Olaylar Ve Görüşler

Çevre kirliliği çocuk hakları sorunudur - Prof. Dr. Çağatay GÜLER

03 Aralık 2022 Cumartesi

Günümüz çevre hekimliği kaynaklarına göre “2016 yılında tüm dünyada hava, su ve toprak kirliliği nedeniyle 940 bin çocuğun öldüğü ve bunun üçte ikisinin 5 yaş altı çocuklar olduğu tahmin edilmektedir. Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşmekte ve genellikle kirli hava ve suyun neden olduğu solunum ve sindirim sistemi hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Kirlilik ayrıca çocuklarda düşük doğum ağırlığı, astım, kanser ve sinir sisteminin gelişimiyle ilgili bozukluklarla ilişkilidir”.

Çocuklar anne karnında da çevre kirliliği tehlikesi altındadır. Anne ve babanın etkilenimleri sperm ve yumurtaları olumsuz etkileyebilir. Kimi metaller dahil birçok zehirli madde, eş (plasenta) aracılığı ile anneden bebeğe geçer. Bir kız bebek doğduğunda ergenlikten sonra yaşam boyu olgunlaşacak olan yumurtalar taslak halinde hazırdır. Yumurtalar olumsuz etkilendi ise anne olduğunda onun bebeklerine de yansıyacaktır. Demek ki çevre kirliliğinin anneannedeki etkileri torunlarına yansıyabilmektedir.

ETKİLENİM DAHA YÜKSEK

Çocuklar yetişkinlerin küçük bir modeli değildir. Yetişkinlere göre pek çok farklılıkları vardır. Fiziksel olarak büyüme ve işlevsel olarak gelişme sürecindedirler. Bu nedenle metabolizma hızları yetişkinlerden çok fazladır. Birçok temel öğeye yetişkinlerden daha fazla gereksinirler, boyutlarına göre daha fazla yemek yer, daha fazla su içer ve daha fazla hava solurlar. Bu nedenle ağırlıklarının kilogramı başına yedikleri, içtikleri ve soluduklarının içindeki kirleticilerden etkilenimleri daha yüksektir. Derilerinin geçirgenliği ve birim kütleleri başına vücut yüzeyleri daha fazla olduğu için deriden emilimler daha yüksektir. 

Çocukların beklenen yaşam süreleri uzun olduğundan, uzun süre etkilenim gereken süreğen hastalıkların gelişme olasılığı daha yüksektir. Bunlara kanseryapar (kanserojen) maddelerin neden olduğu kanserler örnek verilebilir.

Çocuğun gelişme evreleri de önemli etkilenim farklılıklarına yol açar. Emekledikleri, ayrıca boylarının kısa olduğu çocukluk dönemlerinde yere yakın biriken havadan ağır cıva vb. kirleticileri daha fazla solurlar. Emekleme döneminde yaygı ve döşeme üzerine püskürtülen ya da bulaşan kimyasalları elleriyle ağızlarına götürebilirler. Bu durum oyun çağında da devam ettiğinden ağza götürülen kirli ellerle birçok farklı kimyasal vücuda girebilir.

RİSK ARTMAKTA

Vücuda giren zehirleri etkisizleştirme işlevi olan birçok biyokimyasal düzenge (mekanizma) ve ilgili enzimler tam gelişmediği için vücuda girdiklerinde etkileri daha şiddetli olur. Atılmaları da geciktiğinden etkileme süreleri de uzar. Sözgelimi yetişkinlerdekinden daha düşük düzeylerdeki kurşun etkilenimi kalıcı bilişsel yetersizliklere neden olabilir. Küçük çocuklar daha kısıtlı bir diyete sahiptir. Örneğin çocuklar çok daha fazla elma ve elma ürünü yerler ve bu da onların o meyvede kullanılan canlıkıranlarla (pestisit) etkilenim riskini artırır. Ayrıca tehlikeli durumları ve kimyasalları ayırt etme ve kaçınma becerilerinin yetersiz olması da kirleticilerden etkilenim riskini artırmaktadır. 

Çocuk hakları konusu çok soyut ve kısıtlı tartışılmaktadır. Çocuk haklarından söz ederken çocuk çevre ilişkisi daha güçlü vurgulanmalıdır.

PROF. DR. ÇAĞATAY GÜLER

HALK SAĞLIĞI UZMANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları