Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Saraydan Kız Kaçırma... 'Normalleşirken'
90’lı yılların sonuydu.
\nTopkapı Sarayı’nda ilk kez sergilenen ve büyüsünü bugün dahi hatırladığım etkileyici bir “Saraydan Kız Kaçırma” izlemiştim…
\nAsırlık çınarlar, selviler arasında yükselen tepsi gibi bir mehtap…
\nFonda, Mozart’ın insanı avucunun içine alan müziği…
\nVe Yekta Kara’nın damgasını taşıyan İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin göz dolduran performansı…
\nTopkapı Sarayı’nda 3. Opera Festivali vesilesiyle, 13 yıl arayla izlediğim “Saraydan Kız Kaçırma”da Yekta Kara’nın gene damgası var…
\nEseri Sevgili Yekta Kara sahneye koymuş….
\nMüziği Samsun Devlet Opera ve Balesi Orkestrası icra ediyor…
\nKonstanze’yi canlandıran İtalyan soprano Eva Mei alabildiğine iyi.
\nBelmonte’yi seslendiren Avusturyalı Bernhard Berchtold gayet başarılı…
\nAnkara Devlet Operası’ndan başrol “Osmin”ı oynayan Tuncay Kurtoğlu, tek kelimeyle muhteşem. Karizmatik ve çok canlı olmasının ötesinde sesi de güçlü.
\nAma nedense aynı sihir yok…
\nNedir nedir… diye düşünürken farkına vardım.
\nMekân farklı!
\nTopkapı Sarayı’ndaki “Saraydan Kız Kaçırma”.
\nBundan böyle “Saray kapısının önünden kız kaçırma”… olmuş!
\n99’da gördüğüm “Saraydan Kız Kaçırma”; Topkapı Sarayı’nın içindeki “Saadet Kapısı”, “Babüsaade” deydi. ..
\nBu defa; “Topkapı Sarayı müzesi turnikeleri ve bilet gişelerinin bulunduğu”; “Babüsselam”ın önündeyiz.
\nBaşka deyişle Topkapı Sarayı müzesinin dışındayız.
\nTarihi mekânlarda sahnelenen operalar, malumunuz mekânların içinde sergilenir…
\nII. Dünya Savaşı yıllarından bu yana yaz aylarında prodüksiyonlarını hep Roma’nın en görkemli arkeolojik kalıntıları olan “Terme di Caracalla”ya taşıyan Roma operası mesela…
\nKalıntıların tam göbeğinde/içinde gösteri yapar…
\nPavarotti, Carreras, Domingo’nun bu kalıntılarda verdiği ünlü “Üç Tenör” konseri dünyaca nam salmıştır.
\nTarihle iç içelikle güdülen maksat geçmişi günümüze taşıyarak yaşatmak, dekora sıra dışı görkem katmak ve gece atmosferi içinde başka türlü görülemeyecek tarihi mekânların yarattığı elektrik ile müziğin elektriğini birbirine harmanlayıp, eklemlemektir…
\nZoraki konuk gibi
\n2000’li yıllar başında, gene Topkapı’da geçen BBC yapımı şahane bir “Saraydan Kız Kaçırma” belgeseli için hiç unutmam Süher Pekinel, “Mozart müziğinin zenginliğini bu olağanüstü mekânda kullanmanın gücüne” dikkat çekerken; “Müziğin kendi içindeki yoğunluk, Topkapı ile birleşince teatral bir etki ve gerilim yaratıyor. Saray mı müziğe bu teatral etkiyi katıyor, müzik mi Topkapı’nın teatral gücünü arttırıyor bilemiyorsunuz” demişti…
\nBugün aynı gösteriyi müze kapısının önüne çıkarttığınızda; “o yoğunluğu” ve “aynı teatral etkiyi” elde edemiyorsunuz...
\nMüze girişi önünde; bahçe içindeki görkemli selvilerin huzur veren dinginliğini, asırlık çınarların gönül okşayan kucaklayıcılığını ve yaşanmışlığını bulamıyorsunuz…
\nİnsan kendini Topkapı Sarayı’nın kalın, geçit vermez, muhkem bir sur kapısı önünde gerçekte pek de istenmeyen, ötelenen, fazladan oraya iliştirilmiş zoraki bir konuk gibi hissediyor.
\nTalibanlık kazandı
\nNe olmuş da “Saraydan Kız Kaçırma”; böyle aşılmaz kale görüntüsü veren kapı önüne taşınmış derseniz?
\nYönetmen “Hadi canım bu defa da böyle olsun! Geçen defa operayı saray bahçelerinde sergilemiştik, bu kez de sarayın kale kapısının önüne çıkalım” -mı demiş?
\nHayır…
\nÜç yıl önce yapılan İdil Biret baskınını hatırlıyorsunuz değil mi?
\nHani Alperenler “Bir gece ansızın gelebiliriz!” naraları atarak Talibanca dehşet saçan bir konser baskını yapmıştı…
\nSokakta toplu namaz kılıp tekbir getirerek; konser dinlemek üzere saray bahçesinde toplanan izleyicilere toplu lanet yağdırmışlardı…
\nO baskın sonucunda “Talibanlık” kazanmış…
\nVe ikinci avlu -Babüssaade- fırsat bu fırsat… her çeşit gösteriye kapanmış!
\n“Maarifi kapattık. Bundan böyle sükûnetle eğitime devam edebiliriz” hesabı…
\nHer şeye nasıl da alışıyor, alıştırılıyoruz...
\nBunu üstelik kimse mesele etmiyor artık.
\n“Daha buna gelene dek…” demeyin…
\n‘Usta’nın “normalleşme” dediği olgu, böyle ilerliyor.
\nÜç yıl önce bu konu günlerce konuşulmuştu…
\nBirinci sayfalarda gerektiği gibi yer bulmasa da köşelerde ele alınmış; TV kanallarında saatlerce işlenmişti…
\nNTV’de Banu Güven’in yaptığı bir yayın... çok iyi hatırlıyorum mesela, günlerce tartışılmıştı.
\nBanu Güven gibi bu konuları kendisine mesele eden çok sayıda meslektaş artık yerinde yok…
\nDiyeceğim o ki…
\nSarayın iç bahçelerinden gitgide böyle dış kapılara ötelenmek… içerdiği “derin sembolizmin” ötesinde birebir fiili bir durum tarifi yapıyor. \t
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!