Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yurtta ve Suriye'de Demokrasi!
İroniye bakın!
\n“Demokratik açılım” özürlü olduğu için Suriye ile nerdeyse savaşın eşiğine gelen Türkiye’nin demokrasi karnesi “Le Monde” gazetesinde günlerdir tefrika ediliyor.
\nGazete hafta başında önce Erasmus öğrencisi “Sevil Sevimli vakasını” sütunlarına taşıdı...
\nSütunlarına taşımak ne kelime? “Sevil Sevimli’nin Suçu Ne Mösyö Erdoğan?” başlıklı bir koskoca başyazı yazdı.
\nBununla kalmadı...
\nDavutoğlu’nun Fransa ziyaretine isabet eden bir zamanlamayla altına 50 akademisyenin altına imza koyduğu “Türkiye’de özgürlükler daralıyor!” bildirisini yayımladı…
\nBildirinin içeriğine girdiğinizde “özgürlükler daralıyor” ifadesinin, ziyadesiyle “inceltilmiş bir başlık/euphemism” olduğunu görüyorsunuz.
\nZehir zemberek içeriği okuduğunuzda, gerçekte acımasız ve ürkütücü bir dikta rejimini andıran sistem tarifinin yapıldığının ayırdına varıyorsunuz:
\n“Egemen bir güç; üniversiteler, araştırmacılar, yayıncılar, öğrenciler ve gazeteciler üzerinde artan bir yargısal baskı yapıyor. Kitlesel tutuklama dalgaları, demokrat çevrelere korku salıyor. Sanıklar, aylar ya da yıllarca aslı astarı olmayan suçlamalar temelinde tutuklu kalıyor. Onlarca gazeteci ve yayıncı yalnız işlerini yaptıkları için içeriye atıldı. Sosyal bilimler konusunda eser sahibi olmak; yöneltilen suçların başlıbaşına kanıtı (suç unsuru!) sayılıyor. Zira anti-terör yasası kapsamınca, bu konuların hepsi terörizmle ilintilendirilebiliyor. Ceza yasasındaki suç tanımlarının yarısı ‘terör kapsamına’ alınmış durumda. Yeryüzündeki terör tutukluların üçte biri bu nedenlerden ötürü, Türk cezaevlerinde!”
\nFaşizmi hatırlatan uygulamalar
\nBildiri bu minvalde devam ediyor. Ben sadece kısa bir bölümünden yaptığım bu özetle yetineyim…
\nBu özete göz atan herhangi bir Batılı, tarif edilen ülkeyi asla ve kata “demokrasi” deyimi ile yan yana getirmez…
\n“Le Monde” bildirisinde tanımlanan “aydın ve demokrat çevrelere korku salan kitlesel tutuklamalar”, “terör suçuna dönüşebilen sosyal bilim eserleri/gazetecilik faaliyetleri”, “asılsız suçlamalar temelinde insanların özgürlüklerinden alıkonması” gibi haller Batı’da damardan“faşizmin anısıyla” özdeşleştirilen uygulamalar.
\nBatı Avrupa’da Mussolini İtalyası gibi ülkelerin yaşamış olduğu çok ağır pratikler bunlar...
\nHal böyleyken Türkiye’nin kalkıp da Suriye’ye “demokrasi” ve “insan hakları” gibi değerler üzerinden -hem de en ön safta!- “keskin tavırlar alması”; hafsalaya sığan bir şey değil.
\nBöyle hafsala almaz bir durum ortadayken; Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yukardaki bildirinin yayımlandığı Fransa’ya yaptığı seyahatte beraberindeki gazetecilere “İnsanlık onuru ve özgürlük gibi evrensel ilkeleri savunmaktan imtina eden aydınların Suriye duyarsızlığını” şikâyet edebiliyor. Şikâyet etmek bir yana hatta esip gürlüyor:
\n“Bu nasıl liberallik? Nasıl solculuk?” diye çatıyor Sn. Bakan ve “Ben gece rahat uyuyorum. Siz rahat uyuyor musunuz?” diye bizden hesap soruyor.
\nDışişleri Bakanı’nın mantığı uyarınca, Esad’ın insan hakları ihlalleri yüzünden, bizim burada uykularımızın kaçması gerekiyor…
\nSuriye’nin yüce demokrasi davasını, ilkesel bazda kendisine mesele ederek vicdanını huzura erdirdiğinden bakanın kendisi gece uyuyormuş…
\nSuriye halkı sorunlarına duyarsız kalan bizler, nasıl göz kırpabiliyor muşuz?
\nVe tramvay demokrasisi…
\nHayretler içinde okudum…
\nBakan bizimle acaba alay mı ediyor diye düşündüm?
\nUykularımızın Suriye için kaçmadığı evet tabii doğrudur.
\nUykumuzu, çünkü öncelikle “terör yaftasıyla” zindanlarda çürüyen kendi aydınlarımız kaçırıyor…
\nZeynep Oral bakın dün “Cumhuriyet”te ayrıntılı bir liste çıkarttı:
\nEser üzerine eser veren… Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay, Mahmut Alınak, Yalçın Küçük… nasıl vakit bulup da “terörist” oldu sorusunu yöneltti?
\nBitmedi!
\nPankart açmaktan… yumurta atmaya uzanan suçlardan içerde tutuklu bulunan 700 öğrenci...
\nYüzü aşan hapisteki basın mensupları için kaçıyor öncelikle bizim uykumuz.
\nSuriye halkının dertlerine, kendi insanlarımız maruz kaldığı bu açık zulümler yüzünden derinlemesine konsantre olamıyoruz.
\nİçerde böyle bir tablo ile karşı karşıya olan bir ülkede sizin de bir bakan olarak “Ben rahat uyuyorum!” demenize; böyle bir konu üzerinden bize ahlak dersi vermenize, meslektaşlarımızın bu yaman çelişkiye hiç dikkat çekmemesine de çok ama çok şaşıyoruz…
\nO kadar ki kendi adıma ben artık, Türkiye’de “çelişki” kavramının hiçbir mana taşımadığı kanısına vardım…
\n“Tutarlılık” kıstasının bir değer ifade etmediği toplumda, çelişkiye düşmek de önemsenmiyor. Bu nedenle sözcüklere isteyen istediği zaman... istediği anlamı yakıştırabiliyor.
\n“Le Monde”un mim koyduğu gidişatın geçerli olduğu ülkedeki yöneticiler, başka bir ülkeye hiç engel tanımadan bu durumda “demokrasi” üzerinden rahatça ahkâm kesebiliyor.
\nSuriye bir diktatörlük…
\nTürkiye demokrasidir…
\nHe ya.
\nBunun adı tramvay demokrasisi!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!