Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kıbrıs Krizinin Faturası da Bize Çıkarsa

30 Mart 2013 Cumartesi

Güney Kıbrıs’ta iki haftalık aradan sonra açılan bankalar önünde bekleşen Rumlara bir Fransız, Türk bayrağı açınca olanlar oldu.
Sanki başka hiçbir tasaları yokmuşçasına, Rumlar bayrağımızı ele geçirip yaktılar!
Güney Kıbrıs’taki bu öfkeyi anlamak mümkün de öfkenin bize yönelişini çözmek mümkün değil…
Bu sebeple dün
“Vatan” gazetesi “Bize Öfke Niye” sorusunu manşete yerleştirmişti. Haber içeride “Paralarının derdindeyken bile Türk düşmanlığı” başlığı ile devam ediyordu.

\n

‘Gücü gücüne yetene’

\n

Psikolojide bunun bir adı var: “Çaresizlik” ve “eziklik” göstergesi olan bu davranış bozukluğuna “displaced agression syndrome/yer değiştiren saldırganlık sendromu” diyorlar.
Gücüne karşı gelemediğiniz için örneğin patrona eyvallah diyorsunuz da evde hıncınızı eşinizden çıkartıyorsunuz…
Bunu biz Türkçede
“gücü gücüne yetene” deyimiyle tanımlıyoruz.
Kıbrıslı Rumlar AB’ye ve yardım için umut bağladıkları Rusya’ya diş geçiremeyeceklerini görünce bir
“gücü gücüne yetene” mantığıyla saldırganlıklarını bize çevirdi.
Konu sadece eksantrik bir Fransızın çıkarttığı bir Türk bayrağının yakılmasıyla sınırlı değil.
Batılı gazetelerin internet baskılarında
“Güney Kıbrıs krizini” irdeleyen yazılara yapılan okur yorumlarına bakın. Kıbrıslı Rumların öfkesinin AB’ den çok önce hışımla nasıl Türkiye’ye döndüğünü göreceksiniz…
Hafta başında Güney Kıbrıs kurtarma paketi üzerinde troyka ile yapılan anlaşmanın hemen arkasından bu
“yer değiştiren saldırganlık” benim dikkatimi çekti.
25 Mart tarihli
“Guardian”da, Graeme Wearden ve Ben Quinn imzasıyla “live coverage/sıcağı sıcağına” kurtarma paketinin anlatıldığı yazının altındaki “okur forumunda”, sözünü ettiğim sendromunun tipik örnekleri var...
“Royhaines” isimli ilk yorumcu, Kuzey Kıbrıs’la Güney Kıbrıs’ı karşılaştırma gafletinde bulunmuş:
“Medya bu krizin neden ‘sadece’ Güney Kıbrıs’ı -GK- etkilediğini yazmıyor? KKTC, AB’de değil ve parası TL. Herhangi bir gazete KKTC ile GK’nin mali istikrarını karşılaştırmaya cesaret etse GK’nin pound’u bırakmakla ne büyük hata ettiği ortaya çıkar. Her halükârda Girne tatil yapmak için harika bir yer” diyor.
Sen misin bunu yazan? Bu yorumla konu anında finans krizinden sapıyor ve en başa sarılarak,
“tüm sorunların anası” görülen “Türkiye’ye” dönüyor. Birkaç örnekle art arda sıralanan yorumlardan bazıları şöyle:

\n

‘Türkiye AB’yi işgal mi etti?’

\n

“GK’nin AB’ye yarım ülke şeklinde girmesine asla izin verilmemeliydi. Kıssadan hisse: AB’ye kimin girip girmeyeceği Yunanistan’a sorulmamalı!” (Jumpedfromthepier)
“Bir tek Kıbrıs vardır. Kuzey-hukuksuz şekilde işgal edilmiş topraklardır.” (kizbot)
“Türkiye AB’yi işgal mi etmiş? ‘Embedded’ gazetecilerimizden birinin bunu Kıbrıs’ ta fark etmesini beklerdik!” (KhakiSuit)
“Türkiye Kuzey’i işgal etti ve Kuzey Kıbrıs, AB’ye bu nedenle alınmadı. Bunu bilmiyor musun?” (kizbot)
“Sen Türk istilasından önce neler olduğunu anlatmıyorsun ve bu hazin öyküde Rumları aklıyorsun. Her halükârda Kıbrıs’ı AB’ye almak devasa bir hataydı.” (Jumpedfromthepier)
“Kuzey-Güney arasında hiçbir karşılaştırma yapılamaz. Hukuksuz işgal altındaki Kuzey Kıbrıs, tamamen Türk tarafından finanse edilmektedir. O bölgenin kendi ekonomisi yoktur. Girne tatil için muhteşem olabilir ancak tatilini Kıbrıslı Rumdan aşırılmış bir ev/arazide geçiriyor olabilirsin!” (rickylicious)
“Güney Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin de mülkleri ellerinden alındı. Bunu da anlatmış olsan, dediklerinle hemfikir olabilirim. Bunlar bir kuşaktan fazla zaman önce oldu. KKTC’ de iki kuşaktır doğup büyüyenleri ne yapacaksınız? Sonuç değişmez. Kıbrıs’ın AB üyesi olması kötü bir hatadır.” (Jumpedfromthepier)
“Güney Kıbrıs’taki Türkler evlerini Denktaş’ın ürkütmesiyle bırakıp Kuzey’e gittiler. Kaçı üzerine bir Kıbrıslı Rum’un silah dayatmasıyla evinden çıkmıştır?” (Sualdam)
“Hımmm (ilginç anlamında!). Bu; Araplar 1948 Savaşı’nda sürülmediler, kaçtılar demeye benziyor!Türk istilasının kötü olduğu ve bunun çok sorun yarattığını, Türklerin hatada büyük sorumluluk taşıdığını anlayabilirim. Ama hımmm; Yunanistan’la birleşmeyi öngören Kıbrıs Rum atılımı da ağır bir olaydı. Hal böyleyken ‘status quo ante’ de (74 öncesi şartlarda) ısrar ederek uzlaşmaya varılabileceğinden emin değilim. Bu durumda AB içinde bu konu daima, çözülmemiş bir sorun olarak önümüzde duracak.” (Jumpedfromthepier)
İşte böyle. Uzayıp giden yorumlarda doğrudan el konan paralar/kısıtlanan sermaye hareketlerini konu alan tek yorum yok.
Tartışma bodoslomadan
“KKTC-Türkiye” menziline giriyor. AB’de konumu sorgulanan Kıbrıslı Rumlar “gücü gücüne yetene” mantığıyla, öfkelerini bizden yana yönlendirdikçe yorumlar ağırlaşıyor.
Türkiye için
“Nazi” göndermesi yapanlar bile çıkıyor.
Berlin-Brüksel hattı Güney Kıbrıs’a diz çöktürüyor!
“Nazi” iltifatını(!) biz alıyoruz.
Kriz şiddetini artırdıkç
a korkarım GK’nin Türkiye öfkesi büyüyecek.

\n

Düzeltme:

\n

“Dünya Tiyatro Gününde Macide Tanır’ın Anısınaolması gereken dünkü yazımın başlığı gazetedeki bir baskı hatası nedeniyle hatalı çıkmıştır. Düzeltir özür dilerim.

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları