Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Federasyon, Yerelcilik, Özerklik Üzerine
Türkiye’de uzunca süredir devletin yeniden yapılandırılması konuşuluyor… \n
\nBazen açık, bazen üstü kapalı olarak yürütülen bu tartışma, kâh başkanlık sistemi çerçevesinde, kâh Kürt dilinin kullanımı ile Kürt sorunu, kâh yeni anayasa önerileri kapsamında ortaya atılıyor. Ve sürekli bölük pörçük, kenarından köşesinden sürdürülüyor. Çoğu defa ağızlarda gevelenerek ifade edilen meramın her halükârda yerelleşme yönünde atılmak istenen adımlar olduğu anlaşılıyor... \n
\nİspanya, 1970’ler sonu ile 80’ler başında Avrupa’da yaşanan en büyük yerelleşme reformunu gerçekleştirdiği için bu bağlamda çok özgün bir örnek teşkil ediyor. \n
\nÜlkenin demokrasiye geçiş süreci kapsamında bu örneği yerinde izlemiş olduğum için, İspanya tecrübesinden çıkarılacak derslerin bizim için önemli olduğunu düşünüyorum. \n
\nAdı konmadan tartışılan, bu yüzden tam neyin tartışıldığı her zaman pek belli olmayan, Türkiye’nin “devlet reformu” projeleri konuşulurken, İspanya’nın dünü ve bugününe bakmakta yarar var. \n
\nİspanyollar hangi niyetle yola çıktılar ve bugün “yerelleşmede” nerelere vardılar?\n
\nİspanya’ya yaptığım son gezide kavramaya çalıştığım başlıca konulardan biri de bu oldu. Beklemediğim ölçüde çarpıcı saptamalarla karşılaştım. Değerlendirmeler tersine dönmüş desem yeridir. \n
\n“Demokratikleşmenin olmazsa olmazı” sayılan yerelleşme ve yerinden yönetimler, “egoizmi beslediği”, “eşitlik” ve de “dayanışma” duygularını zedelediği için neredeyse bugün demokrasinin düşmanı sayılmaya başlamış… \n
\n“Demokratikleşme” namına tartışılmaz addedilen “yerelcilik” ile “özerk devlet modeli” her halükârda tartışmaya açılmış… \n
\nSırayla gidelim…\n
\nDemokratikleşmenin bayrağıydı\n
\nBenim İspanya’da yaşadığım 80’lerde, bölgesel özerklik getiren demokratik 1978 anayasası yeni geçmişti. “Fueros” adı verilen tarihi haklara sahip Basklarla Katalanlara ayrıcalık yapmamak için; Franko faşizminden demokratik devlete geçilirken İspanya’nın 17 bölgesine birden özerklik verilmişti. \n
\nGerçekte her birinin ayrı parlamentoları ve başkanları olan bu özerk bölgeler, bildiğimiz federal devletlerden başka bir şey değildi. Üniter yapıyı korumak hassasiyetini gösteren ve bu hassasiyet uğruna darbe yapmaktan çekinmeyecek olan askerleri kızdırmamak için jargonda “federasyon” yerine “özerk topluluklar” deyimi yeğlenmişti. \n
\n“Özerkliklerin” bizatihi mimarı olan “demokrasiye geçiş dönemi” başbakanı Adolfo Suarez; “Cumhuriyet”te yaptığımız (6-8/1/1985) tarihli söyleşisinde konuyu, “Özerklik sorunu, başlıcaları Bask ülkesi ve Katalonya olmak üzere, yüzyıllar öncesine uzanan bir sorun” diye anlatmıştı: \n
\n“Benim işbaşına geldiğim 1976’da tüm siyasi güçler tarafından hissedilen bir sorundu bu. O yıllarda sokaklarda işitilen sloganlar ‘özgürlük, siyasi af ve özerklik’ti. Özellikle Bask ülkesi ve Katalonya’da yüzyıllar boyunca sorun olmuş özerkliklere çözüm aramak gerekiyordu. Özerk yönetimde devletin, merkeziyetçi yönetimden daha etkin çalışacağına inanıyordum. İspanya’nın birliği ve bütünlüğüne inancım sonsuz olmakla birlikte özerklikleri tanımanın kaçınılmaz olduğunu, karar mercilerini vatandaşlara yakınlaştırmanın etkin yönetim için şart olduğunu düşünüyordum.” \n
\nSadece sistemin yaratıcısı Suarez’le değil, o yıllarda İspanya’da kiminle konuşsanız, “ademi merkeziyetçilik” ve “özerklik” hakkında alınan yanıtlar, üç aşağı bir yukarı bunlar oluyordu. İspanya’nın modernleşmesi, otoriter geçmişinden kurtulmasının tek yolu, “cafe para todos / herkese bir kahve” diye tabir edilen 17 bölgeli bu özerklik sistemiydi…\n
\nMadalyonun öbür yüzü \n
\nEkonomik kriz ve Katalan bağımsızlığı talepleriyle bugün çok ağır baskı altında olan Madrid’de, bu söylemler ters yüz edilmiş. \n
\n“Özerklik” lafını telaffuz ettiğinizde, “demokrasiye geçiş yıllarının en büyük hatası oldu” demekten çekinmeyen sol entelektüellerle bile karşılaşabiliyorsunuz. \n
\nŞikâyetlerin ortak dayanak noktası, sistemin “bölgesel dayanışmayı ortadan kaldırmasından” başlıyor; “merkezdeki yoz politikacıları yerelde klonlamasına”, dolayısıyla “yolsuzluk”, “rüşvet” ve “yozluğu” çarpan etkisiyle katlamasına varıyor... \n
\nVatan, millet, Sakarya, ulusun bütünlüğü dışında, en önemli sıkıntı bu: Kaynak darlığı. \n
\n“Bölgelesel parlamentolar ve yönetimler, bölgesel dillerin kullanımı, çok masraf isteyen, büyük bürokrasiler gerektiriyor” diyor özerkliği eleştiren İspanyollar ve devam ediyorlar: “Vergiler artarken, refah devleti, sağlık, eğitim kalemlerine harcanması gereken paralar, birer derebeyliği andıran bölgesel yönetimlere gidiyor. Bölgesel idarelere eş dost, fuzuli personel dolduruluyor; bunlar merkezle üst üste çakışan işler yapıyorlar, merkezi ve bölgesel yetkiler gereksiz bağlamda birbiriyle örtüşüyor, vergilerden alınan paralarla bölge yönetimleri sonra yurtdışında ne işe yaradığı belli olmayan temsilcilikler açıyorlar, kendi yağlarıyla kavrulamayıp üstüne bir de merkeze borçlanıyorlar…”\n
\nAB kaynakları daralıp krediler suyunu çekince, “demokratikleşme bayrağı” olarak görülen “yerelleşme” ve “özerklikler” böyle birden tukaka oluvermiş. Duyduğum şeylere inanmakta zorluk çektim. \n
\nSürecek.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- Bakan Tekin skandal sözlerine sahip çıktı