Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

2016’nın yaman, yeni dünyası…

02 Ocak 2016 Cumartesi

Madrid’den ayrılmadan önce, 2015’in son günlerinde, İspanyol başkentinin Cihangir’i sayılan “Chueca”da avangard bir partiye gittim. Bahçesinde egzotik palmiyeleri olan 17. yüzyıldan kalma görkemli bir sarayı, “apartmanlara” dönüştürüp katlar halinde kiraya vermişler. Bizim gittiğimiz “dubleks”i, çok başarılı genç bir avukat satın alır gibi neredeyse “15 yıllığına” kiralamış.
Sanat galerisi sahibi yakın bir arkadaşı için partiyi o veriyordu.
Geceye Madrid’in önde gelen sanat çevreleri damga basmıştı.
Eleştirmenler, küratörler, ressamlar, heykeltıraşlar, kültür-sanat yazarları… Kendimi böyle bambaşka bir ortamda buldum.
Salona girer girmez dikkatimi ilk çeken kişi genç, ince, uzun boylu bir erkek oldu.
Siyah bir “jean” altına sağ ayağına “kırmızı”, sol ayağına “siyah” bir pabuç geçirmişti… Koyu gri renkli tişörtünü, sağ bileğine 5 sıra sardığı “beyaz inci” bileklikle tamamlamıştı. Anlayacağınız karşımda dört dörtlük bir “metroseksüel” erkek vardı…
Adı “Diego” imiş.
Gecenin yıldızı olduğu anlaşılan Diego ile bir süre sohbet ettk.
Diego, Madrid Complutense Üniversitesi’nde sinema dersleri veriyormuş ama en önemli özelliği sinemada kendisinin uyguladığı yeni bir teknikmiş.
Bu son tekniğe göre bildiğiniz “üç boyutlu” gözlükle filan değil, sinemayı bayağı 360 derece içine girerek izliyormuşsunuz.
Kendinizi olayların ortasında, içinde hissediyormuşsunuz…

Sanal gerçekliğin yeni hamlesi
Nasıl olduğunu tam anlayamadım. Diego’yu bir parti ortamında beşinci dereceden sorguya da tâbi tutmadım. Ama anladığım sonuçta her geçen yıl 2000’lerde biraz daha yoğun hissettiğimiz “sanal gerçeklik”te, bir çıta daha atlandığıydı.
“Financial Times”ın “2016 öngörülerini” (31 Aralık) okurken işte Diego’nun öncülerinden olduğu bu “360 derecelik sinema”yı düşünmeden edemedim…
“2016 Avrupa Futbol Şampiyonasını kim kazanacak”tan; “ABD seçimleri” ve “İngiltere AB’den ayrılacak mı?”, “Esad bir yıl daha hâlâ yerinde kalacak mı”ya dek çeşitli konuları kapsayan öngörüler çerçevesinde FT; “2016 sonunda sanal gerçekliğin büyük hamleyi yaptığı yıl olacak mı” sorusunu da soruyor. Gazetenin soruya verdiği yanıt, çoğu yeni teknolojinin henüz “düş aşamasında” kalmasına karşın, fiziki gerçekliğin çoktan aşıldığı, şekil değiştirdiği ve kısaca artık eskisi gibi olmadığı... Üzerine tam bir tarih koymak mümkün olmasa da sizler de vaktinizin çok büyük bir bölümünü nicedir bilgisayarınızla, tabletinizle ya da akıllı telefonla geçirmiyor musunuz?

Fiziki sanal dünya farkı siliniyor
Fiziki dünyada yaşadığınız denli neredeyse artık hep daha yoğun sanal dünyada değil misiniz? Gerçeklik bu yüzden giderek hep artık ikiye bölünüyor.
Bir sosyal ilişkiler dünyamızın gündelik ve bilinen somut gerçekliği var; bir yaşadığımız sanal dünyanın yeni ilişki biçimleri ve “kurgusal gerçeklikleri”… Dünyayı algılama biçimimizi bu iki boyut da artık nerdeyse eşit şartlayarak kuşatıyor. Eskiden bilgisayarımıza her ne işimiz varsa bakıp, hayata dönerdik. Artık tam tersi oluyor.
Bilgisayar dünyasından ve sanal dünyadan geri kalan zamanlarda; eş, dost, ailemizle fiziksel gerçekliği yaşıyoruz.
Düşündüğümde, bunun… hayat süremdeki en büyük değişiklik olduğunu fark ediyorum. Öyle ki artık sanal gerçekliğin olmadığı bir dünyayı bugünün çocuklarına anlatmak neredeyse imkânsız.
Huxley’nin ünlü “Cesur Yeni Dünya”sının kulakları çınlasın!
“Söyleyeceklerim şimdi sana inanılmaz gelebilir!” diyordu Huxley, orada bir karakterinin ağzından ve ekliyordu: “Ama gerçeklerine alışık olmadığın bir geçmiş, daima inanılmazdır.”
2016; geçmişin gerçekleri ile gelecek; sanal gerçeklik ve fiziki gerçeklik arasında sınırların büsbütün zayıfladığı, gevşediği ve flulaştığı yıl olacak. 2016’nın yaman ve yeni dünyasına hoş geldiniz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları