Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Türkiye Belirsizliğe Savruluyor’(3)

19 Ekim 2013 Cumartesi
“NATO, İsrail, Rusya ve Avrupa ile ayrı düşmüşseniz;
Mısır, Suriye ve Arap dünyası ile
problemleriniz varsa ‘stratejik özerklik’ neye
yarar?” diye soruyor Prof. Silvestri...
‘Stratejik derinlik’ ve ‘değerli yalnızlık’tan
sonra Ankara’nın şu son dönemde benimsediği
‘stratejik özerklik’ kavramı sizde ne gibi bir
çağrışım uyandırıyor?” sorumu Silvestri işte
böyle bir başka soruyla karşılıyor…
Çizmenin etkili düşünce kuruluşu “IAI-Istituto
Affari Internazionali/Uluslararası İlişkiler
Enstitüsü”nü geçen yaz aylarına dek yöneten
ve halen bu kurumun danışmanlığını yapan
İtalya’nın en ünlü askeri stratejistlerinden Stefano
Silvestri ile Türkiye’nin yeni dış politika
çizgisini(!) konuşuyoruz.
Kulağa hoş gelen “stratejik özerklik” kavramı
pratikte acaba ne anlam taşıyor?
‘Erdoğan kaybedene oynadı’
“Gerçek şu ki” diyor Silvestri; Erdoğan
(Ortadoğu’nun) kaybeden safı Müslüman
Kardeşler’e oynadı ve bu nedenle bu noktaya
gelindi.”
‘Stratejik özerklik’ özetle herkesi kaybetmiş
olmak anlamına mı geliyor?”
“Evet. Ne yazık ki öyle. Ankara Çin’le şimdi
bağlantı kurmaya çalışıyor. Çin’in Türkiye’ye
ilgi gösterdiğinden eminim ama ne için? Çin,
Türkiye ile acaba neden ilgileniyor?”
‘Çin ABD’nin çemberini
yarmak peşinde’
“Pekin’in derdi Amerikalılar tarafından er ya
da geç çevrelenmektir. NATO zayıflatılırsa ve
bu arada Rusya ile iyi ilişkiler götürülürse bu
çevrelenme’ bertaraf edilmiş olacak. Çinliler
için Türkiye ile ilişkiler işte bu kapsamda yararlı.
Çin, Türkiye’yi Müslüman bir ülke ve hem
Avrupalı hem Asyalı bir ülke olarak değerlendiriyor.
Türkiye’nin, Çin’in ilgi alanı içinde olan
Orta Asya ve Ortadoğu’da oynayacak bir rolü
olduğunu düşünüyor. Ancak Türkiye, Çin için
stratejik bir ortak’ değil. Türkiye, Çinliler için
sadece kendi oyun planları (Çemberi yarmak
planı) için yarar sağlayacak bir ülke. Türkiye’ye
yanaşarak NATO’yu sıkıntıda bırakmak istiyorlar.
Üstüne bir de kimsenin almaya fazla
hevesli olmadıkları füzelerini satarlarsa kârlı
olmuş olacaklar!”
“Türk hükümeti Çin füzelerinin daha ucuz
olduğunu söylüyor.”
“Muhtemelen öyledir ve Çinliler ayrıca teknoloji
vermeye de muhtemelen meyillidir.
Dolayısıyla bu Türk teknolojisinin gelişmesine
de yardımcı olur ancak bunlar bir ortaklık ilişkisi
tesisi için yeter mi? Çin, Suriye’de örneğin,
(RTE’den) bambaşka bir telden çalıyor. Ancak
bu gibi konular Erdoğan’ı pek kaygılandırmıyor.”
‘RTE çift hatta
yürüyebileceğini düşünüyor’
“Neden sizce?”
“Erdoğan sanıyorum, (Batı ve Çin’le) çift
düzlemde yürüyebileceğini düşünüyor. Amerikalıların
İran’la yakınlaşmasından da ayrıca
hayli tedirgin olmuş olmalı. Washington-Tahran
yumuşaması sonunda Türkiye’nin Ortadoğu’daki
rolü ne olacaktır?”
“Türkiye bölgede marjinalleşir öyle değil mi?”
“ABD-İran yakınlaşması önünde hâlâ büyük
engeller var. Bu çok kolay değil. Ancak Ankara
gene de bir miktar kaygı duyuyor olmalı…
Erdoğan yeni tabloda kendisini sıkışmış hissetmeli…”
Batı’yı yabancılaştırmanın anlamı
“Nedir sizce Erdoğan’ın sıkışıklığı?”
“Arap dünyasındaki dostlarının hepsi Sünni ve
son kertede yenik düşen Müslüman Kardeşler.
Erdoğan’ın güney ve doğu komşuları-üstelik
de Amerikalıların yardımıyla!- bir tür Şii Hilali
oluşturuyor. Kuzey’deki komşu Putin de keza
gene bu çizgiye destek veriyor. Türkiye’nin
bu durumda rolü ne oluyor?”
“Değerli yalnızlık!”
“Erdoğan’ın hiç kuşkusuz dostları da olmalı
ancak neredeler? Pakistan’da ya da misal
Orta Asya’ da! Rusya ya da Çin’le hep istişare
içinde olmasını gerektiren yerler bunlar.
Bu bakımdan Ankara’nın Çin’e açılmak arzusu
anlaşılabilir ancak bunu ABD, Avrupa ve
NATO’yu yabancılaştırmak pahasına yapmanın
mantığı nedir? Ben buna değerli yalnızlığın
çok ötesinde, savrulmak derim. Türkiye bir
yerlere doğru savruluyor. Ama nereye? Belli
değil.” (Devam edecek)
Oktay Ekinci’yi
uğurlarken

Dağ gibi, güzel insan Oktay Ekinci’yi uğurlarken
son dört yıl içinde yitirdiğimiz, hepsi
birbirinden değerli arkadaşlarımızı bir bir
düşündüm. Sevgili Türkel Minibaş, Mehmet
Sucu, Deniz Som, Abdülkadir Yücelman
Turhan Seçuk, İlhan Selçuk… Ne çok dost,
ne çok kayıp, ne kadar çok acı ve ne kadar
üst üste! Sevgili ve çok değerli Oktayımıza
güle güle derken Cumhuriyet ailesinin yitirdiğimiz
tüm fertlerini, hasretle, sevgiyle bir
kez daha anıyorum. Ekinci’nin ailesi ve eşine
sonsuz sabır, başsağlığı diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları