Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mısır: 'Anne Amerika'nın Yol Haritası

11 Temmuz 2013 Perşembe

“Sisi darbesi” sonrasında yaşananlar, yalnız “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” deyimiyle açıklanabilir -ki buna Amerikalılar aslında “tavadan kurtulup, ateşe düşmek” der...
“Despot Mursi”den kurtulmak çaresizliği içinde orduya sarılan muhalif cephe, “gidene rahmet okutacak” ateşle sarıldı şimdi.
Bir yanda 22 milyon imza toplayarak Mursi’ye karşı
“2. Tahrir”i kotaran “tamarod” (isyan) sayesinde, hâkim konuma gelen generaller var...
Diğer yanda... köktendincilikte Mursi’yi aratacak
“selefiler”...
Köprüyü geçene dek
“ayıya dayı” diyen ve Mursi’nin alaşağı ediliş sürecine dek ordu ile “tamarod” dalgasının Y-kuşağına yarenlik eden “selefiler”, Müslüman Kardeşler’in devre dışı kalmasının ardından “dinci cephenin” en ön plandaki temsilcisi oldular...
“Yol haritası” adı altında sunulan “geçiş döneminde”, Mursi parantezinde “dincilik” adına elde edilen ne varsa korunması ve daha güçlendirilmesi için askerlerle bundan böyle -Mısır’ın en köktenci gücü- “selefiler” müzakere edecek!

\n

Sürecin patronu Suudi \t\tArabistan

\n

Mısır’da acı bir kara mizahla “anne” olarak tabir edilen ABD’ye de süreçte yol haritasını formatlamak düşecek...
Bunlar yetmezmiş gibi, uluslararası planda Müslüman Kardeşler’in bir numaralı hamisi Katar geri çekilirken, yeni rejimi, köktenci selefilerin baş sponsoru
“Suudi Arabistan” ile “Birleşik Arap Emirlikleri”(BAE) fonlayacak...
Şeriatın en gerici versiyonunun temsilcisi olan
“Suudi Arabistan” ve onunla aynı safı paylaşan “BAE”, Kahire’ye şimdiden 8 milyar dolarlık fon tahsis etti bile.
Bu, Katar’ın son iki yılda Mısır’a aktardığı meblağa eşit büyüklükte bir kaynak...
Bu kaynaklar olmadan Mısır ekonomisinin ayakta kalması mümkün değil.
Ortadoğu’nun en muhafazakâr ve en koyu şeriat ülkesi Suudi Arabistan ile uzantısı selefilerin Mısır’a daha fazla özgürlük getireceğini düşünmek hayal.
Özgürlük mücadelesinde önce
Mübarek’i, ardından da “2. Tahrir”le Mürsi’yi deviren gençler, kadınlar ve laik güçlerin cephesi bu durumda... hep geri püskürtülüyor.
“Tahrir’in değişimci güçleri” ile gericiler sadece kendi siyasi emellerini gerçekleştirmek amacıyla geçici bir süre için yan yana geliyorlar, sonra ilk fırsatta bir safra gibi yenilikçi halkayı silkeleyip atıyorlar.
“Derin güçler”, “derin pazarlıklar” için arkadan masaya oturuyor; Tahrir’in Y-kuşağına olanı biteni izlemek kalıyor! Tahrir gençliği, görevdeki diktatörün devrilme aşamasına dek işlev görüyor; bunu izleyen siyasi gelişmeleri şartlayamıyor.
Diktatörün devrilmesindeki en dinamik öğe olmasına karşın, Mübarek ve Mürsi örneklerinde görüldüğü gibi... kutlamalar bitince denkleme giremiyorlar.

\n

Y-kuşağını bekleyen hüsran

\n

Mürsi’nin devrilişinden bu yana geçen bir haftada olanlar, Tahrir gençliğini yeni bir hüsranın beklediğini gösteriyor.
“Anne”nin telkin ettiği yol haritası uyarınca, yeni anayasa önümüzdeki altı ayda yapılıp referanduma sunulacak. Bunun ardından da parlamento ve başkanlık seçimleri gelecek. Süreçte bir “akiller” komitesi kurulacak. “Akiller”; darbe sonrasında askıya alınan Mursi anayasasının hangi bölümlerinin kesilip, hangilerinin korunacağını/yenileneceğini kararlaştıracaklar.
Ne var ki Mursi aralığında geliştirilen şeriata dönük maddelerin, olduğu gibi kalacağı, şimdiden aşikâr...
“Yol haritası”nın Batı’ya dönük yüzü olan Baradey, İslamcı Mursi anayasasının tamamıyla iptal edilmesini talep etmiş....
Süratle devreye giren
“selefiler” ise derhal orduyla pazarlığa oturmuş. Ve özünü şeriattan alan maddelerin olduğu gibi korunması karşılığında destek vereceklerini, aksi halde yeni dönem için sundukları desteği çekeceklerini belirtmişler.
Müslüman Kardeşler’in darbeyle zaten saf dışı edildiği bir ortamda, oyların yüzde 25’ine sahip, ülkenin iki numaralı gücü olan
“selefilerin” süreçte kalması önemli. Ordu ve köktenci selefiler bu nedenle son kertede kafa kafaya verip, anayasadaki dinci maddelerin korunması için anlaşmış. “Tamarod” tayfası, konuya hiçbir biçimde müdahil olamamış!
Y-kuşağı ve
“tamarod” ekibinin en büyük sorunu bu: Siyaset aşamasında, gösterilerdeki gücünü gösterememesi. Kendisinden çok daha deneyimli, büyük ve örgütlü olan geleneksel gerici güçler karşısında siyaset üretmeyi becerememesi...
İçler acısı bu tablo bana,
“statükoculuğun” tarifini yapan ünlü İtalyan yazar Tomasi di Lampedusa’nun sözlerini hatırlatıyor.
“Her şeyin olduğu gibi kalabilmesi için her şeyi değiştirmek gerekebilir” der Lampedusa...
Kahire’de de her seferinde her şey değiştiriliyormuş gibi yapılıp, aynen korunuyor.
Kazara herhangi bir değişiklik olursa, bu yalnız geriye doğru oluyor.

\n

Düzeltme: “Ilımlı İslam’dan Askeri Vesayete Türk Modeli” başlıklı son yazımda, “Darbe salt Mursi’ye değil, Müslüman Kardeşler’e ve Müslüman Kardeşler’in sponsorluğunu yapan tüm kesimlere yapılmış oldu” şeklinde olması gereken cümledeki ilgili ifadeler, “Müslüman Demokratlar” ve “Müslüman Demokratların sponsorluğunu yapan tüm kesimler” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları