Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Pamuk: ‘Can’ın tutuklanması skandal’

05 Aralık 2015 Cumartesi

“Hükümetin basın özgürlükleri üzerindeki baskısından şikâyetçiyim, bu baskıyı eleştiriyorum” dedi Pamuk nihayet bir buçuk saat süren uzun bir edebiyat sohbetinin bitiminde ve “Türkiye’de gazeteciler tehlikede” diye devam etti:
“Türkiye’de basın ve ifade özgürlükleri baskı altında. Açık biçimde cinsellikten söz etmezsek biz romancılar baskı görmüyoruz. Asıl baskıyı gören gazeteciler. Onlar, çeşitli yönlerden kıskaç altında. Gazete sahipleri öncelikle çok baskı görüyor. Eleştirel sesleri eğer susturmazlarsa hükümete yakın birileri çıkıp gazetecileri tehdit ediyor. Fiziki tehditlerin arkası dayakla bitiyor. Bununla da sonuç alınmazsa, savcılıkta ifadeye davet ediliyorlar. Susmamakta direnirlerse dava açılıyor. Sürecin sonu hapsi boylamaya dek gidiyor. Çok önemli bir gazetenin genel yayın yönetmeni olan sevgili arkadaşım Can Dündar’ın başına bu geldi. Bu, bir skandal. Amaç hükümete eleştiriyi her türlü engellemek.”
Orhan Pamuk İtalyancaya yeni çevrilen “Kafamda Bir Tuhaflık” romanını tanıtmaya geldiği Roma’da, Türkiye’de basın özgürlüklerine yönelik baskıları ve Dündar’ın tutukluluğunu eleştirdi.
Siyaset konuşmaktan genelde kaçınan ve kitap tanıtımı öncesinde basına verdiği sohbetlerde “siyasi soru almak istemediğini” özel olarak vurgulayan Nobelli yazar, uzun “politika orucunu” Dündar’ın tutukluluğu için bozdu.
Ve kendisini izlemeye gelenlerden en büyük alkışı da bu sözleriyle aldı...

‘İki Avro’ya Pamuk
Orhan Pamuk, İtalya’nın başkentine, Türkiye’nin çok hızlı gündem olduğu bir dönemde geldi.
Yazarın son romanının tanıtımının yapıldığı esnada örneğin, “Manifesto” gazetesinin başsayfasında “Dündar ve Gül’ü serbest bırakın” başlığıyla uluslararası yeni bir imza kampanyası açılıyordu...
Ben, Orhan Pamuk buluşmasına gitmek üzere evden çıkmak üzereyken RAI 1 radyosunda kulak verdiğim programda; Erdoğan- Putin kapışmasındaki son round stüdyoya telefonla katılan izleyicilerin yorumlarıyla hararetle tartışılmaktaydı.
“Çağdaş Türkiye’nin yüzü ve simgesi” görülen Pamuk’a ilgi, bu geri planın da etkisiyle büyük oldu.
Kitap tanıtımının yapıldığı Roma’nın kültür merkezi “Parco della Musica”nın en büyük salonlarından biri Pamuk’a ayrılmıştı.
Salon ağzına dek doluydu. Yer bulamayanlar, Pamuk’u dinlemek için “2 Avro” ödemelerine karşın ayakta kalmıştı.

‘Boza’nın gizemi
Kitabı, izleyicilere tanıtımında fevkalade canlı yaşatan gazeteci Marino Sinibaldi ile birlikte İtalyan okurların karşısına çıkan Pamuk; sade son yapıtında hikâye ettiği Mevlut’un merak yaratan maceralarını anlatmakla kalmadı; Svevo’dan Tolstoy’a, Dickens’e dek Batı roman sanatının özellikleri üzerinde ders verdi.
Her yıl dört ay boyunca New York’ta ders verdiği Columbia Üniversitesi’nde ders verdiği gibi tıpkı...
2008-14 arasında 6 yılda tamamladığı Mevlut’un “Dickens-vari” öyküsünü; seyyar nohut-pilav tezgâhçıları, garsonlar ve sokak satıcıları türü kesimlerle yaptığı söyleşiler üzerine kurguladığını aktaran romancı özünde bir “sosyal roman” yazdığını söyledi.
Bu “sosyal roman” içine; baş kahraman “bozacı Mevlut”un gözüyle İstanbul’un yıllara yayılan serüvenini yerleştirdiğini belirtti.
İtalyanlar “boza”nın ne olduğunu haliyle pek anlamadılar...
Ama bu içeceği “Beyaz Türklere alkollü, İslamcı kesime de alkolsüz” diye yutturan sevimli Mevlut karakteri sayesinde, bozanın güçlü gizeminin çağrısına karşı koyamadılar.
Gecenin sonunda Pamuk’un önünde upuzun bir imza kuyruğu oluşmuştu.
“Parco della Musica”dan Pamuk kitabı almadan çıkan hemen hemen yok gibiydi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları