Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Beyaz Saray'ın Oscar'ları

26 Şubat 2013 Salı

Bu yılın Oscarlarında, kurgu ve gerçek hiç olmadığı denli iç içeydi.

\n

Oscar töreninde en iyi film ödülünüaçıklamak misyonunu üstlenen Michelle Obama kırmızı halı starlarına nispet yapan bir havadaydı.

\n

Beyaz Saraydan Oscarların dağıtıldığı tiyatro ile canlı bağlantı kuranfirst lady”, süper iddialı Hollywood yıldızlarıyla şıklık yarışına girmişti.

\n

Moda dünyasında moda olan kâhkülleri, askılı dekolte, gümüş rengi elbisesi ile Mrs. Obamayı, Oscar camiası kadınlarından ayırt etmek mümkün değildi.

\n

Sesi kısıp salt görüntülere baktığınızda pekâlâ Halle Berry-vari hoş bir siyah derili Hollywood yıldızı ile yüz yüze olduğunuzu düşünebilirdiniz.

\n

Söylenenlere kulak kabartıldığında ise damardan yapılan bir Beyaz Saraypropagandası devreye giriyordu.

\n

Bu yıl Oscara aday gösterilen filmler bizi güldürdü, ağlattı, birbirimize daha yaklaştırdıdiyordu ABD başkanının eşi: Bu filmler, çok çalışıp kendimize inandığımızda, her türlü zorlukların üstesinden geleceğimizi gösterdi!

\n

Örneğin hangi zorlukların?

\n

Hukuk dışı işkenceyle CIAnın avladığı Usame bin Ladinin öldürülüşü ya da gene CIA marifetiyle İran yobazlarının elinden kaçırılan ABDli yurttaşların kurtuluşunun

\n

Hollywoodla Beyaz Saray arasındaki tüm ölçüler böylece ortadan kalktı. Birlikte bunu gördük önceki gece.

\n

Gerçi Holyywooda öteden beri hep Amerikan emperyalizminin aracı gözüyle bakanlar çok olmuştu ama kurgu ile gerçek hiçbir zaman bu denli içli dışlı olmamış, bu oranda kör kör parmağım gözüne açık ve net hemhal olmamıştı.

\n

Embedded sinemanın zaferi

\n

En iyi ses kurgusuödülünü alan filmlerden biri olan Zero Dark Thirty” -misal- tümüyle embeddedyöntemlerle, Usama bin Ladinin takibi hakkında CIAnın verdiği her türlü destek ve bilgiyle üretilmişti.

\n

En iyi filmödülünü kazananArgotam bir CIA güzellemesiolarak çalışılmıştı.

\n

Resmi tarih ve Hollywoodun kurgu dünyası arasında bundan böyle hiçbir boşluk kalmamıştı.

\n

Amerikan emperyalizminin, Avrupa solu tarafından ağır biçimde eleştirildiği Soğuk Savaş yıllarının Vietnam filmlerini düşündüm Oscarları izlerken.

\n

Bu yeni embeddedprodüksiyonlar yanında, Müfreze/Platoontarzı Soğuk Savaş yıllarının yapımları aklımdan geçti. Müfrezevaktiyle örneğin en iyi yönetmen, en iyi film, en iyi kurgu, en iyi sesolmak üzere az buz değil 4 Oscar almış bir filmdi ama savaş, şiddet karşıtıduruşuyla, resmi tarihe de mesafe koyabilmişti.

\n

Oysa bugün bu mesafe sıfırlanmış durumda.

\n

Uygarlık çatışmasına alkış

\n

Paradigma değişikliği burada.

\n

Bu paradigma değişikliğini mesele edecek sol bir kültür de yok artık. Orada burada bazı çatlak sesler çıksa da ana akım medya ile Batılı ortalama izleyicinin tutumu, Hollywoodunembeddeddeğişimine ayak uydurmak, hatta alkış tutmak şeklinde.

\n

Alkış tutmak ifadesini yalnız mecazi anlamda kullanmıyorum

\n

Argoyu, geçen güz aylarında, henüz daha film Türkiyeye gelmeden önce İtalyada görmüştüm.

\n

Romada yalnız yabancı dildekigösterimlerin izlenebildiği, salt entelektüel çevrelerin devam ettiği bir sinemada yakaladığım filmin sonunda, seyirciler salonu alkıştan yıktılar.

\n

Kalburüstü bir İtalyan sinemasında,Kurtlar Vadisiizleyicisi tepkisi görmek beni şaşırttı.

\n

Argonun öyküsünü muhtemelen biliyorsunuz.

\n

79’da Humeyni yılları Tahranı kaynarken ABD Büyükelçiliği İslamcılarca rehin alınıyor. Konsolosluktan 6 görevli, ilk kargaşada hemen yakındaki Kanada Büyükelçiliği’ne sığınıyor ve burada 79 gün saklanıyor ama ABDli diplomatların ikametleri uzadıkça, varlıklarının açığa çıkma ihtimali artıyor. Rehineleri buradan çıkarıp gizlice ABDye götürmek şart oluyor. CIA görevlisi Tony Mendez (Ben Affleck) bu amaçla yaratıcı bir plan yapıyor. Humeyni tsunamisi ortasındaki İrana biryıldız savaşlarıfilmi çekmek için gelen Hollywood yapımcısı kimliğine bürünüp Kanada Büyükelçiliğindeki diplomatları filmin kastkisvesiyle dışarı çıkartıyor ve arkadan Mehrabad Havaalanından özgürlüklerine uçuruyor.

\n

Bu Humeyni Tahranı nere, İtalya nere değil mi?

\n

Ne var ki Romanın kalburüstü sinemaseverleri dahi, tipik bir uygarlık çatışmasışablonuyla izledikleri öykünün sonunda artık uygar Batılıların vahşi İslamcıların elinden kurtarılmasınıalkışlamak ihtiyacı duyuyor.

\n

Beyaz Saray propagandası başka deyişle sadece ABDyi değil, dünyayı ele geçirmiş durumda.

\n

Bu Oscarlar son kertede, işte bu olgunun taçlandırılması.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları