Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'İlginç Zamanlarda' Yaşamak
“Facebook kuklası/Facebook puppets” diye bir şey duymuş muydunuz?
\nBilgi Üniversitesi’nin “İstanbul Seminerleri”nde konuşan Ulises Mejias’tan işittim ilk kez ben de...
\nFacebook, Twitter, sosyal medya/ağlarda “sahibinin sesi” kontenjanından propaganda yapan ve yayan kişilere “Facebook kuklaları” deniyormuş.
\nMısır hükümeti karşısında -misal!- yeni bir “Tahrir ayaklanması” mı mayalanıyor?
\nDijital ortamda istihbarat örgütleri namına derhal seferber olan “kukla ajanlar”; Facebook, Twitter vesairede; yalan propaganda makinesini çalıştırıp, aktivistleri dilediklerince yönlendiriyormuş. Kısaca derslerini almışlar!
\n“Twitter”da bundan böyle ikinci bir “Yasemin devrimi” ya da “Tahrir hareketi” beklemeyin yani.
\n‘Düzen’ teknolojiyi alt etti!
\nMejias’a göre; “Twitter devrimleri” önündeki tek engel “dijital kuklalardan” ibaret değil...
\nDijital şirketler de aktivistleri doğrudan kontrol etme yöntemleri üzerinde yeni servisler geliştirmekteymişler...
\nCep telefonlarımızın, bulunduğumuz yeri saptamak için kullanılan birer araç ve de “dinleme aygıtlarına” dönüştürülebildiklerini biliyoruz.
\nŞirketler, yanı sıra farklı bir servis daha geliştirmişler; o da cep telefonlarımızın “video” ya da “fotoğraf makinesi” fonksiyonlarını toplu halde kapatmakmış!
\nBu yeni servisin gerekçesi konserlerde vs… alınan “yasadışı görüntüleri” engellemek oluyormuş...
\nABD “Suny Oswego” Üniversitesi’nde iletişim fakültesinde yardımcı doçent olan Ulises Mejias -özetle!- “Çiçeği burnundaki bu yeni tekniğin başka hangi uygulamalar için kullanılabileceğini kolaylıkla tahmin edebilirsiniz!” diyor.
\nTelefonunuzun “viedo”su toplu bir “tık”la servis dışı kaldığında, Arap Baharı tarzı gösterilerde güvenlik güçlerinin uyguladığı baskı ve şiddeti aktarmak olanağı tamamıyla ortadan kalkıyor!
\nBüyük telefon şirketlerinin otoriter hükümetlerle anlaşıp, cep telefonu servislerini demokrasi gösterilerinin en kritik anlarında -İran’ ın “Yeşil İsyan”ında, Mısır’ın “Tahrir sürecinde” olduğu gibi- tümüyle kapatmaları da ayrıca cabası!
\n“İletişim alanında” hizmet veren büyük sermaye ve çokuluslu şirketler, kısacası zorbalıkla kol kola girmekte tereddüt göstermiyor. Dijital buluşların sağladığı farklı olanaklarla denetimden çıkan demokrasi taleplerinin yayılmasının önüne geçmenin yollarını mutlaka buluyorlar.
\n“Kurulu düzen”; özetle -kısa bir bocalama dönemi ardından!- yeni teknolojileri kontrol altına almanın üstesinden gelmeyi başarıyor.
\nEkonomi, demokrasi,egemenlik krizi
\nBilgi Üniversitesi ve İtalyan “RESET” vakfının “Zor Zamanlarda Demokrasinin Vaatleri” başlığı altında ortaklaşa düzenlediği “İstanbul Seminerleri”nde bu yıl böyle… birbirinden ilginç konu başlıkları vardı.
\nÖnceki gün de bahsettim. Aynı konferansta söz alan konuşmacılardan eski İtalya Başbakanı Giuliano Amato; “Türkiye’nin bir çoğunluk diktasına doğru” yol aldığını söylerken bunun ne var ki eski dönemlerde olduğu kadar kolay başarılamayacağına dikkat çekmiş; “Günümüzün gelişen dijital teknoloji ortamında tek tornadan çıkan toplumun yaratılması önündeki engellere” -bir teselli tonuyla da olsa!- işaret etmişti.
\nAmato ile aynı çatı altında konuşan Mejias gibi uzmanlar görüldüğü üzere oysaki “kurulu düzen çarkları” karşısında işte yeni dijital olanakların birer sabun köpüğünden ibaret olduğunu söylemekte tereddüt etmiyor…
\nBüyük şirketler ve devletler; sosyal medya araçlarıyla artık çocuk oyuncağı gibi oynayabiliyorlar. Siyasi muhalefet ve direnişin yöntemleri, sanıldığı gibi -kısaca- çağ atlamış değil.
\nİstanbul Seminerleri’nin adındaki “zor zamanlar”… yalnız “teknolojik yeniliklere” karşı geliştirilen bu Orwellvari “büyük birader” tekniklerini ifade etmiyor.
\nDemokrasilerin krizi….
\nSiyasi partiler ve siyasetin krizi…
\nEkonomik kriz…
\nEgemenliğin sınırları ile egemenlik krizi…
\n“Post-sekülarizm/sekülarizm sonrası” diye ifade edilen “büyük dinlerin kamu arenasına dönüşü”…
\nVe Arap Baharı’nın sınırlarına… beş günlük konferans boyunca ayrı ayrı değinildi...
\nOn yıl öncesine kıyasla… sahiden çok farklı bir dünyada yaşıyoruz.
\nSadece Türkiye yeniden kurgulanmıyor, dünya sil baştan yeniden “reset”leniyor.
\nArdı ardına “İstanbul Seminerleri” konuşmacılarını dinlerken; Çinlilerin “İlginç zamanlarda yaşayasın!” sözü aklıma geldi.
\nÇinliler birine beddua okumak istediklerinde -pusulanın şaştığı ucu belli olmayan büyük değişim, çalkantı dönemlerini kastederek!- “Hay ilginç zamanlarda yaşayasın!” derlermiş. Bunun anlamı: “Başın beladan hiç çıkmasın!” demekmiş.
\nİçeride ve dışarıda öyle “ilginç zamanlarda” yaşıyoruz ki… bela belli ki hiç eksik olmayacak.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?