Olaylar Ve Görüşler

Atatürk ve Türk ulusu - Doğu SİLAHÇIOĞLU

10 Kasım 2022 Perşembe

“Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz...”

Mustafa Kemal Atatürk

Toprakları işgal edilmiş, halkı esir alınmış, yanmış yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden yeni bir devlet yaratan, halkını özgürlüğe, ülkesini bağımsızlığa kavuşturan ve onu dünyanın uygar ülkeleri arasına katan yüce önder Atatürk’ün değeri her geçen gün daha iyi anlaşılmakta; onun görüş ve düşünceleri haklılık kazanmakta; ilkeleriyle şekillenmiş “Türk Devrimi”  Türk ulusunun yolunu aydınlatmaktadır...

Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti bugün siyasal İslamın tehdidi altında bunalımlarla dolu bir dönemi yaşasa da Cumhuriyetin tüm kuruluş değerleri ile kazanımları saldırı hedefi olsa da bu dönem geçicidir. Çünkü diyalektiğin şaşmaz kuralları, sürekli yükseğe tırmanan insanlık tarihi içindeki dönemsel gerilemelerin hiçbir zaman kalıcı olamayacağını söyler. Bu nedenle, Türkiye’yi karanlığa boğan karşıdevrimin bir gün son bulacağı muhakkaktır. Bunun çok yakında gerçekleşeceğini gösteren işaretler ortaya çıkmaya başlamıştır bile.

AYDINLIK YOL

Geçmişte Türkiye’yi çağdaş dünya içinde tutan Cumhuriyetin göz kamaştırıcı günleri, hiç şüphe yok ki yine geri dönecektir. Hilafet ve saltanatı Cumhuriyete, ümmeti ulusa, kulu yurttaşa, mülkü vatana, medreseyi okula, kaderciliği akılcılığa dönüştüren; ulusun gasp edilmiş egemenliğini bir ailenin elinden alarak ulusun yine kendisine teslim eden Atatürk; Cumhuriyetin yeni yüzyılında da ulusal ve evrensel değer olarak yaşamaya devam edecektir.

Onun Türk ulusu için gösterdiği yol; aklın, bilimin, çağdaşlığın, aydınlığın yoludur. “Türk Devrimi”yle belirlenmiş bu yol dışında yürümek, çağdışı karanlık bir döneme geri dönmek; savrulup yok olmak; uygar dünyanın dışında kalmak; kaybolmak demektir. 

O, “Türk Devrimi”nin ilkelerini, bütün ön kabullerin, kanıtlanmamış tezlerin, sınanmamış öğretilerin, inançların, nasların, özetle dogmaların dışında tutmuştur: “Bizim prensiplerimiz, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz...”

ONUNLA VAR OLMAK

Türkiye’yi zora sokabilecek gelişmeleri yüzyıl öncesinden gören Atatürk, insan aklının başkaları aracılığıyla kullanılmasına karşı çıkmıştır. Ortaçağdan kalan karanlık yapının, yalnızca bilim ve aklın yol göstericiliğiyle ortadan kaldırılacağına inanmıştır. “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yerine, bugün çok gündemde olan “kindar ve dindar” nesiller için altyapı oluşturan “dinsel” eğitimin topluma “insanlık değerleri”ni veremeyeceğini, bunun ancak “ulusal” eğitimle sağlanabileceğini vurgulamıştır!       

Cumhuriyete sahip çıkmak tüm anayasal kurum ve kuruluşların olduğu kadar yurttaşların da görevidir. Ulusu, ülkeyi ve rejimi hedef alan büyük tehlikeyi yok edecek tek çıkar yol, “Atatürkçü düşünce” etrafında birleşmek ve kenetlenmektir.  

Bugün, bugün olmazsa yarın, bizler ya da bizden sonra gelecek olanlar, hiç şüphe yok ki Atatürk’ün bıraktığı yerden, belki de bıraktığı yerden bile değil başladığı yerden yola koyulacak, onun düşünceleriyle şekillenen “Türk Devrimi”ni tamamlayacaktır.

Koşullar ne olursa olsun, Türk ulusu onun izinden gitmeye devam edecek, onunla var olacak, onunla yaşayacak; onu yaşadıkça yaşatacaktır...

DOĞU SİLAHÇIOĞLU

EMEKLİ TÜMGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları