Mehmet Şakir Örs

Belediyeleri savunmak, başkanlara sahip çıkmak

22 Kasım 2024 Cuma

Yerel yönetimler alanı ve özellikle de muhalif başkanlarca yönetilen belediyeler, ilginç bir mücadeleye sahne oluyor. Buralarda iktidarla muhalefet arasında adeta bir bilek güreşi yaşanıyor. Başta büyük iller olmak üzere, çok sayıda belediyenin CHP’li başkanlarca yönetildiği Ege Bölgesi de doğal olarak bundan etkileniyor. Muhalif belediyeler, siyasi iktidar tarafından adeta kuşatma altına alınıyor, mali kıskaç uygulanıyor.

Tabii asıl önemli kuşatma, Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği İstanbul ve Mansur Yavaş’ın yönettiği Ankara büyükşehir belediyelerinde yaşanıyor. Halkın güveni ve tercihleriyle seçilen bu başkanlar, ‘konser giderleri’ gibi sıradan bir konu üzerinden itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. İlginç olan, bu suçlamanın, her iki kent başta olmak üzere, ülkenin birçok kentinde yüz binlerce insanın meydanlara toplandığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının hemen ardından yapılmış olması. Doğrusu insan, ‘acaba bu kutlamaların öcü mü alınmak isteniyor’ diye düşünmeden edemiyor! Aslında iktidarın elindeki bir ilçe belediyesi olan Menemen’de yapılan konser harcamaları ve bunlarla ilgili herhangi bir soruşturma açılmamış olması bile, siyasal iktidarın bu konudaki tezlerini boşa düşürüyor ve çifte standardını ortaya koyuyor.

ELİ KOLU BAĞLI BELEDİYE!

İktidarı elinde tutanlar, her fırsatta, ama özellikle de muhalif başkanlarca kazanılan yerel seçimler sonrasında, hep ‘eli kolu bağlı başkan’ tanımını öne çıkarmışlardı. Amaçları kendilerine rağmen muhalif başkanların hizmet üretemeyecekleri ve dolayısıyla başarılı olamayacakları savıydı.

Halbuki hiç de öyle olmadı. Başta büyük kentlerde olmak üzere, CHP’li muhalif başkanlar; onca baskıya ve engellemeye karşın, başarılı oldular ve oluyorlar. Bu durum siyaseten iktidarı rahatsız ediyor ve muhalif belediyelerle / başkanlarla ilgili olumsuz algı oluşturmaya itiyor.

KUŞATMAYI AŞMAK

Olumsuz algı oluşturma çalışması, aynı zamanda muhalif belediyelerin ve başkanların etkisizleştirilmesi anlamına da geliyor. Kayyum siyaseti de bu algı oluşturma ve itibarsızlaştırma çabalarının somut yansıması oluyor. Ancak halk ve özellikle de muhalif başkanlarca yönetilen kentlerde yaşayan yurttaşlar, yaşananları görüyor ve vicdanlarıyla yorumluyorlar.

Muhalefet özellikle de ülkenin birinci partisi CHP, baskıya ve soruşturmaya uğrayan belediyelerini tüm gücüyle savunmalı ve başkanlarına sahip çıkmalıdır. Merkezi yönetimin muhalif belediyelere ve başkanlara yönelik kuşatması, ancak böylesi bütünlüklü ve etkili bir çalışmayla aşılabilir.

KAMUCU VE HALKÇI ANLAYIŞ

Muhalif başkanlara ve belediyelere yönelik kıskacı aşmanın bir başka önemli yolu, o yörelerde, kentlerde kamucu ve halkçı belediyecilik anlayışını tam anlamıyla egemen kılmaktır. Belediyeler ve başkanlar; kentlileriyle, çalışanlarıyla bütünleşmeli ve her yerde hizmetleriyle öne çıkmalıdır.

Kamucu ve halkçı belediyeciliği savunan, uygulayan başkanlara, yurttaşlar da sahip çıkacaktır. Bu kent yönetimleri, merkezi iktidara hazırlanan muhalefetin, CHP’nin, siyasal referans alanları olacaktır. Yurttaş kentinde, yöresinde gördüğü, sınadığı bu siyasal ve yönetsel anlayışı, merkezi yönetime de taşıyacaktır.

***

Adalet buluşmaları

Ana muhalefet CHP’nn yeni programına yönelik saha çalışmaları başladı. Bu bağlamda ilk olarak İzmir ve Ege’den başlamak üzere ‘Adalet buluşmaları’ başlığıyla etkinlikler düzenlendi. Adalet buluşmalarının sonraki günlerde diğer bölgelerde de yapılacağı açıklandı.

CHP Genel Merkezi’nde gölge adalet bakanlığı görevini yürüten Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’in koordinasyonunda düzenlenen buluşmalara; toplantı temasına uygun olarak çağrılan sivil toplum temsilcileri katıldı.

İZMİR BULUŞMASI

İzmir buluşmasının teması ‘şiddetle mücadele’ idi. Karabağlar’da düzenlenen toplantıya ev sahipliği yapan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, ‘AKP’nin mayasında adalet yok’ dedi. Genel Merkezi temsilen katılan Muğla Milletvekili Cumhur Uzun ile Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül,  ülkede yaşanan adaletsizliklere örnekler verdiler.

Bizce İzmir buluşmasının ilginç yönü eski İyi Partili, yeni CHP’li Prof. Dr. Bahadır Erdem’in katılımı ve konuşmasıydı. Önceki dönemde İyi Parti adına sıkça ekranlara çıkan Erdem’in İzmir buluşmasında bulunması, aynı zamanda geçmişte İyi Parti’ye destek vermiş İzmirli seçmenlere de toplanılması gereken yer konusunda mesaj veriyordu.

MUĞLA BULUŞMASI

Muğla’daki ‘Adalet buluşması’nın ana teması, ‘çevre mücadelesi’ydi. Bu tema doğrusu yöre ile çok örtüşüyordu. Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, 22 yıllık AKP iktidarının yarattığı adaletsizlikleri sıralayarak, bu yıkıma karşı yapılacakların ve çözümlerin belirleneceğini söyledi.

Toplantıya katılan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, yöredeki çevre mücadelelerinden örnekler verdi. Aras’ın önemli mesajı çevre mücadelesi veren köylülerin ve çevrecilerin yalnız bırakıldığı oldu. Aras, çevre mücadelelerine daha çok destek verilmesi çağrısı yaptı.

SONUÇ BİLDİRGELERİ

Adalet buluşmalarının ardından, İzmir’de ve Muğla’da sonuç bildirgeleri yayımlandı. İzmir buluşması bildirgesinde: 22 yıllık AKP iktidarında artan şiddet olaylarına çözüm bulunamadığı belirtilerek, muhalefetin haklı uyarılarının göz ardı edildiği vurgulandı.

Muğla buluşması sonuç bildirgesinde ise mevcut anayasaya uymayan iktidarla hiçbir biçimde yeni anayasa yapılamayacağının altı çizildi. Çevrenin ve ormanların korunması için her türlü mücadelenin verileceği açıklandı.   

***

İzmir’in dijital deneyim merkezi

İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) bizim iş yaşamımızda önemli bir yeri var. 1990’lı yıllarda İzmir’de eşimle birlikte kurduğumuz ‘İletişimevi’ nedeniyle, uzun yıllar İZTO’nun üyesi olduk. Ondan daha da önemlisi İzmir’in ticaret ve ekonomi tarihini, dolayısıyla İZTO’nun yüzyıllara yayılan tarihçesini   araştırıp yazdık (Yüzyıllar Köprüsü - 19. Yüzyıldan 21. Yüzyıla İzmir Ticaret Odası Tarihi). 2002 yılında yayımlanan bu kapsamlı eser nedeniyle, tam da 2000’li yıllara girilirken, uzun süre İZTO arşivlerinde çalışma yaptık. İşte bu nedenlerle, kendimizi bu camiaya yakın sayarız.

İZTO, İzmir’in ekonomik ve sosyal hayatında önemli bir işleve sahiptir. Oda tarafından kurulan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin bile, tek başına kentin eğitim alanında önemli bir ağırlığı vardır. İZTO, hemen her dönemde İzmir’de yenilikçiliği temsil etmiştir. İşte teknoloji ve eğitim alanındaki son hamlelerinden biri de yeni oluşturulan ‘Dijital Deneyim Merkezi’ oldu. Başkan Mahmut Özgener’in daveti üzerine, biz de merkezin tanıtım toplantısına katıldık.  

İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, İZTO, EBSO, İTB, EİB, EGİAD, ESİAD’ın katkılarıyla kurulan ‘İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’ bünyesinde faaliyet gösterecek ‘Dijital Deneyim Merkezi’, özellikle çocuklara ve gençlere yönelik hizmet verecek. Özellikle 7-14 yaşlarındaki çocuklar ile gençlerin bilim ve inovasyon dünyası ile tanışması; sanal, artırılmış gerçeklik uygulamaları ile tüm ziyaretçilere hizmet vermesi amaçlanıyor.

İzmir’in dijital dünyaya açılan kapısı olması hedefiyle kurulan bu merkezi, doğrusu biz de önemsiyor ve başarılı olmasını diliyoruz. Bütün dünyada yenilikçi teknolojik uygulamaların öne çıktığı günümüz koşullarında; çocuklarımız ve gençlerimiz için böylesi merkezler ve uygulamalar mutlaka yararlı ve verimli olacaktır. Önümüzdeki süreçte, iş ve güç birliği içinde, bu çalışmaların daha da artırılması ve geliştirilmesinde sonsuz yararlar var.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik çağrısı 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları