Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kimi seçtiler?
Bizlere demokrasi, toplumun deneyimleri, kültürü, gelenekleri, ihtiyaçları, özlemleri, huzuru, güven duygusu, adalete ve hukuka saygısı, müreffeh bir toplum olarak yaşama arzusu gibi ortak değerlerinin en çok korunabildiği ve sağduyunun egemen olduğu bir rejim olarak öğretilmişti.
ABD’deki başkan seçiminin hemen ardından “İki kötüden biri seçildi” diye manşet atan Karar gazetesi kanımca yukarıda özetlemeye çalıştığım değerlerin bu başkan seçiminde ne kadar göz ardı edildiğini ifade ediyor gibiydi.
Gerçekten “demokrasi” bir fazilet rejimi ise başkanlıktaki birinci döneminde sayılmadık kusuru kalmayan Donald Trump’ın rakibi Kamala Harris’ten beş milyon fazla oy alarak dünyanın en güçlü devleti olduğu genellikle kabul edilen ABD’ye, defoları biline biline nasıl tekrar başkan seçildiğini açıklamaya ihtiyaç var.
Tamam Kamala Harris, torbadan çıkmadı. Başkanlığa aday olmadan önce “başkan yardımcılığı” gibi ülkesinin en yüksek makamlarından birini işgal ediyordu. Bizler ABD halkının günlük yaşam gerçeklerini pek de yakından izleyemediğimiz için bazı erdemlerinden haberdar olmayabiliriz. Ama dünyanın en güçlü devletini dirayetle yönetecek bir kişilik sahibi olduğuna da tanık olamamıştık. En azından senatörlükten sonra ABD dışişleri bakanlığı gibi son derece önemli sorumluluklar taşıyan bir makamda görev yapan Hillary Clinton’un hiç değilse çeyreği kadar olsun tanınır, güvenilir hale gelememişti. O nedenle başkan adaylığı, sadece Başkan Joe Biden’ın sağlığının bir dönem daha başkanlık yapmaya müsait olmadığının teslim edilmesine bağlıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse seçim kampanyasına da Donald Trump’tan çok ama çok sonra katılmanın dezavantajıyla mücadeleyi üstlenmişti.
Zaten, muhtemelen manipüle edilmiş kamuoyu yoklamalarında yarışı Trump’la “başa baş” bitireceği ilan ediliyordu.
Sonra anlaşıldı ki bu anketler ve benzeri yorumlar “gerçeği” değil, “gerçekleşmesi isteneni” gösteriyormuş.
Tamam Kamala Harris Demokratik Parti yönünden bir talihsizlikti. Ama dört sene boyunca istikrarsız tavırları ve kararlarıyla tüm dünyaya “Bu ne tuhaf adam” dedirten Donald Trump’ın rakibine büyük fark atarak seçilmesini sadece Harris’in eksiklikleriyle açıklamak da kimseyi tatmin etmeye yetmiyor.
Öyle ya eğer kişisel defolardan söz edilecekse Donald Trump’ta belki on, belki yüz adet fazlası var.
Geçen dönemde Rus oligarklarla hatta üstü örtük ticari ilişkileri yazılmadı mı?
“Kadın” deyince kendini tutamayan bir “zampara” olduğu dünya âlemce bilinen bir kişi değil mi?
Geçen seçimden yenik çıkınca kendi taraftarlarını Kongre binasına baskın düzenlemeye sevk edecek kadar “iktidar hastası” olduğu bilinmiyor mu?
Tepkilerini kontrol altında tutamadığı ve hatta yabancı devlet başkanlarına hakaret içeren mektuplar gönderdiği, tecrübemizle sabit değil mi?
Tüm bunlar iki kere ikinin dört ettiği kadar basit ise ABD seçmeni de mi sağduyusunu kaybetti diye sormak gerekmiyor mu?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki