Olaylar Ve Görüşler

Bu Paralar Nereye Gitti? - Recep YILMAZ

29 Ocak 2021 Cuma

2020 yılı Bütçe Kanunu’nda 139 milyar lira olan bütçe açığının yılsonunda 173 milyar lira olarak gerçekleştiği açıklandı. Bir önceki yılın açığına göre tam yüzde 40 arttı. Ama bu bile bir başarı hikâyesi gibi sunuldu. Aslında propagandanın böylesine yakın tarihten aşinayız.

Yine 2020 yılında bütçeden yapılan faiz ödemesi ise 134 milyar lira oldu. 18 yılda toplam 1 trilyon liranın faize ödendiğini artık sağır sultan bile duydu.

Diğer taraftan 833 milyar lira da vergi toplandı. Peki, bu paralar nereye gitti?

İşinden, gelirinden olan işçiyi sadece öldürmeden yaşatacak düzeyde verilen ücretler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Faize kasasından 134 milyar lira çıkan maliyenin işçiye verdiği yok üstelik aldığı bütün ücretlerden vergi tahsil ediyor.

BORÇLANMA HAKKI YOK

2020 yılının büyük kısmı maalesef pandemiyle geçti ve geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu buldu. Büyük bir kısmı da ücretsiz izne gönderildi. İki milyondan fazla işsiz veya ücretsiz izinli işçi pandemide Nakdi Ücret Desteği” adıyla oluşturulan günlük 39 lira ile geçinmeye layık görüldü.

İŞKUR verilerine göre Nisan-Aralık 2020 döneminde 2 milyon 291 kişiye toplam 7.2 milyar lira ödendi. Daha da önemlisi 2020 yılsonu itibarı ile fonda 103 milyar liralık varlık bulunduğu halde işçiler 39 liraya talim ettirildi. 2020’de günlük 39 lira olan bu Nakdi Ücret Desteği 2021 artışı(!) ile 47 lira oldu. Bu ücretten Damga Vergisi alan bir anlayış ise hâlâ devam ettiriliyor.

Kısa çalışma ödeneğini alabilenlerin sayısı ise nisan ayında 3 milyon 243 bin iken aralık ayında bu sayı 1 milyon 238 bin kişiye düştü. İşverenin beyanıyla ödenebilen bu ücretin alınabilmesi için son üç yılda toplam 450 gün primi ödenmiş ve son 60 gündür de çalışıyor olması gerekiyordu. 2020 yılında bu şekilde toplam 25.3 milyar lira ödendi.

İşsizlik ödeneğini alabilenlerin sayısı ise nisan ayında 592 bin iken aralık ayında bu sayı 207 bin kişiye düştü. 2020 yılında bu şekilde toplam 6.2 milyar lira ödendi. Sigortalı olduğu gün sayısına göre altı, sekiz veya on ay gibi bir süre için verilen işsizlik ödeneğini hak edebilmek Türkiye’de engelli koşu ile eşdeğer.

İşçinin hukuken geçerli olmayacak bir tutanak ile ahlak kurallarına aykırı davranış” (Kod29) suçlanması işsizlik ödeneğini almasına engel! Bunun iftira olduğunu mahkemede kanıtlayan işçiye ise ödenen bir tazminat yok. Pandemide işten çıkarma yasağından muaf tutulan bu yöntem suiistimal edilerek binlerce işçi yine işten atıldı. Üstelik içlerinde önemli bir kısmı sendikaya üye oldukları gerekçesiyle bu şekilde suçlandı.

Yukarıda özetlenen üç başlıkta yapılabilen ödemelerin tamamı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yani işçinin kendi emeğiyle oluşturulan fondan karşılanıyor. Yine fondan devletin kasasına Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ve Damga Vergisi ödeniyor ve böylece devlet verdiği desteği fazlasıyla geri alıyor. İşini kaybetmiş veya ücretsiz izinde milyonlarca işçinin bu dönemde sadece sağlıktan yararlanması amacıyla GSS primi yatırılıyor.

Yani yaşlılık primi yatırılmıyor ve bu dönem emeklilik hesabında ölü dönem olarak kabul edilecek. Üstelik borçlanma hakkı da yok!

İKİ AYRI TUTUM

İşverene yapılan teşvik ödemeleri de bu mevcut fondan karşılanıyor. 2020 yılında teşvik” adı altında 18 milyar lira ve İşbaşı Eğitim Programı adı altında 2.7 milyar lira olmak üzere toplam 20.7 milyar lira işverenin kasasına girdi. Peki, bu dönemde fona yapılan işveren desteği ne kadar? 10.8 milyar lira. Yani bir koyup iki aldılar! Ticaretin böylesi herkese nasip olmaz.

Pandemide asgari ücret düzeyinde bir gelir desteği verilmeyen bu insanların dışında bir de GSS borçlarından dolayı sağlık hizmetine “ücretsiz” erişemeyenler var. Bu insanlar ancak kararnamelerle izin verilirse ücretsiz erişebiliyor. Primini ödeyemeyip borcu birikenler ücretsiz sağlık hizmetine bir kararnameyle 31 Aralık’a kadar erişebilmişti. 23 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameyle 31 Aralık 2021’e kadar yine uzatıldı. Yani en temel sosyal hak olan ücretsiz sağlık hakkı bir defa daha kararnameyle bahşedildi ancak prim borçları birikmeye devam ediyor. Oysa GSS prim borcunu affetmek geçilmeyen köprünün garantisini ödemek kadar maliyetli değil.

TEKLİYOR ÇARK…

Vergiyi tavana yayıp geliri artırarak işçiye, işsize destek vermesi gereken iktidar doğası gereği tavandan alamadığı vergiyi tersine tabana yayıyor. Asgari ücretten dahi Gelir Vergisi tahsil ediyor. İşsizin GSS primine yani aylık 107 lirasına göz dikiyor. İşsizleri her ay borçlandırıyor. Tüm bunlar astronomik yolcu garantilerini, ballı ihaleleri cebe indiren müteahhitler ülkesinde oluyor. Bu paraların nereye gittiği aleni ortada.

Nihayetinde yaşanan işsizliği, eşitsizliği, yoksullaşmayı unutturabilmek için toplumu daha fazla gererek, sağa sola bağırarak, önüne gelene terörist-zillet diyerek toplumun algısını yönetmeye çalışıyor.

Ama Can Yücel’in dediği gibi Tekliyor çağın çarkına okuyan çark, durdu muydu bir gün bu kör, avara kasnak, bir zincir yitirenler, bir dünya kazanacak!”

RECEP YILMAZ
HENDİS-YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları