Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bu defa geç kalmayalım
Biz Türklerin bilinen bir zaafı vardır. Milletimizi ya da genel çıkarlarımızı ilgilendiren pek çok şeyi, örneğin yabancıların bizimle ilgili tertiplerini 30-40 sene sonra duyarız. O zaman da çoktan iş işten geçmiş olur.
Bu dediğimin tarihimizde birçok örneği vardır.
Daha önce de değinmiştim ama 14 Mayıs seçimine tam bir ay kala şeytan yine dürttü ve “seçim güvenliği” konusuna tekrar değinmek ihtiyacını duydum:
Bizim için seçim güvenliği, bir yeri çizilmiş -böylece geçersiz hale getirilmiş- oyun kullanılması, “A” partisine verilmiş oyun, oy ayrımı sırasında ona değil de rakibine yazılması, sandık başkanı veya bazı üyelerin gizlice taraf tutup tutanakla oynaması gibi olaylardır yahut kullanılmamış oyların bir el çabukluğu ile oy ayrımına dahil edilmesi gibi ihtimalleri düşünürüz. Bu dediklerime, benzer oyunları veya tertipleri de ilave edebilirsiniz.
Siyasi partilerimiz özellikle AKP’nin katıldığı seçimlerde hayli dayak yedikleri için artık “seçim güvenliği”ne daha duyarlı hale geldiler. Ama seçimde hile yapmayı aklına koyan tarafın yeni ne hileler yapacağının sınırı yoktur. O nedenle seçimin güven içinde geçmesinin tek ve temel koşulu, her seçmenin ya da seçim sürecini gözetleyen her partilinin her an uyanık olması ve yanlış gördüğü işleme derhal itiraz etmesidir. Bunun ardından sandık tutanaklarının hazırlanmasını ve imzalanmasını bizzat gözetlemesi ve imzalandıktan sonra, bir adet ıslak imzalı nüshayı parti yöneticilerine iletmesi, o tutanağın ilçe seçim kuruluna ulaştığına emin olmasıdır.
Bunlar genellikle bilinen önlemlerdir. Önceki seçimlerde pek de önemsenmediğini düşündüğümüz bir başka önlem, sandık başında görev alanların saat 19.00’dan sonra aç ve yorgun olup dikkatlerinin asgari düzeye ineceğini düşünüp çözüm üretmektir. Örneğin sandık üyesi partiliye sandviç, ayran ve benzeri destekleri önceden hazır edip dağıtmak, sandık başı görevlilerini yorgun olmayan yeni görevlilerle değiştirmek önemlidir.
Ama kanımca 14 Mayıs seçimleriyle ilgili en büyük güvenlik açığı, dijital verilerimizin seçim kampanyasında propaganda için kullanılması ihtimalidir. Bunu o dijital verileri kullanarak propaganda yapan veya yaptıran bir parti yahut da belli bir partinin iktidarda olmasını isteyen dış güçler yapabilir. Bugün, bu yolla seçmen iradesinin saptırıldığı örnekler vardır. Örneğin Donald Trump’ın 2016 seçimini, Cambridge Analytica isimli bir şirkete 87 milyon ABD’linin verilerini analiz ettiren Vladimir Putin sayesinde kazandığı genellikle kabul gören bir iddiadır. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmasıyla sonuçlanan “Brexit” oylaması da böyledir.
Özellikle 20 kişilik, “Deep Web” isimli karanlık bir yapıya mensup bir çetenin ülkemizdeki 85 milyon insanın internetteki verilerini ele geçirdiklerine ilişkin haberleri okuyunca 30 sene geçmeden uyanalım istedim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!