Olaylar Ve Görüşler

Cumhuriyetin savcıları ve yargıçları - Av. Erol ERTUĞRUL

07 Aralık 2022 Çarşamba

Güzel yurdumuzda öyle ağır sorunlar yaşıyoruz ki yaşadığımız kentlerin güzelliklerini unutuyoruz. Sınırlarımız kevgire döndü. Oysa sınır namustur. Güneydoğu’da bazı kentlerimizde Türk nüfus azınlığa düşmüş. Teröristler ellerini kollarını sallayarak İstanbul’un merkezine gelip bomba patlatabiliyorlar. Güvenliğimiz yok.

Dinci kurumların, tarikatların istemleri ile festivaller yasaklanıyor. Bazı sanatçıların sahneye çıkmaları yasaklanıyor. Ekonomi de bile kararlar dinsel bir bakış ile alınıyor. Faizler düşürülüyor, gerekçe nas deniliyor. Önemli sorunlarda Diyanet İşleri Başkanı bir şeyhülislam gibi konuşup görüş bildiriyor. Tüm bunlara şaşmamak gerekiyor! Bakanların, valilerin, bürokratların, önemli devlet görevlilerinin büyük çoğunluğu imam hatip çıkışlı. Ülkemizi imam hatipliler yönetiyor. Böyle olunca da her olaya dinsel açıdan yaklaşılıyor.

DEVRİMDEN YANA OLMALI

AKP yönetimi bir de sansür yasası çıkardı. Yönetimin işine gelmeyen açıklamalar yapanlar üç yıla kadar ceza alacaklar. Bu tür uygulamalar Abdülhamit dönemini anımsatıyor. Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılını kutlamaya hazırlandığımız bir dönemde bu uygulamalar Cumhuriyete yakışmıyor. Hukuk devleti yok. Kuvvetler ayrılığı yok. Yasama, yürütme ve yargı tek elde toplanmış. Her şey bir kişinin iki dudağı arasında. En önemlisi herkesin sığınması gereken bağımsız yargı yok.

Yargı bağımsız olacak, hiçbir kişiye ve kuruma bağlı olmayacak, yalnızca hukuka bağlı olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti bir Aydınlanma devrimi sonucunda kurulmuştur. Her devrim kendisini koruyacak önlemleri alır. Cumhuriyeti koruyamazsanız yaşatamazsınız. Cumhuriyet Devrimi kendisini koruyamazsa şimdiki gibi saldırılara uğrar. O yüzden bizim savcılarımızın sanlarının başında Cumhuriyet sözcüğü vardır.

Dünyada iki ülkenin savcıları Cumhuriyet sanını taşımaktadırlar. Birisi Fransa, öbürü Türkiye’dir. Atatürk’ün adalet bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılarımızın sanlarının başına Cumhuriyet sanını getirmiştir. Savcılar hem Cumhuriyeti koruyacaklar hem de bir partinin değil Cumhuriyetin savcısı olacaklardır. Bu işlem doğal olarak Atatürk’ün onayını almıştır. Bu san, yargıçlarımızın adlarının başında yoktur. Ancak belli ki yalnızca savcılarımız değil, yargıçlarımız da Cumhuriyetin yargıcı olacaklar, Cumhuriyeti koruyacaklardır. O nedenle de yargı bağımsız ve fakat Cumhuriyetten yana taraf olacaktır. Cumhuriyete sahip çıkmayan, biat etmiş savcılar için ne demeli?

CEHALET DEĞİLSE İHANET

Cumhuriyet kurulduğunda halkın yüzde 90’ı okuma yazma bilmiyordu. Harf Devrimi ile kısa sürede halkımız okuma yazma öğrendi. Durum böyle olduğu halde, “Harf Devrimi bizi köklerimizden kopardı” demek, Cumhuriyeti içine sindirememektir. Bu görüş belli ki kişisel bir görüş değil, AKP yönetiminin görüşüdür. Böyle düşünenlerin ağa babaları da “Kurtuluş Savaşı olmadı, kentlerimizin kurtuluşu olmadı, biz tek bir kurşun bile atmadan onlar çekip gittiler” demişti. Bu anlatım cehalet değilse, hiç tartışmasız bir ihanettir. Devrimleri içlerine sindiremeyenler ise “Keşke Yunan galip gelseydi” demişti. Ne acı ki bunları söyleyenler bugün ülkemizi yönetenler tarafından el üstünde tutuldular. 

Hiç kuşku yok, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını bu ulus en güzel biçimde coşkuyla kutlayacaktır. 

AV. EROL ERTUĞRUL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları