Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

2016..

25 Aralık 2016 Pazar

2016’nın son günlerindeyiz.
Arkada kalan yıl, Avrupa ve dünya için bir yol ayrımı ve kırılma yılı oldu.
ABD’de “asla mümkün olmaz” denen şey gerçekleşti; “alternatif sağ” tabir edilen “aşırı sağcıların” itibar ettiği Trump başkanlığa seçildi.
İngiltere de “çokkültürlülük istemezük!” diye kazan kaldıran hoşgörü karşıtlığının sözcüsü “Brexit”çiler keza, bu ülkeyi AB’den koparttı.
Eski Kıta’da demokrasi, çoğulculuk, barış içinde bir arada yaşamanın sembolü olan Avrupa Birliği, çözülme sürecine girdi.
AB’nin ana eksen ülkelerinden Fransa’da baharda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Elysée’ye artık Le Pen’in çıkması bundan böyle tamamen olasılık dışı değil.
“Eksen”in öbür ayağı Almanya’da “istikrar” kalesi ve “aşırı sağa” karşı merkezin güvencesi olarak görülen Merkel bu yıl, darbe üstüne darbe yedi. Yıl içinde yapılan 5 yerel seçimde geriledi. Bizzat kendi seçim bölgesi olan Mecklenburg-Vorpommern’de dahi aşırı sağdaki “Almanya İçin Alternatif Partisi” (AfD) tarafından 3. sıraya itildi.

Fransa-Almanya cihat cephesi
Aşırı sağ savrulmanın tehdidi altındaki ülkeler artık yalnız Polonya-Macaristan gibi demokrasi geleneği görece az gelişmiş eski Doğu Avrupa Bloku kalıntıları değil. Eski Kıta’nın tam merkezi ve kalbini oluşturuyorlar.
Fransa’yı radikalleştiren dönemeç Charlie Hebdo, Bataclan saldırıları ardından bu yaz yaşanan büyük Nice badiresi oldu. 15 Temmuz’a tekabül eden günlerde olduğu için yakından izeleyemediğimiz saldırıda, ulusal gün kutlamalarını izleyen 90 civarı insan Nice’te yaşamını yitirdi.
Almanya’yı 2016’da “cihat ve köktencilik” cephesi haline getiren gelişmeler beri yandan birebir yılbaşında başgösterdi. Köln’de yılbaşı kutlamalarında “Arap görünümlü” tasvir edilen yüzlerce erkek, Alman kadınlarına hiç benzeri görülmemiş bir “toplu taciz”de bulundu.
Kent göbeğindeki katedral ile istasyon arası bölgede yalnız kadınları markaja alarak, fiziki saldırıda bulunan “taciz çeteleri”, Almanya’ya “korku filmi” kıvamında şok yaşattı.
“Kadınlı-erkekli yaşama”, “kadın-erkek eşitliğine” ve “kadın özgürlüklerine” saldırı şeklinde algılanan olay, “uygarlık çatışması sıçraması” kontenjanından değerlendirildi.
“Köln travması” ile başlayan yıl, Berlin’de bir düzine insanın yaşamını yitirdiği “Noel katliamı” ile noktalandı.
Katliamın ardından yapılan kamuoyu yoklamaları, aşırı sağ AfD’nin 2.5 puanlık artışla yüzde 15.5 bandına yerleştiğini gösterdi.

Elçi suikastına ‘uygarlık çatışması’ yaklaşımı
Türkiye’de aynı gün “İslamcı bir Türk polisi” tarafından Rus büyükelçinin katledilmesi, Avrupa basını baş sayfalarına gene “uygarlık çatışmasının son perdesi” olarak yansıdı.
2016 böylece “uygarlık çatışması algısı”nın sistemli biçimde kademe kademe yükseldiği yıl olarak kayıtlara geçti.
İslam dünyası uzmanı Gilles Kepel 2016’daki “medeniyetler çatışması tırmanışını” sade saldırıların yarattığı dehşet açısından değil, seçilen “tarih” ve “hedeflerin” sembolizmi bağlamında da değerlendiriyor.
Nice saldırısının örneğin Fransa’nın aydınlanma, laiklik, cumhuriyet kimliğini tanımlayan “14 Temmuz”da yapılmış olmasını ve en son Berlin’deki saldırının Hıristiyanlığın en önemli bayramı “Noel kutlamalarını” hedef almasını bir tesadüf olarak değerlendirmiyor.
Son kitabı “Fracture/Kırılma”da Müslümanlar ile Avrupalılar arasında büyüyen gediği mercek altına alan Kepel; “14 Temmuz bayramı” ile “Noel”in odak yapılması suretiyle Avrupa’nın hem geleneksel, hem modern mirasına cepheden saldırıldığını söylüyor.
2016’ya bu nedenle “Avrupa’nın 2001”i ya da “11 Eylül yılı” demek yanlış değil.
2016, göçmenlere, genel olarak yabancılara, özellikle Müslümanlara karşı kuşkuların, korkuların arttığı yıl oldu.
Tavan yapan İslamafobi, yabancı düşmanlığı ile birlikte Avrupa’nın yerleşik siyasi partileri ve politikacılarına güveni azalttı. Akılcılıktan uzak, duygusal, irrasyonel, ırkçı söylemlere prim veren sağcı, popülist partilere ilgi yaygınlaştı.
Fransa’da cumhurbaşkanlığı, Almanya’da parlamento seçimleri açısından kritik seçim yılı olarak görülen 2017’de, bu “yol ayrımı yıl”ın faturası çok ağır hissedilecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları