Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sorun liderde mi?
Eski seçimlerden sonra gördüğümüz manzaralar tekrar karşımıza çıktı. En çok da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırılara tanık oluyoruz. Kimi “yeterince gücü olmayan ortaklarına bol keseden sandalye ikram etmekle”, kimi “bir seçim kazanacak yeteneğe sahip olmamakla” suçluyor. Kimi de dürüst, iyi niyetli ve yapıcı/uzlaştırıcı taraflarını küçümsemek için, “Biz damat değil, seçim kazanacak lider istiyoruz” diye itiraz ediyor.
Tamam Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı olduğu Mayıs 2010’dan beri hiç seçim kazanamadı. Ama doğrusunu konuşalım:
CHP’nin 1950’den bu yana kazandığı hangi seçim oldu da Kılıçdaroğlu onlara göre yanlış veya eksik yaptı? 1954-1957-1961-1965-1969-1973 -hatta 1977- 1983-1987-1991-1995-1999-2002-2007?
Hangisinde?
Bu gerçeği görünce “CHP seçimi neden kazanamıyor” sorusunun yanıtını, “Lider kötüydü, yetersizdi”, yahut “Sandıkları yeterince koruyamadık” gibi bahanelere sığınmak yerine bir başka gerçekle açıklamak zorunlu oluyor.
O gerçeği en iyi, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ifade etmiş. Bunu bana gelen bir e-mail sayesinde keşfettim. Sonra Prof. Kalaycıoğlu’na “Bu görüşü nerede ifade ettiğini” sordum. “Ben onu 2015 seçim sonuçlarını analiz ederken yazmıştım” dedi.
O zaman anladım ki kampanyalarda ya da dost sohbetlerinde duyduğumuz ve kullandığımız, “Bunlar halkı da Hazine’yi de soydular”, “Bunlar, partizanlık yapıyorlar”, ”İşsizlik ve yoksulluk dayanılmaz hale geldi”, türü argümanlar seçim kazanmaya yetmiyor. Çünkü bunların hemen hemen hepsi, yukarıda tarih vererek yazdığım seçimlerin hepsinde bolca kullanıldı, sonuç değişmedi.
Peki Kalaycıoğlu ne yazmış?
Söylediği özetle şu:
“Türkiye’de güçlü bir kent yoksulu (...) siyasete ağırlığını koyuyor. (Ama) Buna dayanan bir demokrasinin sürdürülebildiğine dair hiçbir kanıta sahip değiliz.
Burada kritik olan, seçmen temsilcisinden ne talep edilecek? Özgürlük, hukuka saygı, temiz siyaset mi? Yoksa iş, kendisinin veya yakınlarının kayırılması, hiç katkı vermeden bazı kamusal yararlar mı?
(...) (Oysa) Demokrasinin oluşması için siyasetten bağımsız bir orta sınıf olması gerektiğini ileri sürmüş düşünürler vardır. Bu savların yanlışlanamadığı görülmektedir.
Türkiye’de bir orta sınıf yok. Onun yerine kalabalık bir istihdam dışı kent yoksulu tabaka var.
Orta sınıfın talebi özgürlük, haklar ve hukuk devletidir. Oysa istihdam dışı kent yoksullarının hukukun kendilerine yaradığını düşündüklerini gösteren bir kanıt da yok. Hukuk dışı uygulamalardan (...) özellikle yolsuzluklardan şikâyetçi olduklarını gösteren kanıt yok. (...) Bu kitlenin hukuk devleti bilgisi de yok. Yaşadığı ortamda hukuka uymanın maliyeti de oldukça fazla. (...) Bu tür bir yaşantının hukuk devleti, adalet ve hukuka uygun bir imar, trafik, enerji vb. yasası talep etmek gibi bir lüksü olabilir mi?
(...) Onun için orta sınıfın olduğu ülkelerde hukuk devleti ve ona dayalı bir demokrasi yaşıyor ve ekonomi kalkınıyor. Bugün ülkemizdeki sorun da bu. (...)”
Demek ki çözümü lider değiştirmekte değil, toplumsal gerçeği değiştirmekte aramak zorundayız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Apocularla ülkücüleri kucaklaştıran adam!
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı!
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- Bülent Arınç'tan dikkat çeken çıkış
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!