Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
\n\n\n
Uzun süre yurtdışında kalıp döndüğümde son dönemde hep aynı şey oluyor: Hüzünle karışık bir sızı, bir kasvet duygusu içimi kaplıyor. Ayağımın altındaki toprağın biraz daha kaydığını fark ediyorum. Arkamda birkaç ay öncesinde bırakmış olduğum ülkemin, benden bir gıdım daha uzaklaşmış olduğunu; çocukluğumun, gençliğimin; ilk olgunluk yıllarımın geçtiği ülkeyle aramdaki mesafenin biraz daha açıldığını duyumsuyorum: “Doğduğum, büyüdüğüm ülke bu mu?” oluyorum...\n
\n“4+4+4”tü, alkol yasaklarının yaygınlaşmasıydı, tiyatroyla kavgaydı derken “zamana” da sonunda savaş açılmış… \n
\nTu kaka olan “Batı’nın zamanları” yerine, bundan böyle “Doğu”nun zamanı hayatımızı yönlendirecekmiş… \n
\nUçakta elime geçen gazetelerde Mahmut Lıcalı’nın haberini okuduğumda tek kelimeyle şoke oldum. “Şoke” olma duygusunu oysa epeydir yitirdiğimi düşünüyordum. Ancak nedense bu saat meselesi bana çok iri geldi. Ve içime işledi… \n
\nCumhuriyet’te “Saat Doğu’ya kayacak” başlığıyla yer alan haber şu satırlarla sona eriyordu: \n
\n“Türkiye’nin referans meridyeninin (değişmesi ile) birlikte, daha önce hiç saat farkı olmayan Doğu Avrupa ülkeleriyle arasında 1 saat, daha önce 1 saat fark olan Orta Avrupa ülkeleriyle iki saat ve daha önce 2 saat fark olan İngiltere’yle saat farkı 3’e çıkacak. Suudi Arabistan’ la saat farkı kalmayacak.” \n
\nSaatler başka deyişle Mekke’ye göre ayarlanmış olacak… \n
\n‘Laik zaman’a direnç \n
\nAklıma çok yakınlarda okuduğum bir tarih kitabı geldi. Adını şimdi hatırlamadığım yazar, Osmanlı’ya “meydan saatinin” ne denli geç geldiğini anlatıyordu… \n
\nOsmanlı-Batı arasında açılan makas dendiğinde genelde hemen biz “matbaa”yı düşünürüz değil mi? Matbaanın Osmanlı’ya yaklaşık üç yüzyıllık bir gecikmeyle, 18. yüzyıl başında gelmiş olmasını, “çağdaşlaşma trenini” kaçırmamızın ana nedeni biliriz.\n
\n“Saat kuleleri” olarak anılan “meydan saatleri” de tıpkı matbaa gibi hatta matbaadan çok daha uzun bir rötarla, Osmanlı topraklarına 400-500 yıllık bir gecikmeyle ulaşabilmiş. \n
\nMeydan saatinin Avrupa’da ilk ortaya çıkışı -o gün olduğu gibi bugün de Avrupa’nın kalbi olan!- Strasbourg’da 1386 yılına rastlıyor… \n
\nOsmanlı İmparatorluğu’nda böyle kamuya ait saatlerin yaygınlaşması ise neden sonra ancak 19. yüzyıldaki Batılılaşma çabası sonrasında mümkün olabiliyor. \n
\nTürkiye’nin en Batılı kenti İzmir’in Saat Kulesi mesela Abdülhamit yıllarında 1900’ler başında dikilebiliyor… \n
\nBalkanlar’da daha önce yapılmış olan tek tük meydan saati -Banyaluka, Üsküp- 16. yüzyıl sonu itibarıyla inşa ediliyor ancak Balkan coğrafyasına bile “200 yıl gecikmeyle” girebilen bu saat kuleleri “Anadolu”ya bir türlü geçemiyorlar.\n
\n“Saat kulelerinin” Osmanlı topraklarına girmesi ve yayılması daima “Batıdan Doğu’ya” doğru yol alan -çok zorlu!- bir ittirme şeklinde oluyor. \n
\nKendi içinde bir değeri olan, kendinden menkul “zaman”, özetle Batı’ya ait, Batı’dan gelen, Batılı bir kavram… \n
\n“Doğu’da zaman”, tamamıyla dinin hükmü altında. \n
\nBatı’nın “meydan saatleri”, din dışı insana ait, insana dair “laik zamanı” gösterdiği için böylesine uzun yüzyıllar süren bir dirençle karşılaşıyor.\n
\nAltı üstü saat değil mi… \n
\nBugünden bakıldığında anlamak zor. \n
\nAncak Osmanlı’da asırlar boyunca “saat” sadece “ezan saatiyle” bellenip ezanla özdeşleştiriliyor. “Ezani saatleri” dışına çıkan saatler şeytan icadı sayılıyor. \n
\n‘Ayarı veren insan!’\n
\nSaatlerin Türkiye’de Mekke’ye göre ayarlanacağını okuduğumda, demek yeniden “ezan saatine” dönüyoruz diye düşünmekten kendimi alamadım… \n
\nİnat ve ısrarla yüzyıllar boyunca direnç gösterilen Avrupa’nın “laik saat” meridyeninden uzaklaşıp yeniden zamanın “din kriteriyle” yönetildiği bir boylama giriyoruz… \n
\nTarihi “Demokrasi amaç değil araçtır” söyleşimizde “usta”, nitekim “Referansımız İslamdır. Referansımıza ters hiçbir şey yapmak ve yaşamak istemiyoruz!” demişti … \n
\nSaatler de artık belli ki “usta”nın referansına göre şekillenecek. Onun referansıyla akacak. \n
\nStrasbourg’dan Mekke’ye doğru saatlerimiz gerisin geri böylelikle sadece birkaç meridyen değil, birkaç yüzyıl geri alınmış olacak. \n
\nSaatini mecazi ve hakiki anlamda vaktiyle Avrupa’ya, Batı’ya göre ayarlamış olanlar da, ayar manyakları olmakla kalacak. \n
\nGelin “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ve üstat Ahmet Hamdi Tanpınar’ı anmayın şimdi: “Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır…” demişti. \n
\nTürkiye’ye “ayarı veren insan”, zamanı Suudi Arabistan’la sıfırlamak istiyor. Tanpınar bugün yaşasaydı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne” yeni bir cilt daha kazandırırdı. \n
\n19 Mayıs kutlu olsun...\n
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?