Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fransa-Almanya Ekseni Çözülürken
Miting organizatörlerince 180 bin, polis kayıtlarına göre 30 bin gösterici geçen pazar, Paris’in tarihi ve sembol yüklü Bastille Meydanı’nda bir araya geldi.
\nOn binleri, son yazımda bahsettiğim gibi, buraya Fransız solunun yükselen yıldızı Melenchon topladı.
\nHollande’ın kemer sıkmasına başkaldıran kriz mağdurlarının sözcülüğünü yapan Fransız radikal solunun lideri; Bastille’den “Hollande’a açılan kredinin bittiğini” duyurdu. Sosyalist liderin cumhurbaşkanlığına seçimi, bilindiği gibi geçen yıl sol uçta Melenchon’un desteği sayesinde mümkün olabilmişti.
\nİşsizliği görülmemiş düzeylere çıkarmaktan başka işe yaramayan Hollande politikalarının “Fransa’yı felakete sürüklediğini” belirten Melenchon, Fransız cumhurbaşkanının, “finans güçlerinin her yere erişmesine olanak tanıyan bir dikey monarşi simgesi” olduğunu ve bundan böyle “her çeşit denetim dışına çıkan bir krala dönüştüğünü” söyledi.
\nTaksim ve \t\tBastille farkı
\n“France 24” kanalından gösteriyi izlerken, ister istemez içimden “Melenchon denetim dışına çıkan kral nasıl olur görmemiş” diye geçirdim!
\nYüz binlerce insan, attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlarla iktidara yükleniyor ve okumadıkları lanet, saydırmadıkları eleştiri bırakmıyor; solun alternatif lideri haline gelen Melenchon’un bizzat kendisi mangalda kül bırakmıyor; ama ne biber gazı yiyorlar, ne tazyikli su. Ve “yetti gayrı!” diyorlar. Coptan geçirilmiyorlar!
\nBastille ve Taksim’i… sadece fiziki mesafeler ve kilometreler değil yüzyılların yarattığı bu siyasi uygarlık farkı ayırıyor.
\nTaksim parantezini kapatıp… yeniden Bastille’deki “yurttaş gösterisine” dönecek olursak, kırmızı karanfillerle kürsüye çıkan Melenchon’un en keskin söylemi; “Finans darbesine karşı bu gösteriyi yapıyoruz!” ifadesi oldu.
\nAlman hegemonyasına yükselen tepki
\nBu sözler; Avrupa’nın sol uç siyasi hareketlerinin olduğu gibi, sağ uçtaki istisnasız tüm gruplarının da yükselen korosuna tekabül ediyor.
\nAşırı solda olduğu gibi, aşırı sağ güçler de söz birliği etmişçesine bu Melenchon’un tespitinde ifadesini bulan “finans darbesine” karşı çıkıyorlar. “Finans darbesinin” arkasında şu ya da bu şekilde Angela Merkel’in gücünün/koruyucu elinin bulunduğunu ima ediyorlar.
\nYunanistan’da aşırı sağ “Altın Şafak”, İtalyan popülist “5 Yıldız Hareketi” ve Fransa’da Jean Luc Melenchon sürekli, hep “finans darbesine kurban edilen egemenlikten” ve yurttaşların “egemenlik açığı/kaybından” yakınıyorlar.
\nBu kaybın yaşanmadığı tek ülke Almanya. Almanya’da Merkel tersine; komşu Fransa başta olmak üzere, Avrupa’nın gerisine egemenliğini dayatıyor...
\nEski Kıta’nın medya organlarında “Almanya hegemonyasındaki bu Avrupa” kâh “Hitler selamı veren”, kâh “Hitler bıyığı” eklemlenen bir Merkel’le resmediliyor.
\nKâh, Nazi Almanyası’yla özdeş “Üçüncü Reich”a gönderme olarak “Dördüncü Reich” başlığıyla gündeme geliyor. Bu defa “askeri güç” yerine, “ortak para birimi Avro ve finans gücü” yoluyla kendisini dayatan bir “Reich” kastediliyor.
\n‘AB artık yalnız \t\tgörüntüden ibaret’
\nAlmanya’ya karşı bu tepkiler -özellikle Avrupa’nın güney kanattaki kriz ülkelerinde -Yunanistan, İspanya ve İtalya’da hızla yükseliyor. Bu sebepten, “Kuzey-Güney Avrupa” arasında artık gizlenemez ve açık bir ayrışmadan bahsediliyor. Hatta bu ayrışmayı, basitleştirilmiş bir şablonla kültürel boyuta taşıyarak “Katolik-Protestan Avrupa” farkına indirgeyenler bile çıkıyor.
\n“Birleşme” ve “dayanışma” öyküleri yerini, giderek daha sık biçimde “ayrışma öykülerine” bırakıyor.
\nBu “ayrışma öykülerine” son eklemlenen kesit işte Merkel-Hollande eksenindeki çözülme oluyor…
\nHollande’ın Elysee Sarayı’nda doldurduğu ilk yılın olumsuz bilançosu ve bu olumsuz bilançonun yarattığı düş kırıklığı, artık kamufle edilemeyen çok boyutlu bir çözülüşle birlikte gündeme geliyor.
\n“II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın lokomotif gücünü oluşturan Berlin-Paris ekseni, Hollande’ın zayıf liderliği ile hepten iflas etti!” deniyor; “Avrupa’da bundan böyle tek bir lokomotif güç var, o da Almanya. Alman-Fransız işbirliğinin çöküşü, Avrupa projesinin de güç yitirmesi anlamına geliyor. Avrupa kurumları yalnız biçimsel olarak varlıklarını koruyorlar. AB bundan böyle yalnız bir görüntüden ibaret. Fransa-Almanya ortaklığı devam ettiği sürece bu görüntüyü sürdürmek mümkündü. Hollande (ve Merkel sürtüşmesi) ile birlikte işler değişti. Avrupa’nın siyasi anahtarlarının hepsini sonuçta yalnız Merkel elinde tutuyor.”
\nDeğişen Avrupa ile Almanya ilişkileri üzerindeki çarpıcı çözümlemeleriyle ilgi çeken Alman sosyolog Ulrich Beck’in tespitleri örneğin bu şekilde...
\nBu tarihi, köklü değişimin sonuçları da gelecek yazıya...
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu