Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Urfa'dan Harvard'a' Bir Türkiye Serüveni
Başka vesileyle de yazdım. Prof. Coşkun Özdemir’i “Cumhuriyet”teki yazılarından önce babamın doktoru olarak tanımıştım.
\nProf. Özdemir; babama o güne dek adını duymadığım “ALS” teşhisi koymuştu.
\nTalihsiz hastalık döneminde Prof. Özdemir’in verdiği moral desteği unutamam. En zorlu anlarda dahi Özdemir’den babam, yüzünü aydınlatan bir ifadeyle bahsederdi ve bana “Üzülme” derdi: “Çok iyi bir doktorum var.”
\nCoşkun Bey’den gelen verilere bu yüzden hep antenlerim açıktır. Masamda biriken kitap destesi içinden öncelikle onun “Kaynak Yayınları”nın, “İz Bırakanlar” dizisinden çıkan “Urfa’dan Harvard’a” isimli kitabını çekerek bir çırpıda okudum.
\nYakın dönem Türk siyasi tarihinin sosyal güncesi gibi kaleme alınan kitabın her şeyden önce “İz Bırakanlar” dizisinden çıkmasının isabetli olduğunu düşündüm. Benim gibi çok sayıda hasta yakını Özdemir’in bıraktığı izin somut kanıtıdır.
\nCumhuriyet’in ilk yıllarında dünyaya geldiği Urfa’dan başlayıp Harvard’a uzanan Özdemir’in serüvenini takip ederken, zaman zaman kendi anılarımda yolculuğa çıktım, kâh hüzünlendim, çokça da düşündüm… \t
\nÖzdemir’in anlattığı Urfa’daki ev, bire bir bana babaannemin İskenderun’daki evini hatırlattı:
\n“Evin kapısı açıldığında avluya girilir. Avlunun üstü açıktır, gökyüzü görülür. Avlunun çevresinde oda, mutfak, kiler, ahır, ortada bir havuz görülür; merdivenle çıkılınca bir eyvana varılır. Eyvana bakan iki oda… Bir de yediveren asma. Evin kapısı açıktır. Konu komşu asmadan koruk koparmaya gelirler…”
\nBabaannemin avlusunun asmalarını, gökyüzünde yıldız sayarak uyuduğum çardakları andım Özdemir’i okurken: “Urfa’da geceleri gökyüzüne bakarak uyunur” diyor Coşkun Özdemir: “Ne çok yıldız vardır o gecelerde. Onları seyretmek ne keyiflidir.”
\nÖzdemir’in tanıklığı
\n“Urfa’dan Harvard’a” akıcı bir dille, sohbet eder gibi yazılmış. Coşkun Bey kitabının sayfaları arasında tıp dünyasını, doktorları, gazeteyi, acı tatlı dostlarını, gezilerini, bir dönem İstanbul’un entelektüel çevresini anlatıyor.
\nKitap için Cumhuriyet’in başlangıç yıllarından bugüne uzanan “tanıklık” ifadesi kullanılabilir. Özdemir bu tanıklığı yaparken sürekli “Genç Cumhuriyetin altın çağından \tbugünlere nasıl geldik?” sorusu çengeli etrafında dönüyor ve “Artık muhafaza edeceğimiz bir cumhuriyet kalmadı, yeniden kazanacağımız bir cumhuriyet var” noktasında aydın sorunsalını deşiyor.
\nBu çift yönlü bir sorunsal.\t
\nBir yanda aydınları acımasızca harcayan hoyratlıklar var ki bunlar, üniversitede hoca-talebe ilişkisinden, kıyma makinesi gibi aydın öğüten, onları süren, hapse atan sisteme dek uzanıyor…
\nNiyazi Berkes, Pertev Naili Boratav, Muzaffer Şerif gibi ülkeyi terk eden değerler yanında, 13 yılını hapiste geçiren Nâzım Hikmet’ten öldürtülen Sabahattin Ali’ye dek bir bir hepsini anıyor yazar.
\nÇetin Altan olayı
\nYazarın ısrarla ele aldığı diğer mesele yol boyu “dönen aydınlar”…
\nBu yakıcı iki konu, Çetin Altan örneğinde çok çarpıcı biçimde çakışıyor ve bu yüzden biri diğerinden bağımsız tutulamıyor.
\nBir dönemin “Atatürk hayranı Altan’ı”nın, Erdoğan elinden “Kültür Sanat Ödülü” alan Çetin Altan’a dönüşmesinde, hapisteki yıllarının etkisi olabileceğini söylüyor Özdemir.
\n“Türkiye’de çok sol yazar, mahkemeler, hapisler, soruşturmaların ardından yön değiştirdiler… Buna zorlandılar da diyebiliriz” diyor. Ancak hemen şunu da ilave ediyor:
\n“Başbakan’dan Altan’a ödül, bir kara mizah gibidir. Unutulmaz bir sahne; bu öyle bir çelişki ki, yüzlerce insan nedeni bilinmeden hapislerde iken ‘Orhan Kemal hapiste yatarken bayram kutlaması yapılmaz’ diyen Çetin Altan, Recep Bey’in elinden ödül alıyor, kaderin cilvesine bakar mısınız?”
\nÇetin Altan’ın “dönüşümüne” Prof. Özdemir sayfalar ayırmış. Çünkü onu önemsiyor.
\nBu “değişime” ne kadar gerekçe bulsa da son kertede bir türlü ikna olamıyor ve “keşke” diyor özetle: “(Çetin Altan) o güzel akıcı Türkçesiyle şöyle dobra dobra gerçek bir yaşamöyküsü ile birlikte yaşamının açık yürekli muhasebesini yapıp geriye bıraksa. Türk toplumuna, bu toplumdaki değişim dinamiklerini, toplumcu mücadele verenlerin nasıl oradan oraya savrulduklarını, nasıl acılar çektiklerini, Türk solunun nasıl darmadağın edildiğini en iyi anlatacak olanlardan biridir Çetin Altan. Altmış yıllık iktidarların sicilini çıkaracak, onu bütün açıklığıyla meydana koyacak insanlara çok ihtiyaç var. Ben bu kitapta buna gayret ediyorum.”
\nEvet. Özdemir’in çıkardığı uzun sicilde Yaşar Kemal’den, “yetmez ama evetçi”lere dek pek çok aydının ismi var.
\n“Urfa’dan Harvard’a” 360 sayfa. İyi okumalar!
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!