Olaylar Ve Görüşler

Anayasa değişikliği teklifi - Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK

28 Ekim 2022 Cuma

2017 yılında 21 Ocak günü TBMM tarafından, 16 Nisan günü halkoylamasıyla kabul edilen 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la getirilen hükümler, 146 yıllık yazılı anayasa geleneğimizle ters düşmektedir. Bu kanunla yapılan rejim değişikliğinin o geleneğe uygun alternatifi olarak demokratik hukuk devletini önceki dönemlerin deneyim birikimine dayalı parlamenter sistemle yeniden kurmak, ülkemiz hukuk gündeminin zorunlu ilk maddesi haline gelmiştir. Bu birikim, 1982 Anayasası’nda 1987-2016 yılları arasında 17 kanunla 2 kez Başlangıç’ta ve 111 maddede yapılan değişikliklerle ortaya çıkmış metinde bulunmaktadır.

PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ

6771 sayılı kanunla girilen darboğazdan çıkış yolu, en az bu kanun kadar köklü bir anayasa değişikliğindedir. Şüphesiz parlamenter sisteme dönüş için geniş katılımlı ve toplumsal mutabakata dayalı bir anayasa çalışması yapılabilir, çok gecikmeden yapılmalıdır da. Ancak bu, zaman alacak bir çalışmadır. O nedenle parlamenter sisteme dönüş için en pratik, kısa zamanda sonuç verebilecek kestirme yol, 6771 sayılı kanunla yapılan anayasa değişikliğini -kazanılmış siyasi haklar olarak TBMM üye tam sayısı ve milletvekili seçilme yaşı dışında (AY, m. 75-76)- tersine çevirecek, daha önce 1987’den itibaren çeşitli kanunlarla yapılan anayasa değişiklikleriyle ulaşılan demokratik hukuk devleti ilkelerine dayalı parlamenter rejime dönülmesini sağlayacak iki maddelik bir anayasa değişikliğine gitmektir.

Parlamenter sisteme dönüş için anayasanın 175. maddesindeki anayasa değişikliği usulüne göre teklif ve kabul edilmek, halkoyuna sunulmak üzere önerdiğimiz anayasa değişikliği taslağı şöyledir:

“MADDE 1 - 7.11.1982 tarih ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, geçici maddeler dışındaki hükümlerinin 16.4.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un kabulü tarihine kadar yürürlükte bulunan değişiklikleriyle birlikte tekrar yürürlüğe konulmuş ve 6771 sayılı kanunla yapılmış olan değişiklikler yürürlükten kaldırılmıştır.

6771 sayılı kanunun 2’nci maddesiyle değişik 75’inci maddesindeki ‘altı yüz’ ve 3’üncü maddesiyle değişik 76’ncı maddesindeki ‘on sekiz’ ibareleri, bu hükmün kapsamı dışındadır. 

MADDE 2 - Bu kanun, tümüyle oylanmak üzere halkoyuna sunulur; birlikte yapılacak ilk TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda TBMM’nin ilk toplantısını yaptığı ve aynı birleşimde cumhurbaşkanının ant içerek göreve başladığı tarihte yürürlüğe girer.”

YENİ BİR ATILIM

Böyle bir genel değişiklik, anayasanın Kanun-ı Esasi’nin ilanından bu yana geçen 146 yıl içinde verilen demokrasi ve hukuk devleti mücadelesine uygun olduğu kadar, Türkiye’yi çağdaş bir anlayışla güçlendirilmiş, istikrarlı bir parlamenter rejim içinde daha ileriye götürecek anayasa değişikliklerinin geniş bir toplumsal mutabakatla yapılabileceği yeni bir dönemin başlangıcı da olabilir. O nedenle böyle bir anayasa değişikliği, geriye dönüş niteliğindeki 2017 değişikliğini önceki duruma getireceği için, kaybedileni yeniden kazanmak, oradan ileriye doğru yeni bir atılım yapabilecek konuma gelmek anlamını taşıyacaktır. 

PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK

ESKİ ADALET BAKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları