Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Erdoğan'ın Ülkesi
Gözlerin Ulus’a çevrildiği 29 Ekim günü İstanbul’da dudak uçuklatan bir skandal yaşandı.
\nAnkara’daki kutlama krizinin gölgesinde kalan skandalın merkezi, İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nun önüydü. Konsolosluk kapısı ve bahçesi dışında bulunan nöbetçi kulübesine, güvenlik görevlileri bir Atatürk posteri ile bayrak asıyor.
\nSen misin asan?
\nHaddini bilmez Suudi Başkonsolosu; yaz kış, gecesi ve gündüzüyle mendil kadar kulübe içinde nöbet tutarak kançılaryasının güvenliğini sağlayan memura, o bayrak ve o posteri oradan derhal indirmesini talep ediyor.
\nAncak emri sökmüyor.
\nGüvenlik noktasından sorumlu polis emeklisi Turgay Şentürk çetin ceviz çıkıyor. “Hayır efendim!” diyor: “Burası kaldırımdır ve siz bizim kaldırımımıza karışamazsınız!”
\nDiplomat nasıl cesaret buldu?
\nAğzım açık Fox TV’de izlediğim haberde olaya tanık olan mahalleli de konuştu. Kameralar önünde söz alan herkes Suudi diplomatın terbiyesizliği, densizliği karşısında şoke olmuştu. TV’de konuşan herkes Şentürk’e teşekkür etti.
\nOrada bulunsam Turgay Bey’e; “Bu bayrak ve bu poster buraya ilk kez mi asılıyor” diye sorardım.
\nÖnceki yıllarda da eminim ki, Atatürk fotoğrafları, posterleri ve Türk bayrakları oraya; şehrin çeşitli noktalarında gördüğümüz benzeri güvenlik kulübelerinde olduğu gibi olanca doğallıyla asılıyordur.
\nAma şimdiye değin hiçbir diplomat, kapı dışındaki bir mekândan; “bayrağı indir!” demek cüretini kendinde bulmamış/bulamamış.
\nBugün buluyor!
\nNiye?
\nÇünkü TC artık başka bir şekil aldı ve başka bir şey oldu. Başkonsolos belli ki artık burayı bildiğimiz “Atatürk Cumhuriyeti” olarak değil yeni deyimle “Erdoğan’ın ülkesi/R.T.C. Recep Tayyip Cumhuriyeti” olarak görüyor.
\nABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in Cumhuriyet Bayramı arifesinde gündeme gelen sözlerini anımsayacaksınız...
\nNe diyordu ABD’li komutan: “Orası Erdoğan’ın ülkesi!”
\nDemek ki ABD’den Suudi Arabistan’a dek Türkiye’yi bundan böyle bir “R.T.C” şeklinde görmek eğilimi var.
\nSuudi diplomat da, bizi harbiden böyle gördüğü; böyle algıladığı için; “İndir bakayım oradan o sabık rejimin simgelerini!” demek cesaretini kendinde buluyor.
\nNereden bakarsanız bakın, böyle bir temel siyasi algı değişikliği olmasa hiçbir diplomat bu hadsizliği yapamaz. Yaptığı anda büyük skandal olur. Bildiğim kadarıyla resmi düzeyde Türkiye’de bu skandala hiçbir tepki gösterilmedi.
\nTC’nin onurunu aslanlar gibi tek başına Turgay Şentürk korudu. Şentürk’e mahallelileri gibi biz de teşekkür ederiz.
\nZulmün artsın
\nSuudi başkonsolosunun cüret ettiği “bayrak indir!” dayatmasıyla 29 Ekim kutlamasını ilk Meclis’te yapmak isteyenlere barikat çekilmesi arasında bire bir paralelik var.
\nİki olay da “R.T.C paradigmasının” ürünleri...
\nBaşbakan’ın, barikatın yıkılmasına bunca hiddetle sinirlenmesinin temel nedeni bu.
\nHer zamanki “Dediğim dedik çaldığım düdük!” tavırının ötesinde, barikatların aşılmasını yedi düvelde kabul gören R.T.C paradigmasına bir meydan okuma olarak algıladı Başbakan. Bu sebeple dört koldan olayın peşine düştü. Başta Gül olmak üzere “yeni paradigmanın”; “tek başlılığını” olanca gücü ve yalınlığıyla ilan etmek hamlesine girişti.
\nTazyikli su-biber gazı sınavından sonra barikatların yıkılmasını ve on binlerin coşkuyla Ata’ya koşmasını sevinçle izledik. Ancak olayın akabinde yaşananlar, bu sevinci kursağımızda bıraktı. Barikat krizinin -heyhat!- burada bitmeyeceğini, giderek sertleşen bir tırmanışa doğru yol aldığını endişeyle gördük.
\nBaşbakan’ın 29 Ekim olayları ile ilgili olarak Gül’e “yerini bil!” ayarı vermesi; göstericilere “illegal örgüt/terörist” muamelesi çekmesi, barikat dehşetini eleştiren gazetecilere “Bu ne had bilmezliktir?” hiddetiyle saldırması ve bu çıkışları izleyen saatlerde yürüyüşe soruşturma açılması kaygı veren bir tırmanışın işaretleri.
\nTehlikeli tırmanışı engelleyebilecek denge-fren mekanizmaları; 12 Eylül referandumundan bu yana bu köşede düzenli olarak yazdığım gibi ne yazık ki artık tümüyle devre dışı.
\nÖyle olduğu için zaten Başbakan yeni “R.T.C paradigmasını” bu fütursuzlukla sahiplenip savunabiliyor.
\nİş o noktaya geldi ki; Gül’ün taktik adımlarından medet umar olduk.
\nBir de galiba artık yalnız o eski Anadolu sözünden: “Zulmün artsın ki zeval bulasın!”
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!