Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Anadolu’da Bir Kızım Var - Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL
Yıl 1997, Türkân Hocam ile beraber mülki idare amirleriyle birlikteyiz. Öğreniyoruz ki Pervari’de kızlar liseye devam etmiyor. Nasıl olur! Üstelik o yıl Cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri gerçekleşmiş, ilköğretim zorunlu olarak sekiz yıl olmuştu. Kırsal alanda yaşayan birçok ailenin zorunluluktan haberi olmayabilirdi, kızlarını altıncı sınıfa göndermeyebilirlerdi. Liseye gidebilmek için önce altı, yedi ve sekizinci sınıfa gitmek gerekiyordu.
Okullulaşmalarında, eğitim bursu vermek kızlarımızı güdüleyebilirdi. ÇYDD olarak, o yıl eğitim-öğretim dönemi başlarken Pervari’de, 6. sınıfa devam eden, burs verdiğimiz on yedi kız öğrencimiz oldu. Yıl boyunca onlarla mektuplaştık, başarılarına tanık olduk. Küçük bir eğitim bursu kızlarımızda heyecan, istek oluşturmuştu.
TÜRKÂN HOCA’NIN EMEĞİ
Ertesi yıl, Tunceli Valiliği’nden gelen 200 kız öğrenci evrakı ile “Tunceli’de Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” hayaline, başka ilçelerde burs bekleyen kızlarımızı da katarak ve başka destekçiler de bularak 417 öğrenciye burs verebildik, üçüncü yılda 700’e yaklaşmıştık. 2000 yılının şubat ayında, bursiyer kızlarımızın bir kısmı ile tanışmak istedik, derneğimiz adına yola çıktım. Karlı kış günlerinde Ardahan, Kars, Ağrı illerinde burs alan kızlarımızla tanıştım, heyecanlarını gördüm, yaşadıkları zorlukları fark ettim.
Dönüşte, Türkân Hocama, kız öğrencilere burs desteğinin çok kıymetli olduğunu anlattım, o da hayal kurdu “Bu yıl 5 bin öğrenciye burs veriyoruz” deyiverdi. Şaşırmıştım, çok büyük bir sayı idi, büyük bir bağış gerekiyordu, nasıl bulabilirdik! Türkân Hocam, her zamanki kararlılığıyla bu projeye emek verdi ve bağışçı bulundu. Çok sevinmiştik. Bağışçı kurum ile çalışmaya başladık. Kalkınmada öncelikli illeri belirledik, kız öğrenci sayılarını hesapladık, 5 bin bursu 33 ilin 138 ilçesine paylaştırdık.
Valilere mektup yazdık, projeyi anlattık, katılmak istedikleri takdirde istenen evrakı listeledik. Postacılar, her gün evrak zarfı taşıyorlardı, henüz bilgisayarımız yoktu, her işi elle yapıyorduk. Haftanın üç günü, evrak, burs paralarını hazırlıyor, diğer iki günü burs dağıtım törenleri için bağışçı kurumla birlikte illere gidiyorduk. Vali, kaymakamlar, milli eğitim müdürleri, veliler ve bursiyer kızlar bir arada çok heyecanlı törenler yapıyorduk. Çalışmalarımız basında da yer alıyordu, ülkemizde heyecan ve mutluluk dalgası başlamıştı; ekonomik yetersizlikler nedeni ile okuyamayan kız çocukları için bir çözüm bulunmuştu.
MESLEK SAHİBİ KADINLAR
Yıllar içinde, başka başka kurumlar da bu projeye destek oldular. Burs verilen kız öğrenci sayısı arttı, yıllar içinde de bireysel bağışçılar kız öğrencileri okutmak için seferber oldular.
Liseyi bitiren kızlarımız üniversiteyi kazandıkları takdirde bursları devam ediyordu. Onların mezuniyeti ile seviniyor, doktor, öğretmen, mühendis kısaca meslek sahibi kadınlar yetiştiriyorduk.
HALK SAĞLIĞI SORUNU
Yaptığımız değerlendirmede, liseli kızlarımızın üniversiteye yerleşme başarısı yüzde 20’yi geçmiyordu. Bu çok düşüktü, başka bir destek daha gerekiyordu. Lise son sınıf öğrencilerine üniversite sınavına hazırlık desteği vermeye karar verdik. Uzmanlardan görüş aldık, kurumsal bir çalışma olabilmesi için Sarıyer Akademi ile görüştük, bu konuda gönüllü desteği sağladık, mezun öğretmenlerimize ulaştık, her birinin takip edeceği öğrencilerimizi belirledik, kız öğrencilerimizi üniversite sınavında destekleyici programa başladık. Gönüllü bir seferberlik başladı adeta. Kızlarımızın bu destek ile hayal ettikleri bölümlere yerleştiklerini gördüğümüzde biz de çok sevineceğiz.
Ne yazık ki ekonomik koşulları yetersiz bölgelerde ortaeğitime devam eden öğrencilerimize yaptığımız deneme sınavında başarı notu açısından hemen hemen hepsinin kötü durumda olduğunu gördük. Bu da bize, ülkemizde eğitime verilmesi gereken önemi gösterdi bir kez daha. Destek çalışmalarının başarıya ne ölçüde katkı vereceğini önümüzdeki deneme sınavlarında göreceğiz.
Derneğimizin eğitim bursu ve kişisel gelişimine katkıları ile mezun olan, kendi kendine yetebilen genç kadınlarımız, kendileri, aileleri ve çevreleri için iyi örnek, rol model olarak, Atatürk Cumhuriyeti’nde barış içinde, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığının önemini savunarak, 21. yüzyılın gereksinimlerini öğrenmeye çalışarak kendi ayakları üzerinde duruyor. Şiddet çok önemli bir halk sağlığı sorunudur, önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olması şarttır.
PROF. DR. AYŞE YÜKSEL
ÇYDD GENEL BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Ölüm nedeni belli oldu
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!
- 'Vız gelir tırıs gider'
- 'O saraya, ben davaya’