Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demokrasi Tramvayının Son Durağı
Sonunda nihayet demokrasi tramvayının son durağına geldik!
Durağın adı “Sağlam İrade”…
Burada ne kadar bekleriz; sonra buradan artık başka vasıta geçer mi geçmez mi bilinmez…
Epey uzun sürecek bekleyiş sırasında anlaşılan yakında hep birlikte söylememiz beklenen bir de marşımız olmuş!
“Nogay Türklerine” ait bir “Cengiz Han” marşından apartmayla, bol keseden marşta “Sağlam İrade”ye övgü döşenmişler
“Göründüğü gibi olan/Gücünü milletten alan/ Recep Tayyip Erdoğan/Mazlumlara sırdaş olan/ Gariplere yoldaş olan/Recep Tayyip Erdoğan/ Ezilenlerin gür sesidir o/Suskun dünyanın hür sesidir o/Göründüğü gibi olan/Gücünü milletten alan/Recep Tayyip Erdoğan/Halkın adamı Hakk’ın âşığı/O milyonların umut ışığı/Mazlumlara sırdaş olan/Gariplere yoldaş olan/Recep Tayyip Erdoğan/ Oldu her zaman sözünün eri/Çıktığı yoldan dönmedi geri/Kararlıdır davasında/Anaların duasında/Recep Tayyip Erdoğan/Sözü dosdoğru yoktur riyası/Zalimlerin korkulu rüyası/İnandığı yolda gider/Yıllardır beklenen lider/Recep Tayyip Erdoğan!”
Tek adam kültüne merhaba
Ezginin sahibi Kazak besteci, söz yazarı Arslanbek Sultanbekov bu hırsızlık ve emrivakiye tabii müthiş kızdı.
CNN Türk’te Saynur Tezel’de gördük…
Şarkısının Türkiye’de “Sağlam İrade” malzemesi olacağını öğrenince adamın uykusu kaçmış. Sözde “seçim şarkısı” olarak Türkiye’de kendi adı altında eseri pazarlayan Uğur Işılak; Kazak besteciye “Amma da uzun ettin!” minvali bir şeyler söyledi: “Biz bu işi aramızda hallederiz!” dedi.
Sultanbekov bu sözlere büsbütün sinirlendi. Ve -mealen- “Beni aşağıya çekiyorsunuz! Ben satılık değilim!”diye ekledi: “Şarkımın siyaseten kullanılmasını istemiyorum!”
“Gariplere yoldaş/mazlumlara sırdaş/Recep Tayyip Erdoğan” destanının şu başına gelenlere bakın!
Orijinal adını Kazak Türklerinin “Dombıra” enstrümanından alan ve özgür Kazak atlılarıyla özdeşleştirilen efsane şarkının hayatımıza yaptığı bu acayip skandal giriş, Recep Tayyip Erdoğan Marşı’nın gerçekte simgelediği asıl büyük paradigma değişikliğini ikinci plana attı.
İktidar partisinin seçim propagandasının aleni biçimde çalıntı şarkıya dayandırılması, tabii başlıbaşına skandal.
Ama olayın, bir o denli çarpıcı olan yanı, şarkıya Türkiye’de yazılan propaganda sözleri ile muhtevası…
Şarkı, dört dörtlük bir “tek adam kültü”ne hizmet etmek üzere sil baştan programlanmış…
“AKP’nin 30 Mart yerel seçimleri için hazırlattığı seçim şarkısı” adı altında piyasa sürülen şarkıda AKP’nin aslında hiç izi yok. Varsa yoksa Recep Tayyip Erdoğan parlatılıyor!
AKP ‘out’, RTE ‘in’
Başka deyişle “Recep Tayyip Erdoğan” adı AKP’nin “marka değeri”ni sıfırlamış oluyor. Yolsuzluklarla malul olan ve kirlenen “AK Parti markası” böylece tü kaka oluyor; onun yerine “çıktığı yoldan dönmeyen ve davasında kararlı” RTE yüceltiliyor!
Böylelikle bir taşla iki kuş vuruluyor.
Bir yandan AKP’den dört bakan götüren skandallardan arınmak/soyutlanmak amacı gözetilirken diğer yandan önümüzdeki yaz aylarında yoğun biçimde tedavüle sokulacak olan “cumhurbaşkanlığı seçimlerinin marka”çalışması yapılıyor…
“Sağlam İrade” afişleri ve Alaatddin’nin Cin’i gibi orada burada zuhur eden “Erdoğan hologramlarından” sonra bir de şimdi “Recep Tayyip Erdoğan” marşları piyasaya sürülüyor.
Öyle ki cumhurbaşkanlığı seçimleri kertesine gelindiğinde…
Çok büyük olasılıkla AKP’den artık hiç bahsedilmeyecek…
Ortam hodri meydan “Kefenimizle geldik, ölümüne seninleyiz!”, “Biatsa biat, itaatse itaat!” korosuna kalacak.
“Alo Fatih”, “Alo TİB”, “Alo MİT” hatlarını yöneten “Sağlam İrade” kampanyayı; bu yolla sonuna dek kendi kişisel kontroline alıp şartlayacak.
TV haberlerinin altındaki ufak “kayan yazılarından” dahi kovulan muhalefet; zapturapt altına sokulan sanal ortamda da sürgün yiyecek…
Sosyal medya ve Twitter; “Kerime Hanım” Sümeyye’nin “troll”leriyle örgütlenecek…
“Sağlam İrade” neyi artık gerçek kabul ederse o tartışılmaz gerçek olacak!
Denge-fren yok olduğunda
Bir ülkede “denge-fren mekanizmaları” sıfırlandığında, işte olacak olan budur.
Kullanışlı “Yetmez ama evet” tayfasına yıllar boyu bunu, bu “denge-fren”lere sahip çıkmanın önemini anlatmaya çalışmıştık ama sesimizi duyuramadık.
Bugün aynı tayfa en üst perdeden; “Şunu bilin ki günü geldiğinde, demokrasi ve hukuk devletiyle özgürlükler konusunda hesabı biz değil siz vereceksiniz!” diye esip üfüren retorik yazılar yazıyor.
Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye!
Hele MİT yasası da Meclis’ten geçsin, bundan sonra yaşanacaklar “suskun dünyanın hür sesi” Recep Tayyip Erdoğan için çocuk oyuncağı olacak…
Bizler hepten susunca bir tek onun “hür”sesi duyulacak!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- DP'de deprem: İstifa ettiler
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!
- Tutuklu hemşire: İlaçlar ziyan olmasın diye satıyorduk