluşamayan, ekonomik anlamda çöküş yaşayan tiyatro topluluklarının sorunlarına, ekonomik zorluklarına değinilmemesi, çözüm önerisi içeren bir cümlenin bile bulunmaması büyük hayal kırıklığıdır.
Cumhuriyetin, tiyatronun yaygınlaşması için çaba harcadığı yıllara götürmek isterim sizi... Devlet Tiyatroları’nda oyunları da oynanmış
yazar Yılmaz Karakoyunlu anlatıyor o yılları: “İlk temsiller başlamış, Elhamra
Tiyatrosu’nun
panolarına Ali Sururi’nin, Belkıs Dilligil’in, Tevhid Bilge’nin gülen yüzlerinin afişleri
asılmıştı.
Mahallenin çocukları söğüt dallarından yaptıkları okları bu afişlere atıyorlardı. Mendiline
meyvesini sarmış eve dönen, halk sanatkârı İsmail
Dümbüllü bunu görünce hüzünlendi. Çocuklara
yaklaştı ve ekledi: ‘O okları onlara atmayın. Çünkü onlar Cumhuriyetimizin
sanatçılarıdır.’”
AĞIR YÜK ALTINDA
Türk tiyatrosunun gelişmesinde, modernleşmesinde önemli rol oynayan, ilk ulusal bildiriyi 1977 yılında kaleme alan Muhsin Ertuğrul, mesleğin gelişmesi ve saygınlığına kavuşması konusunda sürekli olarak bürokrasi ve tiyatroyu sevmeyen politikacılarla boğuştu. Tiyatronun yaşadığı sorunların aşılması, tiyatronun özgürlüğüne, saygınlığına kavuşturulması için yazdı, çizdi, söyledi.
Sorunları dile getirdiğimiz, çözüm yollarına dikkat çektiğimiz, insanların tiyatro ile bağını güçlendirme çabasında olduğumuz bu 27 Mart’ta da kapalıydı tiyatrolar. Ve insanın başına gelen felaketleri oynarken bir virüse hazırlıksız yakalanan tiyatro toplulukları, özelikle ekonomik açıdan, ağır bir yükün altında. Dijital dünyanın bataklığında yol almaya çalışıyor tiyatronun üreticileri...
Devletin, yerel yönetimlerin,
tiyatro topluluklarının ekonomik sorunlarını (kira, sigorta, vergi) çözecek
adımları ivedilikle atması en büyük
dileğim. Hayatı sorgulamaktan vazgeçmeyen seyircilere gelince... İyisi mi,
dijital ortamda da olsa, tiyatro topluluklarının sorunlarını biraz da olsa
çözmeleri için bir bilet alın kendinize. Evinizde yolculuğa çıkın insanlık
hallerine doğru ve sorgulayın içinde yaşadığınız çevreyi de...
GÜROL TONBUL
TİYATRO OYUNCUSU/YÖNETMEN
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Ölüm nedeni belli oldu
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!
- 'Vız gelir tırıs gider'
- 'O saraya, ben davaya’