Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan farkı

15 Ekim 2015 Perşembe

Türkiye trajik olduğu kadar gerçeküstü bir ülke.
Ankara katliamının ardından aralarında Şahan Gökbakar gibi ünlülerin de bulunduğu bazı kesimler “Bizde de Fransa’da olduğu gibi dünya liderlerinin katıldığı geniş katılımlı teröre lanet dayanışması yürüyüşleri niye yapılmıyor? Bizim başımız kel mi” geyiğine girdi.
İvedik-Gökbakar’ın “Fransa’da olunca karşısında tüm liderlerce kol kola yürünen terör, neden Türkiye’de olunca sadece telefonla kınanıyor? Bu ülke bu dünyada değil mi? Bu ülkede insan hayatının kıymeti aynı değil mi? Niye dünya liderleri kol kola Gar’dan Sıhhiye’ye yürümüyor?Biz ayrı dünyaların insanları mıyız” sözleri TV kanalları ve gazetelere “dünya liderlerine isyan/ayar” başlığıyla ciddi haber oldu.
Öyle ki bu sözleri bugün “Google”a yazdığınızda binlerce başlık açılıyor.
O derece “reyting”i yüksek ifadeler bunlar...
O sebeple rastgele bir Recep İvedik sayıklaması deyip geçip gitmek mümkün değil...
Katliam için anma yürüyüşü düzenlemek isteyen sendikalara hemen anında Valilik engelleri çıkartılan bir yerde; “Dünya liderleri niye Paris’te olduğu gibi bizimle omuz omuza yürümüyor? Bu çifte standart değil mi?” abukluğunda soru yöneltilebiliyor.
Bu soru yöneltilirken Hollande-Erdoğan rejimleri arasındaki farklar zerre hesaba katılmıyor.

Hollande 1.5 saatte oradaydı
Hollande evet liderlerle kol kola yürüdü.
Ama uluslararası basının “Siz diktatör müsünüz” sorularına muhatap olan Erdoğan’ın koluna -reel politik ve çıkar ilişkileri dışındakim artık girmek isteyebilir?
Unutmayalım ki Paris’te Charlie Hebdo yürüyüşü salt “IŞİD terörüne karşı” değil, aynı zamanda “özgürlükleri korumak için” yapılmıştı...
Türkiye ise özgürlüğün artık zaten hiç olmadığı bir ülke kategorisine indirgendi.
Ankara katliamı ile aynı günlerde misal Today’s Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni Bülent Keneş Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten tutuklandı.
Benzer gerekçelerle Sözcü’den Uğur Dündar, Necati Doğru gibi yılların gazetecilerine hapis cezaları yağdı.
Digiturk’ten 7 kanal atıldı...
Gökbakar’ın sözüyle mim koymak gerekirse... “Evet biz ne yazık ki ayrı dünyaların insanlarıyız”.
Burada ne insan hayatının, ne özgürlüğün değeri aynı.
Charlie Hebdo katliamının ardından Hollande “1.5 saatte” tam olay yerine koşmuştu.
Bu yüzden hatta “kendi güvenliğini düşünmedi/ ihmal etti” diye eleştirilmişti.
Erdoğan’ın olay yerine intikal etmesi ve karanfil bırakması için Finlandiya’dan bir cumhurbaşkanının -kuyruğunda işadamları ile birlikte- Türkiye’ye gelmesi ve 4 gün geçmesi gerekti.

‘Putin’le yürür müsünüz?’
Bitmedi.
Türkiye üstelik saldırının arkasında dış komplo arıyor.
Daha ilk saatlerde AB Bakanı Beril Dedeoğlubaşka ülkelerin parmağına” işaret etti.
TV’lerde o gün bugün bir “dış mihrak totosu” oynanıyor.
ABD, Almanya, Rusya, İran, Suriye, Irak, İsrail, Mısır... Hepsi “listede”.
Herkese bu derece “düşman” gözüyle bakan bir ülkeye eh kim, ne dayanışmasına gelsin?
Türkiye dünyaya ne kertede kuşkuyla bakıyorsa, dünya da Türkiye’ye o derece kuşkuyla bakıyor.
Soruyu “Sahi niye dünya liderleri Hollande’la yürüyor da Erdoğan’la yürümüyor?” diye yönelttiğim bir Batılı diplomat özetle “Moskova’da benzer bir saldırı olduğunu düşünün. Putin’in koluna girer misiniz? Ben şahsen girmem” diyor ve ekliyor:
Ankara’daki katliamı Charlie Hebdo’yu karşılaştırmak mümkün değil. Charlie Hebdo böyle karanlık değildi. Türkiye’de devletin ihmali ortada. IŞİD’e göz yuman/taviz veren politikalar da işin cabası. Bu durumda başsağlığı mesajları haliyle telefonla sınırlanıyor.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları