Komşu Bulgaristan’da erken genel seçim Türkiye gündeminde pek yer almadan, sessiz sedasız bir şekilde sonuçlandı. 2021 Kasım’ında kurulan koalisyon hükümetinin geçtiğimiz haziran ayında düşmesi sonucu 2 Ekim 2022’de erken genel seçime gitmek zorunda kalan Bulgaristan’ı ilerleyen günlerde de istikrarlı bir siyaset beklemiyor. 18 ayda gerçekleşen dördüncü seçim sebebi ile halkta büyük bir umutsuzluk ve ilgisizlik hâkim. Sandığa katılımdaki düşük oran ise dikkat çekici.

SON OLMAYACAK

Açıklanan rakamlara göre eski Başbakan Borisov’un Avrupalı Gelişim İçin Yurttaşlar Partisi seçimi yüzde 25.5’lik oy oranıyla birinci tamamladı. Koalisyon hükümetinden düşen Değişime Devam Partisi ise yüzde 19.9 oyla ikinci gelirken Türk azınlığın partisi Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) yüzde 14.4 oyla üçüncü sırada yer aldı. Yeniden Doğuş, Bulgar Sosyalist Partisi, Demokratik Bulgaristan ve Bulgar Yükselişi partileri 240 sandalyeli mecliste yer alan diğer partiler oldu.

Tek başına hükümet kuramayacak olan Borisov, koalisyon kurabilmek için tüm partiler ile görüşmeye hazır olduklarını bildirirken Değişme Devam lideri Petkov, Borisov ile masaya oturmayacağını seçim sonuçlarının hemen ardından vurguladı.

DEMOKRASİ MÜCADELESİ

Geçen yıl gerçekleşen seçimlere kıyasla eli daha çok güçlenen Türk partisi Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin yeni hükümette kilit rol oynayacak olması kaçınılmaz gözüküyor. Bu elbette Bulgaristan Türklerinin elde ettiği ilk siyasi zafer değil. Ve görünen o ki son zafer de olmayacak.

Binlerce Bulgaristan Türkü, Rus Harbi’nde, Balkan savaşlarında ve Razgrad olaylarında katliama uğradı, zorla Türkiye’ye sürüldü. Bulgaristan’da kalabilen Türkler, 1956-1989 yılları arasında sistematik insan hakları ihlallerine maruz kaldı, yurtlarını terk etmek zorunda bırakıldı. Bütün bunlara rağmen hâlâ yüzde 10 üzerinde bir azınlık olarak yaşamaya devam eden Bulgaristan Türkleri tüm dünyanın gözleri önünde gıpta edilecek bir demokrasi mücadelesi gösterdi. Onlarca yıl isimleri devlet tarafından seçilen, dinleri yasaklanan, okulları kapatılan, bir araya gelmeleri yasaklanan, kamplara tıkılan, infaz edilen, suikasta uğrayan bir azınlık, tek kurşun atmadan, tek bir bomba patlatmadan, tek bir cana kıymadan, tek bir suç şebekesi kurmadan hak ve özgürlük mücadelesi verdi. Başta Türkiye olmak üzere, hiçbir devletin ve hiçbir uluslararası kuruluşun desteği olmadan yalnız başlarına gösterdikleri bu mücadelenin neticesinde bir demokrasi galibiyeti elde etti. Parçalayıcı, saldırgan ve kriminalize olmayan bir hak arayışının da mümkün olduğunu kanıtladı.

Bugün elde edilen bu oy oranı, bu demokrasi zaferinin meyvelerinden yalnızca biri. Avrupa’da olduğu gibi Bulgaristan’da da aşırı sağ partilerin hem sayılarının hem de oy oranının artışı ise Türk azınlık için elbette endişe verici.

Ortadoğu’da ve hatta Afrika’da dahi bir yumuşak güç olarak yer almaya gayret eden Türkiye’nin Bulgaristan ve Balkanlar’la ne zaman ilgilenmeye başlayacağı ise hem Balkan Türk azınlıkları hem de Türkiye Türkleri için hâlâ bir merak konusu...

YAVUZ SELİM BİRTANE