Putin'den 'Kürt Sorunu' çıkışı... 'Esad döneminde çözülmeliydi...'

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülke ve dünya gündemine ilişkin halktan ve medyadan gelen soruların yanıtlandığı geleneksel “Direkt Hat” programında kameraların karşısına geçti.

Putin'in ana başlıklarından biri de 61 yıllık Baas rejiminin sona ermesinin ardından Suriye'de yaşanan gelişmeler oldu. Yerli ve yabancı basın mensuplarının katıldığı programda Putin, Kürt meselesine de değindi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kürt sorununun çoktan çözülmüş olması gerektiğini belirterek, "Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. Suriye'de Devlet Başkanı (Beşar) Esad döneminde çözülmesi gerekiyordu, şimdi ise Suriye topraklarını kontrol eden yetkililerle çözülmesi gerekiyor. Türkiye’nin de bir şekilde güvenliğini sağlaması gerekiyor. Bunların tamamının bilincindeyiz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 'sınırdaki Kürt oluşumları uzaklaştırmak için operasyon düzenleyebileceği' mesajını da veren Rusya Devlet Başkanı şöyle konuştu:

"Türkiye, Suriye'deki gelişmeler ışığında, güney sınırlarında güvenliği sağlamak, sığınmacıların kendi topraklarından fiilen Türkiye'nin kontrolü altında olan Suriye'nin diğer bölgelerine geri dönmesi için koşullar yaratmak, belki de Kürt oluşumları sınırdan uzaklaştırmak için her şeyi yapıyor. Tüm bunlar mümkün ve belki de bir dereceye kadar gerçekleştirilecek."

ESAD İLE GÖRÜŞECEK Mİ?

Suriye'nin devrik lideri Beşar Esad'ın Moskova'ya geldiğinden bu yana görüşmediğini, ancak ileride görüşeceğini söyleyen Putin, “Dürüst olmak gerekirse, Moskova'ya gelişinden bu yana Başkan Esad'ı henüz görmedim, ancak görmeyi planlıyorum, kendisiyle kesinlikle konuşacağım” dedi.

Suriye'de yaşananların Rusya için bir yenilgi olmadığını ifade eden Putin, “Sizler (Batılı gazeteciler ve onların maaşlarını ödeyenler) Suriye'de olup biten her şeyi bir tür başarısızlık, Rusya'nın yenilgisi olarak sunmak istiyorsunuz. Sizi temin ederim ki durum böyle değil” açıklamasında bulundu.

Putin, Suriye'de kaybolan ABD'li gazeteci Austin Bennett Tice'ın akıbeti hakkında Esad'la konuşacağını belirten Putin, “12 yıl önce Suriye'de bir adamın kaybolduğunu biliyoruz. Oradaki durumu anlıyoruz, orada aktif bir çatışma vardı ve her iki tarafta da. Anladığım kadarıyla savaşan değil gazetecilik görevini yapan bu vatandaşa, bir gazeteciye ne olduğunu Başkan Esad'ın kendisi biliyor mu? Yine de bu soruyu kesinlikle soracağıma söz veriyorum” diye konuştu.

“SURİYE'DE KARA BİRLİKLERİMİZ YOK”

Rusya'nın, Suriye'de kara birlikleri olmadığını belirten Putin, “Suriye'de kara birliklerimiz yoktu. Oradaki iki üssümüz hava ve deniz üsleriydi. Kara unsurumuz ise Suriye'nin kendi silahlı kuvvetleri içerisindeydi. Hepimizin bildiği gibi burada bir sır yok, orada sözde İran yanlısı savaş grupları var” dedi.

Rusya'nın, Suriye'ye 10 yıl önce orada bir terör bölgesinin ortaya çıkmasını önlemek için geldiğini ve hedeflerine ulaştığını belirten Putin, “Sonuçta biz Suriye'ye, başka ülkelerde, örneğin Afganistan'da olduğu gibi bir terör bölgesi oluşmasın diye geldik. Genel olarak hedeflerimize ulaştık” diye konuştu.

Putin, Rusya'nın Suriye'deki tüm gruplarla ve bölgedeki tüm ülkelerle ilişkilerini sürdürdüğünü kaydederek, “Bugün Suriye Arap Cumhuriyeti'nde durum elbette kolay değil. Oraya barış ve sükunetin geleceğini umuyoruz. Oradaki durumu kontrol eden tüm gruplarla ve bölgedeki tüm ülkelerle ilişkilerimizi sürdürüyoruz” açıklamasında bulundu.

RUS ÜSLERİNİN DURUMU NE OLACAK?

Putin, Rusya'nın, Suriye'de askeri üs bulundurmayı düşüneceğini ifade ederek, “Suriye'de durumu kontrol eden grupların ezici çoğunluğu bize, Suriye'deki askeri üslerimizin kalmasıyla ilgileneceklerini söylüyor. Bilmiyorum, bunu düşünmek zorundayız çünkü şu anda bu ülkedeki durumu kontrol eden ve gelecekte de kontrol edecek olan siyasi güçlerle ilişkilerimizin nasıl olacağına kendimiz karar vermek zorundayız” dedi.

Rusya'nın, 4 bin İranlı savaşçıyı Suriye'den Tahran'a götürdüğünü söyleyen Putin, “Daha önce İranlı dostlarımız bizden Suriye topraklarındaki birliklerini nakletmelerine yardım etmemizi istediler, şimdi ise onları oradan çekmemizi istediler. Hmeymim üssünden 4 bin İranlı savaşçıyı Tahran'a götürdük. İran yanlısı birliklerin bir kısmı savaşmadan Lübnan'a, bir kısmı da Irak'a gitti” ifadelerini kullandı.