Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Venedik’e ‘cami şoku’

14 Mayıs 2015 Perşembe

Kısa süre önce Venedik’teydim. “San Maurizio” kilisesini tesadüfen keşfettim. İçerden gelen müzik beni çekti...
Kapıda “Antonio Vivaldi ve Zamanı” yazan ilanı sonradan fark ettim.
Meğer burada böyle bir sergi varmış...
Entelektüellerin semti “Accademia” bölgesi ile Venedik’in turistik kalbi “San Marco” arasında tam.. ufak bir meydan “San Maurizio”.
Meydandaki kilise de aynı adı taşıyor.
Kilise ne ki kilise olmaktan çıkmış. Artık “müzik müzesi” olarak kullanılıyor.
Venedikli müzisyen Vivaldi döneminden kalma antika değerinde yaylı çalgılar ve klavsenler sergileniyor içerde.
Mihrapta örneğin, haç ile İsa yerinde; dev kontrbaslar duruyor. Kilisenin böylelikle artık “laik” bir mekân olduğu vurgulanıyor.
Venedik’te aslında böyle “sanat tapınağı”na dönüşen çok kilise var.
Astronomik fiyatların pahalılığından kaçan gençler, Venedik’ten göçmüş. Ve burada 20 yıl önceki 160 binlik nüfus, 58 bine inmiş.
Nüfus daralması bir yandan, sekülerleşme beri yandan.. kiliseler cemaatlerini yitirmiş. O sebeple çoğu böyle şimdi sergi, konser, konferans gibi ibadet dışı amaçlar için kullanılıyor.
Parayı basıp, kiliseyi kiralıyor, dilediğiniz aktiviteyi düzenliyorsunuz.

Sanat ‘skandal’ oldu
İzlanda-İsviçreli sanatçı Christoph Büchel de bunu yapmış.

Tarihi “Cannaregio” semtinde atıl kaldığı için “özelleştirilen” “Santa Maria della Misericordia” kilisesini Bienal için 6 aylığına kiralamış ve -şok, şok, şok!- “camiye çevirmiş!”...
Mihrabı Kâbe’ye çevirmiş; yere seccade atmış; haç ve mozaikleri Kuran sureleri ile bezeli örtülerle örtmüş.
Venedik” ve karadaki uzantısı olan.. “Mestre” bölgesinde yaşayan 20 bin Müslüman, şimdi “Bienal enstalasyonu” adı altında yaşama geçirilen bu kiliseden dönme camide ibadet ediyor.
Kilisenin “seküler” bir mekân yerine farklı bir dinin “ibadet mekânına çevirilmesi” Venedik’te haliyle skandal yarattı.
Yetkililer dumura uğradı.
Başta kilise temsilcileri, “Bize danışmadan nasıl böyle bir şey yapılır?” dediler.
Valilik, belediye gibi sivil otoriteler şimdi “bürokratik engellerle” bu yüzden “cami etkinliğine” son vermek istiyorlar.
Bunu başarıp başaramayacakları meçhul, konu çünkü hızla “küresel” etkiye kavuştu.
Büchel enstalasyonu”, Bienal’in şimdiden en konuşulan konusu oldu. Belediye kararıyla “cami etkinliğinin” kaldırılması, kuşkusuz Müslüman dünyadan tepki alacak.

‘İnebahtı’ anıları kenti...
Beri yandan Katolik dünyanın “şoku” da anlaşılır bir şey...
18. yüzyıla dek bağımsız “Venedik Cumhuriyeti”nin merkezi olan bu kent, yüzyıllar boyunca Hıristiyanlığın bayrağınısallamış. Ön safta Müslümanlara karşı “Haçlı Seferleri” düzenlemiş. Sırf Osmanlı’ya karşı Venedik’in üç yüzyılda yaptığı 7 savaş var. Bunların en ünlüsü de “Müslüman Türklerin Hıristiyanlık tarafından geri püskürtüldüğü ilk savaş” olarak hatırlanan İnebahtı.
Bu savaş öyle yüceltiliyor ki, tüm tarihi mekânlarda boydan boya duvarları kaplayan tablolarla hâlâ ölümsüzleştiriliyor...
Doçlar”ın sarayı “Palazzo Ducale”nin örneğin en mutena salonlarında, Veronese gibi büyük ressamların imzasını taşıyan “İnebahtı” tabloları dikkat çekiyor.
Müslümanlığa karşı bu kertede Hıristiyanlık simgesi olan bir kentte, “atıl kalan kiliselerin”, “sanat” diye “cami” yapılması; din adamları için “yenilgi” anlamına geliyor.
Ancak konu salt Hıristiyanlık-Müslümanlık meselesi değil...
Bunun çok ötesinde “sanatın yeri” ve “kapsamı” ve dolayısıyla “laiklik” boyutu da var.
Bu itibarla Christoph Büchel’in atılımı çok çarpıcı ve ilginç. Uzun süre gündemden düşmeyecek. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları