Necati Özkan

Bu iş bitti mi?

25 Nisan 2022 Pazartesi

Tarihi bir dönüşümün eşiğindeyiz. En geç 14 ay sonra ülkenin talihini kökten değiştirecek bir seçim yapacağız. Muhalefet bileşenleri, hayat pahalılığı, işsizlik ve kötü yönetimin neden olduğu ekonomik kriz verilerine bakarak “Bu iş bitti” havasında. Altılı masanın kurulmasından sonra ise Ankara’daki kimi merkezlerde hükümetler oluşturuluyor.  

Seçmen kararında ekonominin çok önemli bir faktör olduğu aşikâr. Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğumuz günler geride kaldı. TL’nin değeri tarihte olmadığı kadar eridi. İşsizlik alabildiğine yükseldi. Çalışan nüfusun yüzde 65’ten fazlası asgari ücrete mahkûm edildi. Bu gidişatın sonucunda iktidar blokunu oluşturan üç partinin oy toplamı yüzde 40-42’lere geriledi. HDP dahil muhalefet bileşenlerinin toplam oyu ise yüzde 58-60 bandına yerleşti. Tüm bu veriler gerçekten de zeminin hazır olduğunu ve iktidarın değişme ihtimalinin yükseldiğini söylüyor. 

DURUM ORTADA

Ama yine de durum ortada. Dünya örneklerine baktığımızda ekonomik çöküşün otoriter popülist rejimlerden kurtulmak için yeterli olmadığını biliyoruz. Kuzey Kore, İran, Venezüella gibi pek çok ülkede görüldüğü üzere, halk bir lokma ekmeğe muhtaç hale gelse de rejim yerinde kalabiliyor. 

Türkiye’deki iktidarın sicilinden, sahip olduğu idari ve siyasi avantajlarla neler yapabileceğini biliyoruz. İktidar, medya gücüyle gündemi belirleme kabiliyetini koruyor, seçim yasasını değiştirerek muhalefete tuzaklar kurabiliyor, kontrollü gerilim yaklaşımıyla güvensizlik ortamı yaratabiliyor. Ve seçim güvenliğinden sorumlu kurulların yapısını bozarak muhalefetin sayısal üstünlüğünü seçim gecesinde boşa çıkaracak hazırlıkları sürdürüyor.

Bu süreçte altılı masanın kurulmuş olması gerek şarttır ama yeter şart değildir. Demokrasiye dönüş çabalarının sonuç verebilmesi için muhalefetin topyekûn birliği sağlanabilmelidir. Muhalefet bileşenlerinin mutabık kalacağı kapsamlı bir ekonomik kalkınma projesi hazırlanmalı ve seçimi açık ara kazanacak en güçlü adayın etrafında birleşilmelidir. 

MACARİSTAN DERSLERİ

Geçen yıl faaliyete geçen Türkiye’nin yeni düşünce kuruluşu Reform Enstitüsü, demokrasi, ekonomi, sosyal politikalar ve dış politika alanlarında karar vericilere öneriler sunma iddiasıyla toplantılar düzenliyor, raporlar ve yayınlar hazırlıyor. Enstitü’nün geçen hafta yayımladığı “Macaristan Muhalefet Birliğinin Tecrübesi” raporu, Türkiye ile benzerlikler taşıyan Macaristan’da altı partili muhalefetin, 12 yıllık Orban iktidarı karşısında aldığı  ağır yenilgiye odaklanıyor ve seçimden çıkan dersleri şöyle özetliyor:

- Yetersiz aday: Peter Marki-Zay muhalif partilerin “razı” olduğu bir çatı adaydı ama seçim kazanacak karizması yoktu. Dahası iktidarın muhafazakârlığını taklit etti.

- Negatif kampanya: Muhalefet, seçmene kendi çözümlerini sunmak yerine, rejimin yolsuzluklarına odaklandı ve Orban karşıtı negatif kampanya yürüttü. 

- Koordinasyonsuzluk: Muhalefet, ittifak olmanın ötesine geçerek ülkeyi yönetme iddiasını sergilemeyi beceremedi. Muhalif liderler, ana meselelerde bile birbirinden farklı açıklamalarla seçmende güvensizlik yarattı.

- Liste hataları: Dar bölge seçim sistemine göre hazırlanan ortak listelerdeki yanlış adaylar, seçmenin sandığa gitme motivasyonunu kırdı. Çatı adayın partilerle uyumsuzluğu ve muhalefet içi çatlaklar Orban’ın işini kolaylaştırdı. 

- Ukrayna savaşı: Orban, savaş başlar başlamaz seçimin ana aksını savaş ve barış arasında bir referanduma çevirdi. Muhalefet adayı Marki-Zay’ın aldığı NATO yanlısı tutum ise belirsizlik duygusunun büyümesine ve seçmenin “istikrarı” tercih etmesine neden oldu.

- Kutuplaşma: Orban kampanyası, LGBT kaynaklı kır-kent kutuplaşmasını derinleştirerek muhalefetin metropollerdeki üstünlüğünü yenmeyi başardı.

Macaristan deneyimi, siyaseten 5+1’in 6’dan daha küçük olabileceğini ve “Bu iş tamam” duygusunun Türkiye’nin geleceği için büyük risk olduğunu kanıtlıyor. Muhalefet, ittifakı büyüterek yola devam eder, aday konusunda hata yapmaz ve sandık güvenliğini tam olarak sağlayabilirse Türkiye bu gecekondu rejiminden kurtulabilir. Aksi halde zemin ne kadar hazır olursa olsun, mağlubiyet kaçınılmazdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları