İtalyan solunun yeni lideri Matteo Renzi, Blair’i örnek alıyor.
Liderliğe soyunduğu ilk günden beri, hedefinin “Blair modeli” olduğunu söyleyen Renzi’ye, “Economist”in eski genel yayın yönetmenlerinden Bill Emmott; “Blair olmak isteyene beş öğüt” başlıklı bir mektup yazdı.
Blair’in, Irak Savaşı yalanlarıyla prestij yitirdiği ve diktatörlerle şirketlere mültimilyarlık danışmanlık ücretleriyle akıl verdiği son dönemini değil de, genç liderlik yıllarını model alan Renzi’ye önerilerini sıralayan “Economist” eski yönetmeni Emmott, söze, “her şeyden önce partine sahip çıkmalısın!” diyerek başlıyor.
Sol partilerin tipik bir özelliği olan “parti içi lider kavgaları” ve sürekli gündem işgal eden “hizip tartışmalarına son ver” mesajinı ileten İngiliz gazeteci, İtalya’da merkez solun partisi “Demokrat Parti/Partito Democratico(PD)”nin geçen hafta yeni genel sekreteri seçilen Renzi’ye ardından sırayla şu nasihatları yapıyor:

‘Bir usta iletişimci bul!’
Kendine zeki ve uyanık bir iletişimci bul…
Emmott’un, Renzi gibi medyatikliği ile ün salmış “bir iletişim ustasına”, “her şeyden önce kendine bir iletişimci bul”… demesi çok ilginç...
Bugün liderin kendisinin doğal iletişim yetenekleriyle öne çıkması dahi yetmiyor.
Bunun yanında, bir demirbaş öneri olarak yanına ciddi anlamda profesyonel “iletişim desteği” alması isteniyor.
Fikir ve projelerden önce “iletişim” vurgulanıyor.
“Senin kişisel bağlamda sıra dışı iletişim yeteneklerin olabilir ancak her şeye yetişemezssin” diyor Blair uzmanı Emmott; “İletişim; yetenek, deneyim, planlama, feragat isteyen 7/24’lük bir iştir. Blair kendisine (bu manada iletişimi 7/24 yapan) Alastair Campbell’i bulmuştu. Sen de kendine onun gibi (Campbell-vari) birini bul.”

‘Pazar tekniklerini kullan’
“Meydanlara ve coşkulu kalabalıklara konuşmak yetmez. Modern pazar araştırma tekniklerinin tümüne başvurarak seçmenlerin sorunlarını, beklentilerini keşfetmeli; ve senin mesajlarının üzerinde ne/neler düşündüklerini tespit etmelisin. Renzi’nin de bu konuda Blair gibi içgüdüleri gelişmiş. Ancak salt ‘içgüdü’ yetmez. 1994-97 arasında Blair, (üstte bahsedilen iletişim gurusu Alastair) Campbell ve Peter Mandelson ile beraber ülkeyi ‘fokus/hedef kitle gruplarına” ayırıp, ulus çapında anketlerle taramışlardı. İdeoloji sonrası dönemde yalnız parti taraftarlarına erişmek yetmiyor.”

‘Tüm seçmenlere eriş!’
“Yalnızca eski sola değil, tüm seçmenlere erişmeye çalışman gerekiyor. Blair siyasetini -ne sol, ne sağ anlamında- ‘üçüncü yol’ diye nitelemişti. Bugün Almanya’yı Avrupa’nın en güçlü ülkesi yapan reformların mimarı Gerhard Schröder de 1998-2005 arasındaki çizgisini ‘Yeni Merkez/ Neue Mitte’ olarak benzer şekilde tanımlamıştı. Dinozorlar böyle şeylerden hoşlanmaz. Eski militanlar da seni ‘hainlikle’ suçlayacaklardır. Ama başarıya ulaşmak için bir anlamda gerçekten de (liberalleşme yolunda!) hain olman gerekiyor.”

‘Bir projen olsun!’
“Fakirler, zayıf kesimlerle ilgilendiğini gösteren ve de hükümete gelir gelmez derhal uygulamaya geçireceğin büyük bir siyasi projen olmalı. Blair için bu 1998’de hayata geçirdiği minimum ücretti. Senin projen ne Matteo?” (L’Espresso, 19 Aralık 2013)

***

Bill Emmott’un “Nasıl Blair olunur” üzerine “her eve lazım!” nasihatlarını uzunca tuttum. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali…
Fikir, projelerden çok; yukarıda sıralanan öneriler “iktidar nasıl ele geçirilir”e dayanıyor. Ne ki iktidar olunmadan hiçbir şey yapılamıyor.
Bill Emmott; Avrupa solunun yeni umudu Renzi’ye, Renzi’nin ısrarla “rol model” diye gündeme getirdiği Blair üzerinden mesaj yolluyor.
Yakın dönemde Obama’nın seçim taktikleri ve stratejilerini incelediğimizde, yukarıdakiyle tam örtüşen bir tabloyla karşılaşıyoruz.
Gerek 2008’de, gerekse son seçimlerde Obama; modern pazar araştırma teknikleri yoluyla geniş seçmen kesitlerinin siyasi değerlendirmelerini kampanyasında ölçü almış, “internet”in “big data” teknolojisini bu yolda seferber etmişti.
Obama’nın da, Blair’in Alastair Campbell’i misali; yanı sıra… David Axelrod, David Plouffe ve Jim Messina gibi olağanüstü başarılı... dört dörtlük “kampanya ve iletişim uzmanları” vardı…
“Joker” gibi öne sürülen “büyük proje”ye gelince bu, Obama için “sağlık reformu” olmuştu…
Çizme’nin 38 yaşındaki çiçeği burnunda yeni sol liderine önerilen reçeteler, şimdi aynı reçeteler…
Sandıkların art arda önümüze konacağı seçim yılında Türkiye’de… CHP’nin de, yapılan bu önerilerden çıkaracağı bazı dersler olmalı.