Olaylar Ve Görüşler

Dağlık Karabağ Savaşından Alınan Dersler - Dr. Cihangir DUMANLI

13 Ocak 2021 Çarşamba

Değerli akdemiysen Barış Doster, Dağlık Karabağ savaşından siyasi bakımdan alınacak dersleri 14 Kasım tarihli Cumhuriyet’teki köşesinde özetledi (s.10).

Bu yazıda aynı savaştan askeri-stratejik yönden alınacak dersler incelenecektir.

Savaş, barış zamanında kazanılır.

Dağlık Karabağ savaşından alınacak en önemli ders budur. Azerbaycan, bu savaşı 45 günde kazanmadı, otuz yıl artı kırk beş günde kazandı. 30 yıllık askeri stratejiyi belirleme, buna uygun kuvvet geliştirme ve harbe hazırlık safhasının hedefe yönelik, planlı ve başarılı bir şekilde yönetildiği anlaşılmaktadır. Bu dönemde Azerbaycan, gelişen ekonomisine paralel olarak savunmaya daha çok kaynak ayırdı.

Ermenistan’ın yıllık savunma harcaması 480 milyon dolar iken Azerbaycan’ın yıllık savunma harcaması 1 milyar 680 milyon doları buldu. Bunun yanına Türkiye’nin askeri-mali yardımı da katıldığında Azerbaycan’ın bu kaynağı iyi değerlendirdiği ve silahlı kuvvetlerini modernize ettiği anlaşılıyor.

KOMUTA HEYETİNİN ROLÜ

Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin değeri ile ölçülür”.

Büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün muharebe meydanlarındaki deneyimlerine dayanarak söylediği veciz sön doğruluğu bu savaşta da ispatlandı. Azerbaycan ordusunun başarısında ön safta savaşan kahraman neferlerin rolü küçümsenemez, ancak birliklerini harbe hazırlayan, savaşı planlayan, yöneten subay ve komuta heyetinin rolü de çok önemlidir.

Bizim tarihimizde 1912 Balkan hezimetinden üç yıl sonra aynı askerle 1915 Çanakkale zaferinin kazanılması, subay kalitesinin yükseltilmesi sayesinde mümkün olmuştur. Benzer şekilde 30 yıl önce Ermeni ordusu karşısında toprak kaybeden Azerbaycan’ın 30 yıl sonra topraklarını geri alması, subay kalitesinin yükseltilmesi ile açıklanabilir.

Son Karabağ savaşında Azerbaycan ordusunda çeşitli kademelerde komuta mevkilerinde bulunan subaylar ve generaller TSK’nin subayları tarafından eğitilmişlerdir. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki askeri işbirliği anlaşması gereği Azerbaycan’ın askeri liselerinde harp okullarında ve harp akademilerinde gerek yönetici gerekse öğretmen olarak TSK’nin subayları görev yapmış, çeşitli komuta kademelerinde TSK’nin seçkin subayları danışmanlık yapmışlardır. Bazı Azerbaycanlı subaylar, bizim harp okullarında ve harp akademilerinde öğretim görmüştür.

Azerbaycanlı subaylar, 2016 darbe girişiminden sonra TSK’nin bozulan subay eğitim sistemine göre değil, 2016’dan önceki subay eğitim sistemine göre eğitilmişlerdir.  Bu durum TSK’nin 2016’dan önceki subay eğitiminin başarılı sonuçlar verdiğini göstermektedir.

2016’da TSK’ye karşı yapılan darbe kapsamında askeri liselerin kapatılmasının, harp okullarının kuvvetlerinin bünyesinden ayrılmasının, harp akademileri eğitim düzeyinin düşürülmesinin subay ve kurmay subay eğitim kalitesini yükseltmeyeceği açıktır.

ULUSAL ÇIKAR, AKIL VE BİLİM

İktidar-ordu-halk bütünleşmesi zaferi getirir.

Ünlü strateji yazarı Clausewitz, Harp Üzerine (On War) adlı kitabında kendi adıyla “Clausewitz Üçgeni(Clausewitz’s trinity) olarak adlandırılan iktidar-ordu-halk bütünleşmesinin zaferi getireceğini yazmıştır.  Bizim Kurtuluş Savaşımız da bu üçgen sayesinde kazanılmıştır. Son Karabağ savaşında da bu teorinin doğruluğu ispatlanmıştır. Azerbaycan halkı, başkomutan Aliyev’in liderliğinde ordusu ile bütünleşmiş ve zaferi kazanmıştır. Ermenistan’da ise bunun tam tersi bir durum görülmüştür.

İran doğru bir tutum almıştır.

Bu savaşta İran, dini ve mezhepsel bağları olan Azerbaycan’ı değil, Ermenistan’ı desteklemiştir. İran’ın içindeki önemli Azeri nüfus Güney Azerbaycan” denilen bölgede yaşamaktadır. Kuzey Azerbaycan” denilen Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bölgesinde güçlü ve gönençli bir devlet olması İran’daki Azeriler için bir çekim merkezi oluşturabilir. Bu nedenle Azerbaycan’ın güçlenmesi İran’ın ulusal çıkarlarına aykırıdır.

İran din ve mezhep eksenli değil, ulusal çıkar eksenli bir politika (realpolitik) izleyerek kendi açısından doğru olanı yapmıştır.

Bundan çıkarılacak ders, dış politikada din, mezhep, ideoloji, diğer devlet başkanları ile kişisel bağlantıların değil, ulusal çıkarların esas alınması gerektiğidir. Devlet duygularla değil, akıl ve bilimle yönetilmelidir.

KENDİNİ VE DÜŞMANI TANI

Bu savaşta Ermenistan çatışma alanından uzaktaki sivil hedeflere balistik füze atarak sivillere hasar ve zayiat verdirmiştir. Ermenistan’ın elinde Rusya’dan aldığı 300 kilometre menzilli SCUD füzeleri ile 500 kilometre menzilli İskender füzeleri bulunmaktadır.

Ermenistan, bu füzelerle Bakû dahil Azerbaycan’ın her yerini vurma imkân ve kabiliyetine sahiptir. Buna karşı Azerbaycan’ın harekât alanı füze savunma sistemleri (Patriot, S-300/S-400 gibi) ihtiyaçlarını tespit ederek tedarik etmesi gerekmektedir. Gerekirse, teknik ve hukuki bir engel yoksa bizdeki S-400 sisteminin ihtiyaç halinde Azerbaycan’ı takviye etmesi de düşünülmelidir.

ERMENİSTAN’IN ALACAĞI DERS

Çinli ünlü strateji yazarı Sun Tzu “Harp Sanatı (The Art Of War)” adlı eserinde şöyle yazmaktadır:

Kendini tanır, düşmanını tanımazsan girdiğin savaşların yarısını kaybedersin. Düşmanını tanır kendini tanımazsan yine girdiğin savaşların yarısını kaybedersin. Hem kendini hem düşmanını tanımazsan bütün savaşları kaybedersin. İkisini de tanırsan bütün savaşları kazanırsın.”

Paşinyan, bu savaşta hem Azerbaycan’ın gücünü hem de kendi gücünü yanlış değerlendirmiş ve savaşı kaybetmiştir.

DR. CİHANGİR DUMANLI
E. TUĞGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları