Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Anıt İnsan: Mustafa Necati - Gani AŞIK
Yunanın İzmir’i işgalinden
(15 Mayıs 1919) bir gün önce
kapı kapı dolaşarak halkı büyük felaketten haberdar eden, Milli Mücadele’nin önde gelen kahramanlarından ve
Cumhuriyet aydınlanmasının sönmeyen
meşalelerinden Mustafa Necati’nin Ankara’daki evinin, onun antitezi ve
Atatürk’ün azılı düşmanı Nuri Pakdil adına “Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi”ne çevrilmesine tepkiler yoğun biçimde sürüyor.
Olaya Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) penceresinden
bakıldığında bu ölçüsüz
hadsizlik, daha önceki
karşıdevrim adımlarının yeni bir halkası olduğu kadar, Cumhuriyetin ruh ve
nesnel gücünün, tahrik ve taşkınlıklara direnebilme potansiyelinin test
edilmesi anlamına da gelmektedir.
AKP iktidarı, 2000’li yılların ortalarına doğru, benliğini teslim alan ve
siyasi felsefesini zehirle yoğuran, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını (gizli
ajandasını) alıştıra alıştıra
uygulamaya koymuştur. AKP Genel Başkanı’nın, 2013’te Meclis grubunda büyük bir
cezbe halinde “İki ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da..” ifadesi, parti ideolojisi ve önderliğinin, Cumhuriyetin kurucusuna ve kurumlarına karşı taşıdığı
hınç duygusunun pervasızlığını anlatır.
KARA KUVVETİN MUSTAFA NECATİ YALANLARI
Zulüm
adaletten, karanlık aydınlıktan, hırsızlar namus erbabından ve yalan doğrudan
rahatsız olur, yarasanın ışıktan rahatsız olduğu gibi... Cumhuriyet
devrimlerinin tutku halindeki milli amacı, Anadolu insanını öz benliği olan
Türklük bilinci ile buluşturmak ve asırların karanlığını eğitimle aydınlığa çevirmek yanında, Müslüman
halkımızın yüce dinini ana kaynaklardan yalansız ve hurafesiz öğrenebilmesi ve
kutsallarımızın geçim vasıtası olmasının önüne geçilmesiydi.
Bunun başarılması durumunda,
imanının nuru ile ruhu aydınlanan ve toplumu da aydınlatan gerçek din adamları (ehli takva) değil, dinden
geçinen özel esnaf işsiz kalacaktı. Bu nedenle de
kurulduğundan bugüne Cumhuriyete ve Türk ulusunun büyük şansı olan kurucusuna
duyulan sınırsız kinin temelinde, ortaya çıkış sebeplerinden büyük bir sapmaya
uğrayarak ticaret ve devlet yönetme
sevdasına kapılan tarikatlar, cemaatler, büyü ve muska şarlatanları
yatmaktadır.
Çocukluğumun son ve gençliğimin ilk yıllarında pek çoğunu tanıdığım, bazılarından da feyz aldığım Kayseri’nin ünlü ve
medrese kökenli ulema
sınıfından, Atatürk ve Cumhuriyet ile ilgili olumsuz hiçbir söz ve tavra tanık olmadım. Onlar, “tarikat” örgütlenmelerine de karşıydılar ve “Medreselerin, halkın sırtında ağır yük
haline geldiğini” söylerlerdi.
Atatürk, Milli Mücadele’yi, Türklükten istifa eden Mustafa Sabri ve
Dürrizadelerin hakkındaki ölüm fermanına karşılık, Rifat Börekçi ve Anadolu ulemasının destek fetvalarını arkasına alarak yürütmüş
ve başarmıştır.
Osmanlı dahil, başka Türk devletlerinin de çökmesinde sorumluluğu
olan tarikatların, gerek Cumhuriyet, gerekse de devrim ve aydınlanma
hamlelerinde harcı olan herkese, o arada merhum Mustafa Necati’ye olan
kinlerini, uydurdukları iğrenç bir yalanla ölümünden sonra tüm Anadolu’ya yaymışlardır. Mustafa Necati’nin, Türk
eğitim ve aydınlanmasına katkılarına girmiyorum. Bu konuda, Sayın Işık Kansu
(15 Haziran 2020) dahil, pek çok değerli yazar önemli yazılar kaleme aldı.
Mustafa Necati
ile ilgili iğrenç yalanlara dönersek:
Yaşım gereği, 40’lı yılların sonlarına doğru bu büyük bühtanı köyümüzün toplantı odalarında çok dinledim. Odaya toplanan köy halkından birisi ayağa kalkar ve anlatırdı: “Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde Mustafa Necati, Genelkurmay Başkanı
Mareşal Fevzi Çakmak’ı ziyarete gider.
Makama girince, Fevzi Çakmak’ın,
masasının üstüne koyduğu Kur’an’ı okuduğunu görür ve ‘Paşam, bu Arap düzmecesine sen de mi inanıyorsun’ der.
Bunun üzerine masasından tabancasını çıkaran Mareşal Çakmak, Mustafa Necati’yi
‘tak-tak’ alnından vurur ve Atatürk’ü arayarak ‘Makamımda bir it geberttim,
leşini aldır’ der. Kısa, destansı yaşamını adadığı sınıfın omurgasını oluşturan köylülerimiz, heyecanla ayağa fırlayıp, “yaşa, var ol” çığlıkları ile Fevzi
Paşa’ya takdirlerini ve Mustafa Necati’ye tepkilerini ortaya koyarlardı.”
Anadolu’nun göbeğindeki
(Bünyan-Burhaniye) köyümüzde
yaşanan bu hazin tablonun, o yıllarda boydan boya tüm Anadolu’da
tekrarlandığına hiç kuşku yoktur. Halka kızmalı mıyız, asla (!), ama
acımalıyız.
İRTİCANIN GIDASI YALAN
İskilipli Atıf Hoca, şapka devrimine karşı çıktığı için değil (Bu davadan beraat etti), Mustafa Sabri ve Dürrizade
Abdullah Efendi gibi, İngilizlerle işbirliği yaptığı ve Milli Mücadele’ye karşı
durduğu için cezalandırıldı. O günden bugüne, “Şapka İktisası
Kanunu çıkmadan çok önce yazdığı şapka aleyhtarı bir risalesinden dolayı asıldığı”
yalanı organize biçimde
yayılır.
Avrupa’da din görevlisi
(şimdilerde din ataşesi deniliyor) olarak bulunduğum yıllarda, gurbetçilerimizi bu konuda da aydınlatmak
adına çok boğuştum, bedeller
de ödedim. AKP, hocanın adını bir hastaneye vererek
hem yalanı taçlandırdı, hem
de Cumhuriyetle ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili pozisyonunu netleştirdi. Mustafa
Necati’nin evinin başına gelenlerden, İskilipli Atıf Hoca’ya, Cumhuriyet’in
aydınlıkların merkezi olarak planladığı milli eğitimin medreseleşmesine ve Türklük’ten utanıp ümmete evrilmeye (Türk olunca ümmetlik düşermiş gibi) olup
bitenlerin hiçbirisi ötekinden bağımsız değildir.
Meseleyi
ortaya dürüstçe koymak
gerekirse: AKP, devleti Cumhuriyetten teolojiye, (Osmanlı-Emevi modeline)
toplumu, milletten ümmete (Türklükten
Araplığa da diyebiliriz) ve Mustafa Kemal Atatürk’ten Vahdettin’e hızlı biçimde dönüştürmenin gözü pek bir kavgasını veriyor olsa da
Cumhuriyetin temel harcı kan ve gözyaşı
ile karıldı, sütun ve kolonlarını Türklük bilinci taşıyor, Atatürk’ün ruhu çarpabilir ve hüsranları büyük
olabilir.
GANİ AŞIK
E-MÜFTÜ VE CHP KAYSERİ Mv.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- ORC Araştırma 2024'ün son anketini açıkladı
- Kanal D'den flaş 'Annem Ankara' kararı
- Gözaltına alınan Kadir İpek hakkında yeni gelişme
- 'Senin ne kadar acınacak bir hale geldiğinin...'
- Boykot çağrısı yaptı!
- Nedir bu Emevi Camisi takıntısı?
- Suriye’de Aleviler sokağa çıktı
- Müebbet hapse çarptırılan 31 er tahliye edildi
- TÜRK-İŞ asgari ücret komisyonundan çekildi
- Fenerbahçe, Cengiz Ünder için kararını verdi!