Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan’ın yeni dili

12 Mayıs 2016 Perşembe

Türkiye’ye henüz adımını atmayan İtalyanların öğrendikleri ilk Türkçe kelimeler bundan böyle “kirli”, “müsait” ve “kötü kadın”...
Bu sözcükleri “Repubblica” (9 Mayıs) İtalya’da haber yaptı. Hem ne haber yapmak? Gazete, kelimelerin anlamlarını birebir Türkçelerinin yanında ayrıntılı bir şekilde açıkladı.
Tahmin ettiniz...
TDK’nin “kirli= aybaşı durumundaki kadın” tanımı İtalya’da tam sayfalık haber oldu. “O lugat değişmeli!” diyen bir Elif Şafak söyleşisi ile birlikte Çizme’nin çok satan gazetesi habere “Türkiye, Erdoğan’ın Yeni Dili” başlığını çekti.
“İslamcı soslu yeni dil” diyen gazete arkadan şu yorumu yapıyor: “Tayyip Erdoğan Türkiye’sinden gelen son yenilik bu: Sözcüklerin muhafazakâr ve ataerkil karşılıklarını dayatmak. TDK, ülkede özgürlükleri kısıtlayan genel atmosfere uygun bir şekilde Orwell’ci yeni dil yaratıyor.”

‘Siyasi İslam’ Orwell’ciliği
“Orwell’ci yeni dil”le kasıt, düşünce üzerinde tahakküm kurmak için kasıtlı biçimde beyinleri yönlendiren bir dili kurmak.
Buradaki gönderme Orwell’in ünlü yapıtı 1984’teki “yeni dil/newspeak”e oluyor.
Orwell’in kurgusal bir diktatörlüğü anlattığı 1984’te “newspeak” adında bir dil icat edilir. Kelimelere, sadece diktatörlüğün dilediği anlamları yüklediği içerikler verilir.
Ne denli abuk, ters ve gerçek hayattaki karşılıklarından kopuk olsalar da sözcükleri illa ki o tanımlar içinde düşünmek zorundasınızdır. Bu “dayatma”lar dışına çıkan tanımlar veya kavramlarla düşünmek anında “düşünce suçu” olarak damgalanır.
Orwell “tiranlığın” öncelikle beyinleri ele geçiren dinamiğini irdeler. “Düşünce kalıplarının” sözcükler üzerinden istenildiğince kil gibi yoğrulabileceğini, yapılandırarak yönlendirildiğini gösterir.
Dilin kökten istismar olanaklarına dikkat çeker.
“Erdoğan’ın Orwell’ci yeni dil”i derken “Repubblica”; siyasi İslam ve bağnazlığın “kirli”, “müsait” ve “kötü kadın” gibi sözcükler üzerinden “kadın” algısını derinden nasıl şartladığına atıf yapıyor.
“Repubblica” muhabiri akledip tabii TDK’de “kadın”ın doğrudan nasıl tanımlandığına bakmamış.
Beni de aslında parlak kadın hakları savunucularımızdan Av. Hülya Gülbahar uyandırdı da öyle baktım. Ve tam bir şok yaşadım.

‘Kadın= Ana, hizmetçi’
“Kadın” Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan”, “Hizmetçi bayan” ve “Bayan” olarak tanımlanıyor.
En başta da “erişkin dişi insan” denip geçilmiş.
Bizim “alla turca Orwell’ci” dünyamız dışında “kadın” acaba nasıl tanımlanıyor diye merak ettim. İtalya’nın “TDK”si “Crusca”ya girdim.
“Kadın”ın karşısında “insanlığın dişi cinsini tanımlayan isimdir” yazıyor. Altında da bir, iki, üç, beş değil. Sayfayı boydan boya dolduran “düzineyle” tanım ve bir o kadar bol örnek veriliyor.
Tanımların karşılıkları olarak şiirlerden, edebiyattan ve “rönesans öncüleri” yazarlar Dante’den, Petrarca’dan, Boccaccio’dan “kadın”ı tanımlayan inciler sunuluyor.
Kadının cinselliğini vurgulayan tanımlardan tabii ki hiçbir şekilde kaçınılmıyor.
Bizde olduğu gibi “kadın” dendiğinde cinsiyetçiliğin en âlâ örneğini ortaya koyan ilkel bir “ana” - “hizmetçi” şablonu yaratmamaya özen gösteriliyor. Kadın olabilecek en zengin tanım yelpazesiyle takdim ediliyor.
Kadın, yanına “cinsellik” aldığında sadece “kötü kadın” veya “kirli” şeklinde tanımlandığında beyinler haliyle “Orwell’ci” yöntemle yıkanıyor ve baştan şartlanarak biçimlendiriliyor.
Eski KADER Başkanı Gülbahar’ın çok isabetli bir şekilde uyardığı gibi, işe baştan “kadın”ı tanımlamakla başlamak lazım.
Ama bu “siyasi İslam Orwell”ciliği ile özdeşleşen 2016 Türkiye’sinde bunu kim yapacak?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları