Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkler Venüs, Almanlar Mars'tan
Türkiye’de Cumhurbaşkanı -olmaz ya, misal- bir “kıyak skandalına” karışsa, hiç kimse onu istifa ettiremez…
\nDiyelim bir mucize yaşandı ve Cumhurbaşkanı istifa etti… İki cihan bir araya gelse siyasi yelpazedeki belli başlı partiler yeni aday üzerinde iki günde birleşemez…
\nAlmanya’da 48 saatte bu inanılmazlık gerçekleşti…
\n“Beleşçi Cumhurbaşkanı” Wulff, cuma günü öğle saatlerinde istifa etti.\tPazar gecesi Merkel 21.15’te, kameralar önüne geçerek; “Joachim Gauck, hükümet ve muhalefetin ortak adayıdır!” dedi ve Almanya’nın yüksek prestij sahibi insan hakları aktivistinin arkasında geniş bir konsensus sağlandığını kamuoyuna müjdeledi.
\nAlmanya’da 1.5 yılda art arda iki cumhurbaşkanı istifa etti.
\nWulff’un selefi Horst Köstler de boşboğaz bir demeç -dikkat buyrunuz.. ufak bir demeç- yüzünden istifa etmişti…
\nÜst üste istifalar nedeniyle yıpranan Cumhurbaşkanlığı konumu için Almanlar sonunda “aranan kanı” buldular ve sürecin krize dönüşmesini önlediler.
\nTürkiye’de maazallah benzer bir olay yaşansa… derhal “Cumhurbaşkanlığı krizi” çıkar ve ülke günler, hatta haftalarca kilitlenirdi.
\nGel de şimdi Joost Lagendijk’ı anma!
\nAvrupa Parlamentosu’nda yıllarca Türkiye-AB karma Parlamento Komisyonu eşbaşkanlığı yapan ve bir süredir artık Türkiye de yaşayan Lagendijk; geçenlerde verdiği bir söyleşide; “Türk olsam delirirdim!” demişti; “Bir sürü konu Türkiye’de çözümsüz bırakılıyor. Sonrasında hasara bakılmıyor. Ülkenin nereye gittiği görülmüyor!”
\nBizi bambaşka gezegenlerden yapan tayin edici fark işte tam bundan kaynaklanıyor. Almanlar misal şu son olayda görüldüğü gibi… derhal “hasar tespiti” ve “hasar onarımına” geçerken; çözümsüzlük bizde kader addediliyor. Lagendijk gibi… bir Avrupalı diplomat da bana nitekim Türkçe de öğrendiği ilk sözcüğün “bozuk” kelimesi olduğunu söylemişti…
\nKurum zaafa uğradı kaygısı
\nAlmanlar Cumhurbaşkanlığı makamının sonuçta “bozulmasına” izin vermediler.
\nBaştan beri Alman kamuoyunu meşgul eden öncelikli kaygı buydu; kıyakçılığa tamah eden Wulff’un sade kendi itibarını değil aynı zamanda “Cumhurbaşkanlığı kurumunun itibarını zedelediği” söyleniyordu.
\nAlmanya’nın tanımış aydınlarından, tiyatro yönetmeni Peter Stein bu sorunu, “Federal Almanya Cumhurbaşkanı bizim büyük zorluklarla kavuştuğumuz ve (II. Dünya Savaşı ile Almanya’ların birleşmesi ardından!) yeniden inşa ettiğimiz devlet ve demokrasinin temsilcisidir. Wulff olayıyla kurum yara aldı” diyerek özetliyor.
\nSimgesel yetkileri ötesinde Almanya’da fazla öne çıkmaması istenen Cumhurbaşkanlığında; genç, güzel eşiyle birlikte Wulff’ un “starlığa” soyunması, -“kıyak” iddiaları ötesinde-Alman kamuoyunda oldukça yadırganmış ve göze batmıştı…
\nMedyatik, star politikacıların dünyanın her yerinde önünün açıldığı bir çağda, Almanya’- da gösterilen bu hassasiyeti yönetmen Stein israrla; “Tarihten aldığımız dersler (Hitler!) bize lider kültü/tapınması konusunda dikkatli olmayı gerektiriyor” diyerek açıklıyor: “Liderlerin başrole soyunmasına biz kuşkuyla bakarız. Siyasetçinin rehberi, bulunduğu kuruma saygı göstermek olmalıdır. Siyaset adamının davranış kurallarının çerçevesi (neyi yapıp/neyi yapmayacağı!) önden bellidir. Kural bizde siyasetçinin (davranış kalıpları açısından!) düşük profilli olmasıdır...”
\nAlmanya’nın Havel’i
\nAynı zamanda bir din adamı olan Joachim Gauck’a şimdi işte Cumhurbaşkanlığı köşkünün kapılarını sonuna dek açan temel anahtar bu: Entelektüel ve siyasi anlamda güçlü bir isime sahip olmasına karşın, Gauck’- un temsil edeceği kurumun asla üstüne çıkmayacağı biliniyor.
\nKökenlerinin bulunduğu Doğu Almanya’da onyıllar boyunca “muhalif” konumunda yaşayan ve yaşamını insan hakları, özgürlükler mücadelesi ile geçiren Gauck özetle gösteriş meraklısı Wulff’un çarpıcı bir antitezi.
\n2010’da Wulff’u Cumhurbaşkanlığına çıkaran ilk seçimde de adaylığını koyan Joachim Gauck sosyal demokratlarla yeşillerin adayı olarak zaten selefini çok zorlamış. Ancak manevi, entelektüel manada güçlü bir Cumhurbaşkanının gölgesinde kalmaktan korkan Şansölye Merkel o zaman, iplerini elinde tutabileceğini düşündüğü Wulff’-u sahiplenerek sabık cumhurbaşkanı için bastırmış. Böylelikle geçen seçimde daha “Almanya’nın Havel’i” diye lanse edilen Gauck karşısında; gençliği, yakışıklılığı, taze imajıyla “Almanya’nın Kennedy’si” olmaya heveslenen Wulff’u öne sürmüş…
\nBir buçuk yıl öncesinde elinin tersiyle geri çevirdiği Gauck’un adaylığını şimdi bağrına basmak durumunda kalan Merkel böylece hata yaptığını kabul ediyor. Kuşkusuz bu Merkel için bir darbe. Ancak Alman Şansölyesinin koalisyondaki Hür Demokratlarla birlikte muhalefet partilerinin desteğini alan Gauck karşısında boyun eğmekten başka hiç seçeneği yok.
\nAlmanya’da “cumhurbaşkanlığına ivedelikle yeniden itibar kazandırmak arayışı” ile Avrupa’ yı sallayan Yunanistan krizi; sorunun bir an önce çözümünü elzem kılıyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?