Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Süreç' Körün Fil Tarifi Olunca
Körün fil tarifi öyküsünü bilirsiniz…
\nAltı körden fili tarif etmesini isterler. Körler filin yamacına varır…
\nBiri ilk elden bacağına yapışır; “Aaa. Bu ağaçtır” der…
\nBaşkası gövdesini tutar; “Hayır fil bir duvardır” iddiasına sahip çıkar…
\nDiğeri kulağını yakalar; “Fil yelpazedir!” tarifini yapar….
\nBeriki kuyruğa asılır; “Hayır halattır!” buyurur…
\nÖteki hayvanın dişine isabet eder; “Yok canım, fil mızraktır!” diye dayatır…
\nHortumuna denk gelen sonuncusu ise “Hayır efendim, yılandır” diye üsteler.
\nAkillerin “süreç” geyikleri de biraz böyle körlerin fil tarifini andırıyor.
\nHerkes “sürece” kendi yüklediği anlamı atfediyor. Kendi çıkardığı sonuçları sürece katkı adına piyasaya sürüyor…
\n“Sürec”in ne ölçüde muğlak olduğunu, akil adamlardan Tarhan Erdem kendi ağzıyla itiraf etti.
\nİzmir’e ilk “akil gezisini” yapan Tarhan Bey; heyetten ekip arkadaşlarının ileri geri kullandığı “özerklik” gibi netameli bazı tanımlar karşısında, “Benim kanaatim herkes kendi tanımını söylüyor. Biz kendi kendimize bu süreci nasıl görüyorsak, nasıl anlatabiliyorsak öyle anlatacağız” dedi ve ekledi:
\nSon durak: ‘Başkan \tBaba’lık
\n“Bize bu görevi verenler tarafından bize bu görevin tanımı yapılmış değil. Siz gidin ne isterseniz manasında… Gittiğimiz yerde insanları dinleyeceğiz. Çözüm sürecini nasıl tanımlıyorlar, onu dinleyeceğiz. Biz de onlara karşı kendi tanımlarımızı söyleyeceğiz. Bu tanım heyetin tanımı olmayacak, konuşanın tanımı olacak.”
\nHerkesin “süreci” kendine, başka deyişle.
\nHeyetin ortak tanımı yok. Kimince “duvar”, kimince “mızrak”, kimine göre de “yılan” ya da “halat” bu süreç.
\nBaşbakan’ın kafasındaki sürecin bile tam neleri, ne kadar kapsadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, RTE’nin tahayyülündeki “sürecin” şu bu biçimde eli mahkûm kendisini “Başkan Baba’lığa” taşıyacak olması.
\nBu bağlamda başkanlık, yarı başkanlık, ekmek arası, pilav üstü fark etmiyor: “Törkiş başkanlık”, “Başkan Baba’lık!” güzergâhın son noktası oluyor.
\n“Görev tanımı yapılmadan ortalığa salıverilen” akiller, şimdi ayırdına vararak ya da varmayarak bu “Başkan Baba’lığa” giden yolun taşlarını döşeyecekler!
\nTürkiye’yi bugünlere getiren yolun taşlarını vaktiyle, “yetmez ama evet” kampanyasına verdikleri destekle döşemiş oldukları gibi…
\nÇoğu zaten “yetmez ama evet”çi. Birer birer “tek seçici” tarafından belirlenmiş ve Dolmabahçe’deki meşhur beş saatlik toplantı sonucunda sahneye çıkarılmışlar.
\nGörev tanımı yok, \trol tanımı var
\nSahne alırken görev tanımı belirtilmemişse de oyunu yöneten “biricik seçici” tarafından özenli bir rol dağıtımı yapılmış…
\n“Bütün annelerin melek olduğunu hepimize anlatan değerli sanatçımız Hülya Koçyiğit’ten, Anadolu’nun, Trakya’nın melek misali annelerinin gözyaşlarını dindirecek yeni bir rol bekliyorum” diyor malum “seçici”:
\n“O unutulmaz ‘Tatar Ramazan’ rolünde ‘bir ekmeği beraber bölüşerek yemektir hüner’ diyen Sevgili Kadir İnanır’dan 76 milyonun kardeşliğine yeniden vurgu istiyoruz. ‘Dertler, benim, hasret benim, ömrüm senin olsun’ diyen Sevgili Orhan Gencebay’dan dertleri de hasreti de ortadan kaldıracak yeni bir duruş bekliyoruz… ‘Vizontele’ filminde ‘Bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeridir’ diyen Sevgili Yılmaz Erdoğan’dan daha fazla seveceğimiz, mesut olacağımız bir Türkiye’nin inşasında katkı arzuluyoruz. ‘Ortak vicdanı temsil etmesi gereken sanatçılar arasında bile barışa kuşku duyulması gereken bir şeymiş gibi bakanlar var’ diyen değerli sanatçımız Lale Mansur’dan, barışın kaybedenleri olmayacağını daha güçlü anlatmasını bekliyoruz. Meselenin sancısını yıllarca çekmiş Yılmaz Ensaroğlu kardeşimizden, yıllarca hapis yatmış sevgili Oral Çalışlar’dan, Sayın Doğu Ergil’den, devletin değil, insanın özne olabileceğini güçlü şekilde savunan Sayın Deniz Ülke Arıboğan’dan, andıçlanan Ali Bayramoğlu’ndan, hukukun sesi Kezban Hatemi Hanım’dan, milletin ve milliyetçiliğin derin analizlerini yapmış Sayın Erol Göka’dan eserleri kadar yüreklerini de sürece koymalarını istiyoruz.”
\nTez malzemesi olabilir
\nUsta senaristlere ve yönetmenlere taş çıkaracak bu rol dağıtımına ancak şapka çıkarılabilir!
\n“Akilller” görevlerini bilmeseler de, tribünlere hangi rolleri oynayacaklarını biliyorlar…
\nHülya Koçyiğit verdiği ilk demeçte nitekim -yönetmenin rol dağıtımıyla birebir uyumlu olarak!- derhal “Ben burada bir anne olarak yer alıyorum!” demedi mi?
\nSanatçılar, aydınlar, yazarlar bu aleni ortaoyununun parçası olmaktan en ufak eziklik/sıkıntı duymuyorlar. Bilakis tek “seçici” ile yakın temas halinde bulunmaktan mutlular!
\nHer şey bir yana…
\n“Süreç”, “piyon” gibi öne sürülerek seferber edilen yandaşlarla, “tek seçici” iktidarın ilişkileri üzerine doktora tezi olabilecek muazzam ders niteliğinde!
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'