Olaylar Ve Görüşler

70 Yaş Üstü "Pür Sihhat" - Prof. Dr. Erendiz ATASÜ

30 Ekim 2020 Cuma

Önce Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim: Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 salgınında kullanılan ilaçları devlet inhisarında tutup, karaborsacılığa meydan vermeyerek isabetli bir iş yaptığını kaydedelim. Sonra geçelim, sitem faslına…

Kuşağıma ve kendi beceriksizliğime özgü teknoloji sevmezliğim yüzünden kan ter içinde kalarak zor zahmet erişebildiğim e-nabız elektronik sayfasında bana bakan profilime ben de hayretle bakıyorum! 70 yaş üstü yaşımla ve müzmin farenjitimle mevsimsel grip için risk grubuna girmediğimi” gözlerime inanamayarak okuyorum. Aaa pür sihhat imişim de haberim yok! İlk tepkim çocukça, bencil ve gülünç: Yahu ben eczacılık hocasıyım, nasıl olur da bana aşı yapmazlar! Neyse ki aklımı başıma çabuk topluyor ve ithal edilen aşı miktarının nüfusa göre çok az kaldığını akıl edip aile hekimime koşup da:

Arkadaş, sen beni nasıl risk grubundan atarsın’’ diye hesap sormaya kalkışmaktan vazgeçiyorum.

Eski öğrencilerim beni aydınlatacaklar: 3 bin 500 adet civarı aşı ithal edilmiş, yarısı piyasaya arz edilmiş, ancak 90 yaş üstü kalp ve kanser hastaları aşılanabilecekmiş.

İkinci yarının arzında 80 yaş üstü aşılanabilecekmiş, Çin’den yeni bir parti ithal edilirse (inşallaah!), 70 üstüne Aralık sonunda belki sıra gelebilir imiş.

HANGİ AKLA HİZMET?

Sağlık Bakanlığı’nın yetkili kurulları lütfen kusuruma bakmasınlar ama, 80 milyonu aşkın nüfus barındıran ülkemizde, adi gribin Covid-19 riskini artırdığı bilinirken, hangi akla hizmetle sadece 3 bin 500 küsur adet aşı ithal edilmesine karar veriyorlar? Bu sayın kişiler, orantı nedir, bilmezler mi? 

Ortaeğitimde matematikten nasıl geçer not aldılar acaba? Derken akıl ediyorum ki, sorun belki de orantıda değil, belki de demiri bile kesen emirde! Ya da hazinede!  Yeterli akça mı yok acaba? Öyle ise yandık ki ne yandık!

Zira döviz yükseldikçe yükselirken, kapitalist ekonomide hiçbir ilaç şirketini, zarar etme pahasına halk sağlığı uğruna ilaç ithal etmeye zorlayamazsınız!

Boşuna mı sağlıkta sosyalizasyondan yana meslek erbabı, sağlık bir meta değildir, sağlık bir insan hakkıdır, neoliberal sistem hayatlarımızı koruyamaz diye çırpınmaktadırlar!

Sayın okurlar, lütfen dikkat edelim, hazinede yeterli  akça yoksa bugün grip aşısında başa gelen yarın pek çok ilaç için söz konusu olacaktır; zaten olmaktadır; kalabalık ve derdi bol Türkiye’de, ateş düştüğü yeri yakmakta, yükselen feryatlar hemencecik unutulmaktadır.

YOKSA AŞILAR…

Gene de şu oran meselesi aklımı karıştırıyor. Düşünüyorum, biz bir halk olarak bu kadar uzun yaşıyor muyuz? Burası İskandinavya mı?

Yani 90’ını aşmış, kaç adet kalp ve/veya kanser hastası var ülkemizde? Sağlık Bakanlığı’ndaki yetkili kişiler, lütfen şeytanın aklıma getirdiği münasebetsiz sorular yüzünden beni ayıplamasınlar.

Hani, acaba diyorum,  aşıların bir kısmı TBMM ve Saray bürokrasileri ne mi ayrıldı?

MUHALEFET NEREDE?

TBMM demişken, muhalefet ne diyor acaba, bu grip aşısı muammasına? Çok mu önemsiz bir konu? Grip aşısı, neoliberalizm /ilaç” sarmalında sadece aysbergin görünen kısmı. Yani mesele önemli ve muhalefetin gündeminde olmalı.

Kimi milletvekilleri can siparane mücadele ediyorlar; görmez değilim, onların en çok uğraşan birkaç tanesi eczacı meslektaşlarım. Onlara yurttaş olarak teşekkür borçluyuz. Fiziksel saldırıya dahi uğruyorlar bizlerin hakkını koruma mücadelesinde. Ama...Gene de... muhalefetin etkisizliği artarak sürüyor.

Muhalefet kendine soruyor mu bunun sebebini?

Politikacılar elbette, bencileyin doğrucu Davut’ların aklının ermediği kimi stratejik hesaplara girecektir, ama bir de kat edilen etkisizleşme yoluna dönüp bakmak ve yanlış dönemeçleri saptamak gerekmiyor mu?

Teşhis yanlışsa tedavi ne yapsın?..

PROF. DR. ERENDİZ ATASÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları