Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Obama'dan Kılıçdaroğlu'na Sevgilerle:
‘Big Data’ Seçimi
\nAdına “big data” diyorlar. Türkçe karşılığı “büyük veri”, “yüksek hacimli veri”, “veri madeni” oluyor.
\nObama 2008 seçimlerini, “Yes web can!” (Evet web yapabilir!) stratejisi ile kazanmıştı.
\nİnternetin olanaklarını kampanyada olanca gücüyle devreye soktuğu için Beyaz Saray’ın ilk kara derili başkanı, “başkan.com” lakabıyla ün salmıştı.
\nFon toplamak ve yandaşlarını dev bir gönüllüler ordusu olarak harekete geçirmek için internetten her şekliyle yararlanan Demokrat başkanın seçim stratejisindeki teknolojik devrim Beyaz Saray’da yaptığı “ırk devriminin” önüne geçmiş, kendisinin “techpresident/teknobaşkan” olarak anılmasına yol açmıştı.
\n“Teknobaşkan” bu seçimde internet stratejilerine yepyeni bir eşik getirdi.
\n2008’i sollayan bir büyük sıçramayla bu defa seçmenlerin kişisel verileri, “büyük veri” denilen bir data bankasında “tek merkezden” seferber edildi.
\nBüyük Birader usulü
\nKişisel veri derken Orwell’in “Büyük Birader” usulü potansiyel seçmenlerin tüm siyasi düşünceleri, önyargıları ve özel merakları/tercihlerini içeren “kişisel profiller” kastediliyor.
\n2008 seçimlerinde yalınkat e-posta adresleri ile internet “blog”ları üzerinden propaganda erişimi yapılırken…
\nBu defa, ağırlıklı olarak sosyal medya, “Facebook” ve “Twitter” kullanıldı.
\n“Kişisel bilgilerin” toplanması böylelikle bizatihi zaten sosyal medya araçlarıyla sağlandı.
\nObama kampanyasına “Facebook”tan katılan seçmenler böylece yalnız kendi adlarına değil, “Facebook”taki eş dost “arkadaş çevreleriyle” cümbür cemaat kampanyaya dahil edilmiş oldu…
\nTüm seçmenlere kampanyadan gönderilen iletiler…
\nMekanik, soğuk kampanya yazışmaları şeklinde değil…
\nArkadaşlar arasında “Facebook”ta paylaşılan “spontan/kendiliğinden mesajlara” dönüştü.
\nİşin püf noktası da bu:
\nİletişicimler, seçmenlerin kendilerini yakınen “özdeşleştirdikleri” çevrelerinden gelen mesajlara, basmakalıp seçim promosyonu mesajlarından daha açık olduğunu saptamışlar…
\nObama’nın efsane katında yüceltilen cinfikir “beyin takımı” da, bu basit ve yalın bilgiyi sosyal medyada uygulamalı olarak hayata geçirmiş!
\nDerin kriz ortamında Obama’nın başkanlığa ikinci defa seçilmesini sağlayan mahşerin dört atlısı:
\nBaşkanın seçim stratejisti David Axelrod…
\nKampanya yöneticisi Jim Messina…
\nDanışman David Plouffe...
\nVe sözcü Jay Carney… ABD tarihinin “en muazzam seçim makinesi” olarak anılan stratejiyi geliştirmiş.
\n‘Mikro hedef’ ve sosyal ağlar
\nBaşkanın adamları; internet reklamcıları, istatistikçiler, matematikçiler, sondajcılar, software mühendisleri, “online örgütçüler”, üniversite sıralarındaki genç bilgisayar dâhilerinin oluşturduğu ekiplerle; bu “big data” çalışmasını birkaç yıl öncesinden başlatmış.
\nAlanlarında öncü liderleri bir araya getiren bu genç “ekip”, demokratların en çok oy alacakları hedef kitleleri, Facebook ve Twitter ağları üzerinden saptamış…
\nArkadan bir “data bankasına” yüklenen bu müthiş veritabanı üzerinden; yandaşlara hem “bağış yapmaları” için, hem “Facebook/Twitter ağ çevreleriyle” etrafa “oy verin çağrısında bulunup” etki yapmaları için, mikro pazarlama hedefleri üzerinden yürütülen alabildiğine “kişiselleştirilmiş” bir kampanya devreye sokulmuş.
\nÇam sakızı çoban armağanı da olsa, çarkın içine giren herkesten bir katkı beklendiği, kampanya yönetmeni Jim Messina’dan gönderilen -misal!- “Kayıtlarımızda kampanyaya henüz bağış yapmadınız!” mesajıyla her fırsatta hatırlatılmış…
\nAynı sosyal medya çarkı, kararsızları da ikna etmek için sonuna dek kullanılmış.
\nObama namına seferber olan internet camiası, “kararsızlar” için misyonerce devreye girmiş…
\nObama için seferber olan gönüllü misyonerler; bu meyanda yalnız internette kampanya yapmakla yetinmemişler. TV’lerde gördüğüm kadarıyla kapı kapı dolaşıp, tereddütte kalan seçmenleri de “dil dökerek” sandığa sürüklemişler…
\nÖyle ki seçim günü izlediğim kanallardan birinde bir seçmen şunları söylüyordu:
\n“Öyle çok kapımıza geldiler ki; oy kullanmamanın tek yolu tavan arasına girip saklanmaktı! Pratikte sandığa gitmemek gibi bir seçeneğimiz yoktu!”
\n“Büyük Birader” abanmasıyla yapılan böylesi bir kampanyanın etik yanı tartışılır. Ama görünen o ki geleceğin seçim kampanyası böyle olacak.
\nSiz yapmazsanız, rakipleriniz yapacak! Hatta yapıyor da!
\nBen Kılıçdaroğlu olsam; ABD’ye derhal “seçim kazanma yöntemlerini” “bilim” düzeyine çıkaran Obama takımı ile temas kurmak için bir heyet gönderirdim.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!